Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Geçen hafta Macron'un kendisiyle bizzat görüştüm. Baktım garip garip şeyler söylüyor. Tabii garip garip şeyler söyleyince de kendisine biraz frekansı yüksek oldu ama söylemek zorunda kaldım. Çünkü bizim Silahlı Kuvvetlerimizi, bizi, kalkıp da asla kabullenemeyeceğimiz bir yere oturtmak kimsenin haddine değil." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Elysee Sarayı'nda, Suriye'de terör örgütü PYD'nin başını çektiği SDG'den bir heyeti kabul etmesi ve ardından yapılan açıklamalara değindi.
Fransa'nın tamamen yanlış buldukları ve yanılgılardan kaynaklandığını umdukları bu tavrından fevkalade üzüntü duyduklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçen hafta Macron'un kendisiyle bizzat görüştüm. Baktım garip garip şeyler söylüyor. Tabii garip garip şeyler söyleyince de kendisine biraz frekansı yüksek oldu ama söylemek zorunda kaldım. Çünkü bizim Silahlı Kuvvetlerimizi, bizi, kalkıp da asla kabullenemeyeceğimiz bir yere oturtmak kimsenin haddine değil. Eskiden beri ülkelerinde serbestçe faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarını dün bir kez daha en üst düzeyde ağırlayanlar, bunun Türkiye'ye karşı husumet ifadesinden başka bir anlamı olmadığını bilmelidir."
Erdoğan, aynı terörist grubunun bir kısmının, bu sabah yol yapım çalışması gerçekleştiren işçilerin emniyetini sağlamakla görevli güvenlik güçlerine saldırdığına dikkati çekerek, bu saldırıda 6 güvenlik korucusunun şehit olduğunu, 4 asker ve 3 güvenlik korucusunun da yaralandığını aktardı.
Şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyanın neresinde yol yapan işçilere, hasta taşıyan ambulanslara, eğitim veren öğretmenlere saldıran bir terör örgütü vardır? Türkiye'dekiyle Suriye'dekiyle Irak'takiyle hepsi de aynı olan bu terör örgütü işte böylesine alçak bir yapıdır. Neymiş, 'o PKK değilmiş, bize göre terör örgütü PKK'ymış.' Ey Batı, 'SDG' dediğiniz Suriye Demokratik Güçleri, bu terör örgütünün aynısıdır. Bunlarla siz bizi aldatmaya çalışıyorsunuz.
Kusura bakmayın, biz bunların hepsinin temelini biliriz, hücrelerini okuruz. Dolayısıyla bunları bize yutturamazsınız. Bunların adresine varana kadar, hepsinin künyesi bizde var. 24 saatte bir ismini değiştirseniz, biz bunları tanırız. Bizde çok bunların tanımını yapan ifadeler var da onları böyle bir resmi toplantıda kullanmak işime gelmez. İkili olarak karşı karşıya otursak onu da anlatırım."
- "Haddini ve boyunu çok aşan bir beyandır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Elysee Sarayı'nda, Suriye'de terör örgütü PYD'nin başını çektiği SDG'den bir heyeti kabul etmesi sonrasında yapılan açıklamalara yönelik ise şunları söyledi:
"(YPG'ye destek garantisi verdik) lafa bak. 'Türkiye ile SDG arasında aracı olabiliriz' lafı, eğer bu şayet doğruysa ki Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü'ne bunu, muhatabı olarak kendisi vermiştir o da bu ifadeyi kullanmış, bunu söyleyen kişinin haddini ve boyunu çok aşan bir beyandır bu. Hani bizde bir söz var ya 'Gelin güvey olmak' falan, sana böyle bir görevi kim verdi? Boyunu aşan işlere girme.
Bizim arabulucuya ihtiyacımız yok. Türkiye'nin ne zamandan beri terör örgütleriyle bir masaya oturmak gibi sorunu var? Nereden çıkardınız bunu? Siz, terör örgütleriyle masaya oturabilirsiniz ama Türkiye, terör örgütleriyle mücadelesini Afrin'de olduğu gibi yapar. Siz yine aynen devam edin. Siz kim oluyorsunuz ki bir terör örgütüyle Türkiye arasında arabuluculuk ifadesini ağzınıza alabiliyorsunuz? Daha kendi kirli ve kanlı geçmişlerinin hesabını verememiş olanlar, bugün de kendilerini terör örgütleriyle yan yana tahayyül edebilirler ama Türkiye için böyle bir durum asla söz konusu değildir."
"Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu" atasözünün bu süreci çok iyi tanımladığını vurgulayan Erdoğan, "Bunların arkadaşlarının YPG'liler yani bölgemizdeki en eli kanlı, en ahlaksız, en haysiyet yoksunu, en insanlık düşmanı teröristler olduğunu gördük. Bu tavrından sonra Fransa'nın hiçbir terör örgütünden, hiçbir teröristten, hiçbir terör eyleminden şikayetçi olma hakkı kalmamıştır. Teröristlerle yatıp kalkan hatta onları saraylarında ağırlayanlar, yaptıkları yanlışı er geç anlayacaktır." dedi.
- "Ümit ediyoruz ki bizden yardım istemeye kalkmazlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröristleri böylesine pervasızca destekleyenlerin ortaya çıkacak sonuçların hesabını Fransa kamuoyuna vermeye de hazır olmaları gerektiğinin altını çizdi.
Her an Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıların onların başına da gelebileceğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim bu konuda şakamızın olmadığını, en küçük bir müsamahamızın bulunmadığını anlamaları için daha ne söylememiz, ne yapmamız lazım bilmiyorum. Yıllarca kendi ülkelerindeki canileri, sırf başlarından def etmek için bilinçli olarak DEAŞ saflarına yönlendirenler, şimdi evlerine dönen bu profesyonel teröristlerle ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlar. Bugünlerde hararetle destekledikleri PYD konusunda yaşayacakları durum da farklı değildir. Suriye'den, Irak'tan canını kurtarıp kaçan teröristler, Fransa'nın bu politikasından aldıkları cesaretle oraya doluştuğunda ümit ediyoruz ki bizden yardım istemeye kalkmazlar."
Erdoğan, Türkiye'nin bu konudaki gündemi ve tavsiyelerinin bambaşka olduğunu belirterek, "Bize göre bundan sonra yapılması gereken bu tür gereksiz tartışmalar yerine, Suriye'de ve Irak'ın kuzeyinde nasıl bir gelecek inşa edilebileceğinin, Türkiye ile birlikte planlanması ve uygulanmasıdır. Biz bu konuda, bizimle çalışmak isteyen herkesle görüşmeye, konuşmaya, ortak eylem planları hazırlamaya varız." dedi.
- "Kaç tane Suriyeli mülteciyi Fransa'da ağırladınız?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılan Suriye şehirlerini yeniden ayağa kaldırmak, Türkiye'deki milyonlarca mülteciye Suriye topraklarında yerleşim alanları inşa etmek konusunda yapılabilecek iş birliklerini konuşmak istediklerini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elysee'de 7 tane teröristi ağırlıyorsun da acaba Türkiye 3,5 milyon Suriyeli mülteciyi ağırlarken 'bana da ne düşüyor?' diye bir sorunuz oldu mu? 'Ben ne yapabilirim?' diye bir sorunuz oldu mu veya kaç tane Suriyeli mülteciyi acaba Fransa'da ağırladınız? Bana bunun cevabını verebilir misin? Ama 7 tane teröristi, Elysee Sarayı'nda ağırlayacak kadar teröre karşı olduğunuzu böylece tescil etmiş oldunuz.
Son 7 yılı adeta gasbedilen Suriyeli kardeşlerimize yeniden nasıl aydınlık bir gelecek kurabileceğimizi hiç konuştuk mu? Artık bizimle Suriye meselesini konuşmak isteyenler, bu tür gündemlerle bizim karşımıza gelmelidir. Yoksa Suriye topraklarını teröristlerden arındırma ve Suriyelileri huzur içinde yaşayabilecekleri güvenli bölgelere kavuşturma konusundaki tavrımızı operasyonlarımızla gösterdik, göstermeyi de sürdüreceğiz."
(Sürecek)