HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basın toplantısında konuştu: (4)

"Toplanan vergilerin çok daha fazlası deprem konusundaki çalışmalar için harcanmıştır" - "İstanbul Belediye Başkanı Elazığ'a gitmemiş, Erzurum'a tatile giderken Elazığ'a uğramış. Bunu İstanbul Belediye Başkanı'na sempati besleyen pek çok kişinin söylediği, pek çok yazarın ifade ettiğini görüyoruz"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Toplanan vergilerin çok daha fazlası deprem konusundaki çalışmalar için harcanmıştır." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Ömer Çelik, Elazığ'daki depremin ardından bölgeye giden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, sonrasında kayak merkezi ziyaretiyle ilgili sosyal medyadaki yorumlar anımsatılarak, "Sizin yorumunuz nedir?" sorusu üzerine, "Gördüğünüz gibi İstanbul Belediye Başkanı Elazığ'a gitmemiş, Erzurum'a tatile giderken Elazığ'a uğramış. Bunu İstanbul Belediye Başkanı'na sempati besleyen pek çok kişinin söylediği, pek çok yazarın ifade ettiğini görüyoruz." dedi.

Bakanların halen bölgede olduğunu ve enkaz kaldırma çalışmaları bitmesine rağmen köyleri gezerek ihtiyaçların giderilmesi için çalışma yürüttüklerini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:

"Elazığ'a gitmek böyle olur, Elazığ'a destek vermek bu şekilde olur. Tatile giderken oraya uğramak şeklindeki bir yaklaşımın nasıl eleştiri aldığının, nasıl yanlış bulunduğunun herkes tarafından ifade edildiği şekilde biz de görüyoruz. Herkes kendisine yakışanı yapar. Bizim arkadaşlarımız kendilerine yakışanı yaparak ilk andan itibaren orada olmuşlardır ve orada olmaya devam ediyorlar. İlgili görevli arkadaşlarımızın hepsi sahadadır ve sahadaki çalışmalarını yürütmeye devam ediyorlar."

Çelik, "AK Parti Genel Başkan yardımcılarının bölgeye gidip bakanlara destek olduğunu gördük. Buna CHP'lilerin 'parti devleti' şeklindeki eleştirilerine yorumunuz nedir?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Parti devleti, Türk siyasi hayatında ve tarihinde CHP patentli, CHP'nin uygulamalarıyla kavramsallaştırılmış bir atıftır. Yani parti devleti uygulaması denilince siyasi tarihimizde çok uzun yıllar ve acı tecrübeler ortaya çıkarak CHP anlaşılmaktadır. Bir parti düşünün AK Parti'den 'parti devleti' diye bahsediyor. Ama kendisinin İş Bankası hissesi var. Hazine'ye, devlete ait olması gereken hisseleri kendi bünyesinde bulunduran, bulundurmaya devam eden, tüm uyarılara rağmen buna devam eden bir parti var. Eğer CHP 'parti devleti' konusunda bir tartışma açmak istiyorsa ilk önce İş Bankası hisseleriyle ilgili olarak üzerine düşeni yapması, bunları Hazine'ye devretmesi gerekir."

Bölgeye bütün sivil toplum örgütleri ve pek çok belediyenin gittiğini belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Hepsine şükran duyuyoruz, hepsine müteşekkiriz. Fakat parti devleti kavramsallaştırmasıyla ilgili yine bir örnek vereyim; CHP genel başkan yardımcısı birtakım belediyelerin ismini koyarak, ki o belediyelerin elemanları orada çok önemli, güzel işler yaptılar, ama bunu istismar ederek 4, 5 tane belediyenin ismini koyarak 'CHP Elazığ'da' diye bir logo yayımlıyor, şema yayınlıyor. Biz ne diyoruz? Devlet orada, millet orada diyoruz. Devletin ilk andan itibaren orada olduğunu, devletin milletin yanında ve milletin hizmetinde olduğunu, milletin tamamının da gönlünün eliyle ulaşabildiği imkanlar çerçevesinde elinin ve yardımının orada olduğunu söylüyoruz. Asıl bu şey içerisinde bir tek CHP'den gördük bunu. Belediyeleri etiketleyerek 'İstanbul, Ankara, İzmir başka belediyeleri etiketleyerek CHP orada' diye... Halbuki bunlar kamu kurumudurlar ve kamu kurumlarının bütün belediyelerimizin oraya koşturması takdire şayandır. Hepsi, bütün belediyelerimizden giden görevliler AFAD'ın koordinasyonunda önemli işler yapmıştır. Bunu tutup da 'CHP Elazığ'da' gibi sunmak esas parti devleti uygulaması budur. Tabii bakanlarımızın yaptığı faaliyetler başkadır. Bizim arkadaşlarımızın yaptığı faaliyetler başkadır. Tabii ki koordinasyon toplantılarında bakanlarımızın faaliyetlerini izliyorlar, bunları değerlendiriyorlar, istişare ediyorlar, nihayetinde aynı siyasi yapının içerisindeyiz."

- "Bu konu, bir rakam meselesi değildir"

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "deprem vergisi" konusundaki açıklamalarına ilişkin bir soru üzerine, bunların tek tek, kalem kalem de sayılabileceğini, daha sonra bunların dağıtılabileceğini de belirtti. Çelik, "Net olan şudur; toplanan vergilerin çok daha fazlası deprem konusundaki çalışmalar için harcanmıştır." dedi.

Depremin bir partinin, hükümetin meselesi olmadığına, bunun bir devlet meselesi olduğuna işaret eden Çelik, milletin can güvenliğinin korunması ve afetlere karşı hazırlığın büyük bir koordinasyon içerisinde gerçekleştirildiğini anlattı.

İlgili bakanların zaman zaman bu konudaki açıklamalarına da değinen Çelik, "Kamu kurumlarının iyileştirilmesinden okulların iyileştirilmesine, çeşitli konutlar yapılmasına, derslikler yapılmasına, bunların güçlendirilmesine, burada deprem sonrası çeşitli depremler sonrası örneğin Marmara, Bingöl, Elazığ, Van ve Kütahya depremleri sonrası o depremden afetten zarar gören yerlerin iyileştirilmesine dönük harcanan miktarlar, ev, cami, okul yapılması için harcanan miktarlar, iş yeri, ahır, okul, sağlık merkezi yapılması çeşitli yerlerde bununla ilgili olarak ev, iş yeri, derslik güçlendirmesiyle ilgili olarak harcanan paralar, riskli bölgede konutların dönüştürülmesiyle ilgili harcanan paralar, bahsettiğiniz vergi kalemlerinden çok daha yüksek bir miktarı ifade etmektedir." değerlendirmesini yaptı.

Bunların zaten çeşitli yerlerde kalem kalem de açıklandığına işaret eden Çelik, "Bunlar gerektiğinde ilgili bakanlar tarafından da açıklanır. Fakat, esas mesele şudur; bunu büyük bir iddia ile söylüyoruz. Şimdiye kadar bu konuya ilgili toplanan vergilerden çok daha fazlası harcanmıştır." diye konuştu.

Bu konunun bir rakam meselesi olmadığının altını çizen Çelik, şöyle konuştu:

"Bilip bilmeden bunu böyle bir zamanlamayla da böyle yakışıksız bir şekilde sanki 'Bu deprem vergileri kullanılmadı' gibisinden bir açıklamayla gündeme getirmek de hiçbir ahlaki yaklaşımla bağdaşmaz. 'Deprem zamanı deprem vergilerini konuşmayalım mı?'... İyi de önce bir bilgisi olsun. Nihayetinde bir partinin genel başkanıdır. Bu bilgileri çeşitli yerlerden alabilecek imkanlara sahiptirler. Bunlar kalem kalem harcanmıştır, kalem kalem konuşulmuştur. Daha önce de bunlar defalarca ifade edilmiştir. Mesele, rakam meselenin çok ötesindedir. Rakam meselesi olarak görmüyoruz biz bunu. Devletin vatandaşına yapması gereken, can güvenliğinin, mal güvenliğinin sağlanması için, afetlere karşı hazırlık için yapılan bir hizmet bu."

Kamu binalarından okullara, evlere, camilere, dersliklere eğitim imkanlarının, alt yapının güçlendirilmesine kadar yapılan çalışmaların bulunduğunu aktaran Çelik, ayrıca Elazığ depreminde de görüldüğü gibi sahada faaliyet gösteren ekiplerin standartlarının yükseltilmesi için yürütülen çalışmalara da değindi.

Türkiye'nin bu konuda dünya çapında standartlar yakaladığının altını çizen Çelik, "Buradaki ekiplerin ne kadar organize olduklarını ve dünya standartlarında bir iş yaptıklarını görüyoruz. Bir yanda hem bu afetlere karşı dayanıklılığımızı artırıyoruz, olmuş afetlerdeki vatandaşlarımızın zararlarını gidermeye, yaralarını sarmaya çalışıyoruz, bir de afetlere hazırlık ve afet olduğunda da müdahale edecek ekiplerin standartlarını yükseltmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

- "Geçmişte de oldu ama cevap vermedik"

Çelik, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "FETÖ'nün siyasi ayağının" araştırılmasına yönelik ifadelerine ilişkin soru üzerine açıklamanın, bir bürokrat ve askeri yetkilinin yapmaması gereken son derece çirkin bir açıklama olduğunu ifade etti.

Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Maalesef şöyle kötü bir huy var; bunun en büyük temsili örneği de görevdeyken yaptığı basın toplantılarında ortaya koydukları tavırlarda olduğu gibi yani askeri geçmişi olan bir yetkilinin, Genelkurmay Başkanlığı yapmış birisinin kendi görev dönemiyle, kendi yaptıklarıyla ilgili hesap vermesi, konuşması lazım. Onun yerine işi gücü bırakıp bir siyasi aktör gibi emrinde çalıştığı hükümetin uygulamalarını eleştirerek kendi ödevlerini yapıp yapmadığı konusunu sürekli es geçmesi gibi bir durumla karşı karşıyayız. Fakat söz konusu şahıs, defalarca çeşitli konularda açıklama yaptı. Her yaptığı açıklamada şu vardır, kendisi mükemmel işler yapmış, hükümet yanlış yapmış."

Çelik, Başbuğ'un emrinde olduğu bir hükümetle ilgili bu şekilde konuşmasının demokrasiden nasibini almadığını gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Geçmişte de oldu ama cevap vermedik. Bu vesileyle hepsine toplu bir şekilde cevap vermiş olayım. Ben de siyasetçi olarak, arkadaşlarımız da çıksa, 'Bu şahıs görev döneminde şu şu işleri doğru, şu şu işleri yanlış yapmıştır. Hükümet uyarmasına rağmen şu işleri yapmamıştır. Eline boru alıp çıktığı basın toplantılarında şöyle bir manzara ortaya koymuştur.' gibisinden birtakım yaklaşımlarda bulunsa, bu doğru bir yaklaşım mıdır? Devlet adabı, devlet adamlığı diye bir şey vardır. Bir devlet adamı bulunduğu dönemle ilgili eleştiri ortaya koyarken aynayı önce kendisine tutacak, ondan sonra çevreyle ilgili konuşacak."

- "Belediyeler yasası düzenlemesi çalışmaları"

Muhalefet partilerinin belediyeler yasası düzenlemesi ve kayyum atamalarına yönelik eleştirilerini değerlendiren Çelik, meşru şekilde yapılan düzenlemeyle ilgili çalışmaların sürdüğünü bildirdi.

Çelik, şunları kaydetti:

"Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki esas kayyum, politikalarla ilgili bir kayyumdur. Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir vesayet kayyumu vardır. Sürekli olarak siyasetin, hükümetin yaptığı her şeyi eleştiren, buna karşılık sürekli olarak belli bir vesayet alanının korunmasını öngören bir yaklaşımdır. Bunlarla ilgili arkadaşlarımız çalışıyor. Bildiğim kadarıyla CHP'nin bazı belediye başkanlarından da görüş alıyorlar. Bunlar Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre yapılan düzenlemeler. Çıktığı zaman tekrar konuşuruz, değerlendiririz ama verecekleri katkıyı konuşsunlar. Daha baştan her şeyi kitlemeye, maalesef sakatlamaya yönelik bir yaklaşım içerisine giriyorlar."

(Bitti)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler