Kayseri (AA)- Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Utaş, Bazı hastalarda çok şiddetli seyreden aknenin
hastada utanmaya, kendine olan güvenin azalmasına, arkadaş çevresinden uzaklaşmaya ve strese neden olabileceğini söyledi.
Utaş, halk arasında sivilce adıyla bilinen aknenin, özellikle gençlerde en sık rastlanan deri hastalıklarından biri olduğunu kaydetti.Ergenlik döneminin başlangıcı ile yüzde ilk belirtileri çıkan aknenin, yüz dışında göğüs ve sırt bölgesinde de görülebileceğini ifade eden Utaş, şöyle devam etti: "Akne derimizde bulunan yağ bezlerinin bir hastalığıdır. Ergenlik dönemine girilmesi ile birlikte yağ bezleri büyümeye ve daha fazla yağ salgılamaya başlar. Bu yağın deri yüzeyine geçişini sağlayan kanaldaki tıkanma ve 'Propionibacterium acnes' adındaki mikroorganizmanın da etkisi ile sivilceler çıkmaya başlar. Görünce hemen sıkmaya çalıştığımız siyah noktalar veya beyaz renkli toplu iğne başı büyüklüğündeki kabarıklıklar aknenin ilk belirtileridir. Bunun dışında deride kabarık kırmızı şişlikler, içi cerahatle dolu şişlikler, kistler ve sert, deriden kabarık nodül adını verdiğimiz şişlikler görülebilir. Bazı hastalarda deride akneye bağlı kalıcı izler de gelişebilir."
Prof. Dr. Serap Utaş, genç kızlarda aşırı kıllanma ile birlikte akne olması durumunda hastanın hormonsal bozukluklar yönünden araştırılması gerektiğine dikkat çekerek, "Ergenlik döneminden sonra kadınlarda görülen aknede uygun olmayan kozmetik kullanımı mutlaka akla gelmelidir. Çünkü, bazı kozmetik ürünler akneye neden olabilirler. Ayrıca yapılan bilimsel çalışmalarda diyetle akne arasında bir ilişki gösterilememiştir" dedi.
Bazı hastalarda çok şiddetli seyreden aknenin hastada utanmaya, kendine olan güvenin azalmasına, arkadaş çevresinden uzaklaşmaya ve strese neden olabileceğini
dile getiren Utaş, (Ergenlik dönemi geçince hastalık da geçer) gibi bir düşünce ile akneyi tedavisiz bırakmanın yüzde kalıcı izlere yol açabileceğini söyledi. Utaş, akne tedavisinin amaçlarının, lezyonların iz bırakmasını engellemek, yıllarca sürebilecek hastalık süresini kısaltmak, akneli kişilerin özellikle de gençlerin kendilerine güvenmelerini sağlamak ve hastalıklarından utanmalarını engellemek olduğunu ifade etti.