-"ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ" SLOGANI-
Erdoğan, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına sınır ötesi operasyonda yaşamını yitiren şehitlere rahmet, yakınlarına ve millete sabırlar dileyerek başladı. Erdoğan'ın bu sözleri üzerine dinleyici sıralarında bulunan bir grup "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganı attılar. Şehit olmak da gazi olmak da vardır" diyen Erdoğan, sınır ötesi operasyonlarla terörle mücadelede önemli bir aşamaya geçtiklerini söyledi. Erdoğan, "Millet olarak, vatan evlatları olarak hepimiz büyük bir sınavdan geçiyoruz. Gün, yüreklerimizin birliğini, beraberliğini kardeşliğini en üst seviyede gösterme günüdür. Gün, bütün provokasyonları bertaraf ederek milletçe kenetlenme bütünleşme günüdür. Allah milletimizin askerimizin yar ve yardımcısı olsun" dedi.
-"YEL KAYADAN BİRŞEY KOPARAMAYACAK"-
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatan evlatlarıyla 70 milyon vatandaşıyla birlikte terör ve terörist karşısında yekvücut olduğunu söyleyen Erdoğan, "Düne kadar teröre gerekli tepkiyi vermeyenler, Türkiye'nin bu mücadeledeki bütün haklılığını bütün açıklığıyla görmüşlerdir. Terörden medet umanlar, terörün çirkin yüzüyle baş başa kalacaklardır. Yel kayadan hiçbir şey koparamayacaktır" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, terörle amaçlarına ulaşacaklarını sananlar büyük bir yanılgı içinde olduklarını vurgulayarak, terörle, kan dökmeyle, hukuksuzlukla hiç kimsenin bir yere varamayacağını, terörün çıkmaz bir yol olduğunu söyledi. "Hukuk içinde çözülemeyecek hiçbir yol yoktur" diyen Erdoğan, herkesin bu yanlıştan dönmesi gerektiğini ifade etti.
-MEŞRU MÜDAFAANIN SONUCU-
Erdoğan, Türkiye'nin sınır ötesi operasyon yapmasının "meşru müdafaa hakkının bir sonucu" olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Her hükümet, her vatandaş, devletin bütün birimleri ister istemez, idarenin vatandaşına, toprağına karşı saldırılarına karşılık vermek, toplumun güvenliğini sağlamak, ülkenin birliğini korumak durumundadır. Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının gereği olarak terörist unsurlara karşı mücadele yürütmesini uluslararası toplum gayet iyi anlamış ve anlayışla karşılamıştır.
-"TEMEL REFERANSIMIZ HUKUKTUR"-
Türkiye'nin barışçı karakterinin bütün dünyada çok iyi bilindiği için terörle mücadelede eşi görülmemiş bir seviyeye geldiğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkes şunu çok iyi bilmektedir, bölgesinde her zaman barış ve istikrarın savunucusu olan Türkiye, bölgede barış ve istikrara kasteden terör örgütüne karşı haklı bir mücadele içindedir. Türkiye kendi canını yakan ve bölgenin huzuru bozan hiçbir yangına da bigane kalmamıştır, kalmaz da. Vatandaşın huzuru, birlik ve beraberliğini bozanları bertaraf etmeye hakkı vardır. Terörle mücadelede temel referansımız hukuktur. Hukuk terazisine koymadığımız hiçbir adımı bugüne kadar atmadık bundan sonra da atmayız. Evrensel hukuk ve değerlere, özellikle tabi olduğumuz uluslar arası anlaşmalara uygun olarak hareket ediyoruz. Hukuka uygun hareket etmek bizim için tercih meselesi değildir aslında bir mecburiyettir. TBMM'de kabul edilen tezkerenin ardından Kuzey Irak'taki terör kamplarına yönelik hava harekatının 2 aydır devam ettiğini şimdi de kara harekatının başladığını anımsatan Erdoğan, operasyonun tek hedefinin terör örgütü olduğunu bir kez daha söyledi.
-"ABD VE IRAK'LA İSTİŞARE İÇİNDEYİZ"-
Süreci ABD ve Irak yönetimiyle istişare halinde sürdürüldüğünü belirten Erdoğan, "Irak yönetiminin sergilediği dirayetli ve işbirliğine açık tutum takdire şayandır. Stratejik ortağımız ABD'nin istihbarat işbirliği konusundaki desteğini de burada şükranla ifade etmek istiyorum" dedi. Erdoğan, Türkiye'nin her zaman Irak'ın toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarının mutlaka korunmasına ve siyasi birliğine büyük önem verdiğini söyleyen Erdoğan, bunun bundan sonra da devam edeceğini söyledi. Kuzey Irak'ta yuvalanan terör örgütünün Irak için de bir siyasi istikrarsızlık olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan şöyle dedi:
"Zaman zaman bazı şeyler söyleniyor. ‘Acaba, ne verildi bunların karşılığında' gibi. Sağır duymaz uydurur. Kusura bakmasınlar. Şunu iyi bilsinler ki,Türkiye Cumhuriyeti hükümeti şuana kadar hiç birşey karşılığında bu kararı almış değil. Attığı her adımı inanarak, bilerek, bölgenin ve kendi milletinin huzuru için atmıştır. Herhangi birşey karşılığında değil. Öyle zannediyorum ki Bu ifadeleri kullananlar, eski alışkanlıklarından kaynaklanarak bunları kullanıyorlar. Onların bu tür alışkanlıkları olabilir, bir şeyler karşılığında bunları yapmış olabilirler. Ama 58, 59 ve 60. Türkiye Cumhuriyeti hükümetler asla bir şey karşılığında böyle bir pazarlığa girmemişti".
ANKA