İSTANBUL (İHA) - Acıbadem Sağlık Grubu Tıbbi Genetik Uzmanı Dr. Ceyhan Sayar, akraba evliliğinin özürlü çocuk doğurma riskini artırdığını, bu nedenle çiftlerin evlenmeden önce genetik danışmanlık almaları gerektiğini bildirdi.
Türkiye'de her 5 evlilikten birini oluşturan akraba evliliklerinde özürlü çocuk doğma riskinin yüksek olduğunu ifade eden Acıbadem Sağlık Grubu Tıbbi Genetik Uzmanı Dr. Ceyhan Sayar, "Genetik danışmanlık hizmetiyle çiftlerin soy ağacı çıkarılıyor ve oluşabilecek risklere karşı aileler bilgilendiriliyor" dedi.
Türkiye'de evliliklerin yüzde 20'sini oluşturan akraba evliliklerinde özürlü çocuk doğma riskinin 2 katına çıktığına dikkat çeken Sayar, "Bu yüzden akraba evliliği yapmayı planlayan çiftlere evlenmeden önce muhakkak genetik danışmanlık almalarını öneriyoruz. Toplumda yüzde 2 - 4 olan özürlü çocuk oranı akraba evliliği yapanlarda yüzde 4 - 8'lere çıkıyor. Akraba evliliği yapacak çiftlere evlilik öncesi veya gebelik öncesinde genetik danışma almalarının büyük önem taşıyor" diye konuştu.
Genetik danışma hizmeti konusunda da bilgi veren Dr. Ceyhan Sayar, "Danışmanlık için başvuran kişilere öncelikli olarak ayrıntılı olarak bir soy ağacı çıkarılıyor. Soy ağacında ailede herhangi bir anomali,zeka kusuru, düşükler ve ölü doğumlar tespit edilmişse risk daha da artıyor" dedi.
Akraba evliliklerinde insanın kalıtsal maddesinde taşıdığı bir çift genden her ikisinin de bozuk olması durumunda ortaya çıkan resesesif hastalıkların oluşma riskini arttırdığını vurgulayan Sayar, "Bu resesif genlerden sadece birinde hata varsa hastalık belirtileri ortaya çıkmaz, ancak o kişiler kendileri sağlıklı olmalarına rağmen hastalığın taşıyıcısı olur. Bunu nesilden nesile aktarabilirler. Çocukta bu resesif hastalığın ortaya çıkabilmesi için hem annenin hem de babanın aynı bozuk geni taşımaları gerekir. Dolayısıyla akraba evliliklerinde anne ve baba adayı aynı atadan geldiği için aynı bozuk geni taşıma olasılıkları topluma göre daha yüksek, çocuklarda da bu resesif hastalığın ortaya çıkma olasılıkları daha fazladır. Eğer ailede böyle resesif hastalık taşıyan bir çocuk doğmuşsa sonraki her gebelik için çocuğun hasta olma riski yüzde 25'tir" diye konuştu.
Dr. Ceyhan Sayar, akraba evliliği yapmış olan çiftlere Türkiye'de sık görülen Akdeniz anemisi için taşıyıcılık testi yaptırmalarını, gebelik varsa ultrasonografik inceleme ile takibi önerdiklerini ifade ederek, "Çocuk doğduktan sonra ise gelişimsel olarak takibini, çocuk sayısını sınırlı tutmalarını ve ikinci çocuk için en az 3-4 yıl beklemelerini tavsiye ediyoruz" dedi.