HABER

Almanya cumhurbaşkanını seçiyor

BERLİN (İHA) - Almanya'nın 9. Cumhurbaşkanı bugün seçilecek. Başkent Berlin'deki Federal Meclis'te (Bundestag) yapılacak oylamaya, meclisteki 602 milletvekili ile Federal Eyalet Temsilcileri Meclisi (Bundesrat) tarafından belirlenen ve aralarında 8 Türk kökenlinin de bulunduğu 603 temsilci olmak üzere toplam bin 205 kişi katılacak.

Cumhurbaşkanlığı yarışına, iktidardaki SPD ile Birlik 90/Yeşiller Partisi tarafından aday gösterilen Viadrina Üniversitesi Rektörü Gesine Schwan ile muhalefetteki Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Hür Demokrat Parti (FDP) tarafından aday gösterilen Uluslararası Para Fonu (IMF) Eski Başkanı Horst Köhler katılıyor. Adaylardan birisinin Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için birinci ya da ikinci turda salt çoğunluğu sağlaması, yani en az 603 oy alması gerekiyor.

1949 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte göreve gelen Heuss'dan, koltuğunu terk eden Rau'ya, başkanlar farklı özellikleriyle ön plana çıktılar. Nasyonalsosyalist rejim ve İkinci Dünya Savaşı'nın neden olduğu enkazın arasında kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti'ni temsilen bugüne dek 8 cumhurbaşkanı görev yaptı. Hepsi farklı kişisel özellikleriyle devletin zirvesine damgasını vurdu. Aralarındaki tüm farklılıklara rağmen ortak noktaları ise, temsil ettikleri devlet ve halka yeni bir itibar kazandırma, yeni Almanya imajının yayılmasına katkıda bulunma çabasıydı.

Nazi dönemi ve İkinci Dünya Savaşı felaketinin ardından Theodor Heuss, 1949 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı oldu. 1959 yılına kadar yürüttüğü Cumhurbaşkanlığı görevini sadece sembolik bir görev olarak algılamayıp, siyasi açıdan da önem vermesi sadece halefi Heinrich Lübke degil, ardından gelen tüm cumhurbaşkanları için de yol gösterici oldu.

1959-1969 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan Heinrich Lübke, Konrad Adenauer'in kabinesinde Tarım Bakanı idi. Cumhurbaşkanlığı süresinde de kalkınma yardımları konusuna yoğunlaştı. 1969 yılında istifa eden Lübke, çoğu kişinin gözünde hafife alınan bir cumhurbaşkanı olarak kaldı
Lübke'nin ardından cumhurbaşkanlığı görevine, halefi Gustav Heinemann geldi. Heinemann sıkı bir pasifistti. Bir keresinde inatla 'Ben devleti degil, karımı seviyorum" demesiyle tanınır.

Zorlu bir kişilige sahip olan Heinemann'in ardından dördüncü cumhurbaşkanı olarak 1974 yılında göreve gelen Walter Scheel konvansiyonlara sadık kaldı, makamının onurunu ve temsilini vurguladı. Cumhurbaşkanlığı makamına söylemi ile parlaklık kattı, şarkı söyleyen cumhurbaşkanı olarak akıllarda kaldı.

Heinemann'in ardından göreve gelen Karl Carsten, devlet adamı kişiliği ile öne çıktı. Anayasa hukukçusu, Hristiyan Demokrat bir muhafazakar olarak tanındı. 1984 yılına kadar süren dört yıllık görev süresinde görev bilinci, üretim isteği gibi toplumsal normları yerleştirmeye çalıştı. Çekingen kişiliğine rağmen gençler ile diyaloğun yollarını aradı sürekli. Almanya çapında çıktığı gezilerle de tanındı.

Hristiyan Demokrat Richard von Weizsaecker, daha yemin töreninde yaptığı ilk konuşmada tüm Alman halkına hizmet edeceğini söylüyordu. Von Weizsaecker'in, o zamanlar ikiye bölünmüş Almanya'daki duruma barışçı yollardan nüfuz etme girişimi, İkinci Dünya Savaşı'nın sona erişinin 40'ıncı yıl kutlamalarında 8 Mayıs 1985'teki konuşmasında da açıkça görülüyordu. Hiç kimsenin umut etmeye bile cesaret edemediği Almanya'nın yeniden birleşmesi, Weizsaecker'in cumhurbaşkanlığı döneminde gerçekleşti.

Weizsaecker'in yerini eski Anayasa Mahkemesi Başkani Roman Herzog aldı. Yedinci cumhurbaşkanı 1994-1999 yılları arasındaki görev süresinde siyaset ve toplumda yenilikçiliği öne çıkardı. Almanlar'ın toplumsal, siyasi ve ekonomik gelecekleri ile ilgili ürkekliği konusunda bugüne kadar süren tartışmaları başlatan konuşmasıyla akıllarda kaldı.

Sekizinci ve son cumhurbaşkanı Johannes Rau ise, bu makam için gerçekten çabaladı. 1994 yılında cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan ancak Roman Herzog karşısında başarılı olamayan Sosyaldemokrat politikacı beş yıl sonra büyük çoğunlukla cumhurbaşkanlığına seçiliyordu. Dinine sıkı sıkıya bağlılığıyla tanınan Rau, daha yemin töreninde yaptığı konuşmada, siyasi çizgisini net bir şekilde ortaya koyuyordu: "Izolasyon yerine entegrasyon, ayırıp bölmek yerine uzlaştırmak. Tüm sınırları ve farklılıkları aşarak tüm Almanlar'ın Cumhurbaşkanı olmak benim için sadece doğal bir görev değil, kişisel bir yükümlülüktür de. Ve Alman pasaportuna sahip olmayan ama aramızda yaşayan ve çalışan tüm insanların muhatap alabilecekleri biri olmak."

Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin eski Başbakanı olan Rau, siyasi açıdan örnek aldığı Gustav Heinemann'in etik ve ahlaki çizgisini izledi. Almanya içinde ve dışında siyasi konulara cesur ve duyarlı yaklaşımıyla tüm siyasi çevrelerin saygısını kazandı.

Almanya şimdi yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidiyor. Yeni cumhurbaşkanının kim olacağı sabırsızlıkla beklenirken, bütün dilekler; ülkelerine en büyük hizmeti yapabilecek bir cumhurbaşkanının başa gelmesi.

En Çok Aranan Haberler