Hülya Topcu
Köln
Almanya'daki üniversite ve yüksekokullardaki akademisyenler, Türkiye'de 'Barış için Akademisyenler' bildirisini imzalayan meslektaşlarına destek için imza kampanyası başlattı.
Bildiride, "Kürt meselesinin barışçıl yollardan çözümlenmesini ve Türkiye'de barış çağrısında bulunan akademisyenlere baskı yapılmamasını talep ediyoruz" deniliyor.
Prof. Dr Gazi Çağlar ve Prof. Dr. Christine Huth-Hildebrandt imzasıyla internet üzerinden imzaya açılan bildiriye şimdiye dek 155 akademisyen destek verdi.
TIKLAYIN - 14 AKADEMİSYEN GÖZALTINDA
TIKLAYIN - DAVUTOĞLU: HERKES SAFLARINI BELİRLEMEK DURUMUNDA
Bildiride, Almanya‘daki üniversite ve yüksekokullarda görev yapan akademisyenlerin 'Türkiye'de çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesi, Kürt kentlerinin ise Suriye gibi yıkılmasıyla' ilgili gelişmeleri korkuyla izlediği belirtildi.
Bildiride, "Barış çağrısı yaparak, Türk hükümetinden Kürt meselesinde yeniden müzakere masasına dönmesi için çaba göstermesini talep eden meslektaşlarımızı destekliyoruz" ifadeleri yer alıyor.
Türkiye'deki bildiriyi imzalayan akademisyenlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 'vatan haini‘ ilan edildiği ve Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından istifaya zorlandıkları belirtilen açıklamada, "Akademisyenler hakkında hukuki soruşturma başlatıldı, bazıları işten çıkarıldı" deniliyor.
Sedat Peker'in tehditlerine tepkiOrganize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş olan Sedat Peker'in akademisyenlere yönelik tehdidine de değinilen açıklamada, "Sedat Peker hiçbir sorunla karşılaşmaksızın kamuoyunda akademisyenlere, oluk oluk kanınızı akıtıp, kanınızla duş alacağız' tehdidini savurabilmiştir. Türk yetkililerin bilim insanlarına yönelik böylesine korkutma ve tehditlere karşı harekete geçmemesi, inanılmaz" denildi.
'Türk üniversitelerle işbirliği zorlaştı‘Akademisyenler, "İnsanların barış içinde bir arada yaşamasına çabalamak ve barış için çözüm yolları göstermek, bilimin görevidir. Kürt halkına karşı savaş devam ettiği muhalefet suskun hale getirildiği, medya korkutulduğu ve akademisyenlere baskı yapıldığı sürece, araştırma ve öğretimin özgür olmasıyla yükümlü olan bizler açısından Türkiye'deki üniversitelerle işbirliği yapmak imkansız hale gelecektir" ifadelerine yer verdi.
Bildiride, "Federal Hükümet ve Avrupa Birliği'nden yetkililer kendilerini İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi konusunda sorumlu hissediyorlarsa, her fırsatta Kürt meselesinin barışcıl yollardan çözümü için çalışmalarını, bilimsel düşüncenin ve siyasi muhalefetin özgür olması için çabalamalarını ve Türkiye'de akademisyenlere yönelik baskılara karşı tavır almalarını istiyoruz" deniyor.