İSTANBUL (AA) -CEYHUN AŞİROV- Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev 28 senedir yürüttüğü cumhurbaşkanlığı görevinden istifa ettiğini devlet televizyonundan açıkladı.
Nazarbayev 1989-1990 seneleri arasında Kazakistan Komünist Partisi merkez komitesi sekreterliği görevinde bulunmuştu. 1990 yılında ise Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti tarafından Kazakistan’ın ilk cumhurbaşkanı seçilmişti. 1991 senesinin Aralık ayında ise Nazarbayev halkın katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 98 oy alarak halk tarafından seçilen ilk Kazak lider oldu. O günden sonra Nazarbayev bağımsız Kazakistan devletini sıfırdan kurmaya başladı. Göreve geldiği ilk günlerde ülkenin ekonomisini canlandırmaya çalıştı; Sovyetler Birliği'nin Kazakistan’da nükleer test sahası olarak kullandığı Semey Nükleer Deneme Sahasını kapattı. Kazakistan’ın “kenarında” (güney bölgesinde) bulunan başkent Almatı’ya alternatif olarak, Astana’yı sıfırdan inşa ederek Kazakistan’ın yeni başkenti ilan etti. 1998’de kimsenin yaşamadığı Astana, bugün dünya standartlarında, gelişmiş bir şehir olmanın ötesinde, Suriye krizinde olduğu gibi, dünya sorunlarına çözüm aranan bir kente dönüşmüş durumda.
Nazarbayev dış politikada genel olarak Rusya’ya yakın gözükse de Avrupa ve ABD ile de ilişkilerini her zaman iyi tuttu. Türkî cumhuriyetlerin “ak saçlı” liderlerinden biri olduğunu gösterdi. Uzun müddet iktidarda kalan diğer liderlerden farklı olarak, Nazarbayev halkı tarafından seviliyordu. Çünkü Kazakistan’ı sıfırdan inşa ederek ülkenin ekonomisini 15 kat büyütmüştü. Ayrıca o günlerde dengeli bir politika izleyerek, Özbekistan ve Kırgızistan’da olduğu gibi, azınlıklar arasında siyasi kriz ya da kaos yaşanmasına müsaade etmedi; ülkede yaşayan azınlıkları da memnun etmeyi başardı.
Nazarbayev bütün bunları yaparken, ülkede yaşayan yüzde 20-25 oranındaki Rus nüfusu ve Rusya’nın Güney Osetya, Abhazya ve Kırım ilhakını da göz önünde bulundurarak, Moskova’ya karşı dengeli ve temkinli bir politika izledi. Hatırlatmak gerekir ki Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinde, Kazakistan nüfusunun yarıya yakınını Ruslar teşkil ediyordu. Nazarbayev zaman içinde Rusların bölgeden çıkarılmasında ciddi bir rol oynadı ve nihayetinde Rus nüfus yüzde 20’ye kadar geriledi. İlerleyen zamanlarda, yoğun Rus nüfusunun bulunduğu Kazakistan'ın kuzeyine Kazakları yerleştirerek Rusların etkisini kırmaya çalıştı.
Nazarbayev Türk milli değerlerinden ve Türk dünyasının büyüklüğünden sık sık bahsedip gençleri bu düşünce istikametinde yönlendiriyordu. Böylece, Rusların “Tarihte bir Kazak devleti olmamıştır” tezine karşı, “Biz büyük bir milletiz” cevabını vermek istiyordu. En son yazdığı “Büyük Bozkırın Yedi Özelliği” adlı makalesinde de gelecek kuşaklara hem kendi tarihlerini hem de kimliklerini hatırlatmak istemesinde de bu vurgu açıkça görünüyor.
Nazarbayev Türki cumhuriyetlerinin problemlerine de eğildi. Mesela (Ermenistan’ın da üye olduğu Avrasya Ekonomi Birliği’nde) Rusya ve Ermenistan’a rağmen, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü savunarak Karabağ konusunda Bakü’den yana siyaset izliyordu.
Nazarbayev’in izlediği milli politikalar arasında Rusçanın Kazak parasından çıkarılması ve parlamento görüşmelerinde sadece Kazak Türkçesinin konuşulması gösterilebilir.
- Neden istifa etti?
Altını çizmek gerekiyor ki şu anda Kazakistan’da cumhurbaşkanının istifasını gerektirecek siyasi ya da ekonomik bir kriz yok. Sadece son zamanlarda, Nazarbayev’in yaşının da ilerlemiş olmasından kaynaklanan sağlık sorunları olduğu biliniyordu. Ek olarak, son beş yılda bölgede ciddi bir değişim hareketinin olduğunu görmeliyiz. İslam Kerimov’un hayatını kaybetmesiyle Özbekistan’da gerçekleşen cumhurbaşkanı değişimi ve bu değişimin ardından yeni hükümetin katı politikalarından vazgeçerek özgürlüklerin önünü açması, Kazakistan halkını (ve bilhassa muhalifleri) etkilemişti. Dünyaya daha açık olan Kazak halkı, Nazarbayev’i sevse de, dünyaya entegre olmuş ve Rusya’dan daha bağımsız yeni bir siyaset tarzı istiyordu. Batı’nın da, yeni kuşak siyasetçilerin bu adımını desteklediği gözden kaçmamalı. Ayrıca Nazarbayev’in bu çalkantılı sistemin içinde istifa ederek hem Rus baskılarından kurtulmak hem de yeni yöneticilerin ve ülkesinin önünü açmak istediği görülüyor. Nazarbayev bu istifayla, “ölene kadar görevde kalan” Orta Asya liderlerinden farklılaşarak, bölge siyaseti açısından da tarihe geçmiş bulunuyor. Zira bugüne kadar bölgede hiçbir lider kendi isteğiyle istifa etmemişti.
Bundan sonra, seçime kadar Kazakistan’ı koalisyon hükümeti yönetecek. Cumhurbaşkanlığı görevini ise geçici olarak Senato Başkanı Kasım Cömert Tokayev üstlendi. Nazarbayev ise Kazakistan Güvenlik Konseyi Başkanı ve Nur Otan Partisi Genel Başkanı olarak görevini ve etkinliğini sürdürecek. Kazakistan’da Nazarbayev’in yerine seçilecek yeni devlet başkanının demokratik ölçütlerle daha uyumlu, özgürlükçü, milli duyguları yüksek, kamu diplomasisini iyi bilen ve halkın geniş kesimlerinden kabul görmüş bir isim olması bekleniyor. Yeni başkanın hem Batı hem de Rusya ile daha uyumlu ve dengeli bir politika izleyeceği düşünülüyor; zira halk Rusya ile ciddi sorunlar istemezken, refah düzeyinin artırılmasını da talep ediyor.
[İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunu olan Ceyhun Aşirov Kafkasya ve Orta Asya konularında muhabirlik ve araştırmacı gazetecilik faaliyetlerini sürdürmektedir]