HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Anayasa Mahkemesi İranlı kaçakçının ölümünde hak ihlali tespiti etti

Yüksek Mahkeme, mazot kaçakçılığı yaptığı ileri sürülen İran vatandaşının sınıra yakın bölgede öldürülmesine ilişkin olayda etkili soruşturma yapılmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaştı - İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasına hükmeden Anayasa Mahkemesi, ölen İran vatandaşının yakınlarına 36 bin 600 lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı

Anayasa Mahkemesi, mazot kaçakçılığı yaptığı ileri sürülen İran vatandaşının sınıra yakın bölgede öldürülmesine ilişkin olayda etkili ceza soruşturması yapılmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, 2013'te S.K. adlı bir İran vatandaşı arkadaşlarıyla sınırdan geçerek Türkiye'ye giriş yaptı.

Hudut Komutanlığında görevli askerler ile S.K. ve beraberindeki gurubun karşılaşması üzerine kovalamaca başladı. Askerleri gören grup, sınıra yakın bölgedeki Van'ın Saray ilçesine bağlı Kapıköy Köyü'ne kaçtı. Bu sırada S.K. sırtından vurularak hayatını kaybetti.

Mazot kaçakçılığı yaptığı ileri sürülen S.K'nin askerlerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybettiği iddia edildi.

Olaya ilişkin Saray Cumhuriyet Başsavcılığı ile Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.

Askerlerin ve köylülerin ifadelerini alan Saray Cumhuriyet Başsavcılığına ifade veren İran vatandaşı bir kişi de ölen kişinin askerler tarafından vurulmadığını, askerlerin havaya uyarı ateş açtığını öne sürdü.

Saray Cumhuriyet Başsavcılığı daha sonra olay hakkında soruşturma yapmaya yetkili mercinin Askerli Savcılık olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek, dosyayı Askeri Savcılığa gönderdi.

Askeri Savcılık ise olayın askerler tarafından gerçekleştirildiğine dair yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda, bir İran vatandaşı tanığın ölen kişinin askerler tarafından vurulmadığını belirttiği, bu beyanın askerler tarafından da doğrulandığı, ölüme neden olan mermi çekirdeğinin askerlerin silahından çıktığına dair tespit yapılamadığı, tanık beyanlarına göre köy içinden de silah sesi duyulduğu, hayatını kaybedenin köy içinden ateşlenen silahla ölmüş olabileceği kanaatine varıldığı kaydedildi.

Hayatını kaybeden S.K'nin yakınlarının itirazı askeri mahkeme tarafından reddedildi. Bunun üzerine S.K'nin ailesi Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Ölüm olayına ilişkin etkili soruşturma yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmeden Yüksek Mahkeme, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasını, başvuruculara 36 bin 600 lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

- Karardan

Başvurucuların yakınlarının güvenlik güçlerince öldürüldüğünü iddia ettiği, askerlerin ise köy içinden ateşlenen bir silahla ölümün gerçekleşmiş olabileceğini belirttiği aktarılan kararda, soruşturma makamlarının askerler tarafından kullanılan silahlardan atılan mermi kovanlarının bulunmadığına açıklama getirmediği bildirildi.

Kararda, köyden ateş edilme gibi bir durumun bulunup bulunmadığı ihtimaliyle ilgili olay günü bir araştırma yapılmadığı vurgulandı.

Bazı köylülerin askerlerin havaya ateş ettiğini, bazılarının da doğrudan gruba ateş ettiğini belirttiğine yer verilen kararda, askerlerin ise havaya uyarı ateşinde bulunduklarını savunduğu kaydedildi.

Kararda, birden çok silahın ateşlendiği iddiasının ileri sürüldüğü olayda ilk gün metal arama dedektörleriyle arama yapılmamasının, bu dedektörlerle aramanın olaydan bir gün sonra gerçekleşmesinin yaşam hakkının usul yükümlülüğünün gerektirdiği titizlikle bağdaşmayacağına dikkat çekildi.

- "Gizli anlaşma yapıldığı izlenimi verebilir"

Saray Cumhuriyet Başsavcılığının olaydan 50 gün sonra askerlerin ifadelerini almaya başladığına değinilen kararda, bu gecikmenin mağdurlarda ve kamuoyunda soruşturmayı yürütmekle yetkili makamlar ile şüpheliler arasında soruşturmanın kapatılmasına yönelik gizli bir anlaşma yapıldığı izlenimi verebileceğinin altı çizildi.

Soruşturma makamlarınca gerçekleştirilen ilk işlemlerin yaşam hakkının usul yönünden gerektirdiği titizlikle yapılmadığı vurgulanan kararda, İran vatandaşı bir kişinin, S.K'nin askerler tarafından vurulmadığını söylediği aktarılarak bu kişi ile askerlerin ve köyde yaşayanların beyanlarında farklılıklar olduğu belirtildi.

Kararda, soruşturma makamlarının ölen kişinin askerler tarafından vurulmadığını öne süren İran vatandaşı olan kişinin ifadelerinin doğruluğunu ortaya koyabilecek makul araştırma yapmadığı, köylülerin anlatımlarını yeterince tartışılmadan, bu beyan ve şüpheli konumundaki askerlerin ifadelerine itibar edilmesinin soruşturma makamlarının bağımsız ve tarafsız hareket etmediği izlenimini uyandırabileceği kaydedildi.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler