CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Anayasa Mahkemesinin, çevre ve kıyıların korunmasına yönelik düzenlemelerin, bazı alanlarda uygulanmamasını öngören kanun hükümlerinin iptaline ilişkini, "İktidarını keyfiyetle sürdürmeye çalışan bu anlayışın, hukuku hiçe sayan, keyfilik ve muafiyet beklentisiyle ülkeyi yönetme hevesine, Anayasa Mahkemesinin bu üye yapısıyla bile sessiz kalmaması önemlidir." değerlendirmesini yaptı.
Özel, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin, Ahlat’ta, Çandarlı ve İyidere’de inşa edilecek yapıların Kıyı Kanunu’nun sınırlayıcı hükümlerinden muaf tutulmasına yönelik düzenlemeyi iptal ettiğini anımsattı.
AK Parti'nin yaptığı düzenlemede Ahlat’ta bin 71 metrekare oturum alanı olacak 10 dönüm arazi üzerine inşa edilmesi düşünülen bina ile kanunda belirtilen diğer alanların, neden sınırlayıcı hükümlerden muaf tutulmasına ilişkin kamu yararı gerekçesi ortaya koymadığını vurgulayan Özel, bu alanların hangi gerekçelerle istisna tutulacağını ifade etmediğini savundu.
CHP'nin, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği kanuni düzenlemeye, hem komisyon hem de TBMM Genel Kurul aşamasında karşı çıktığını, Rize, İzmir ve Ahlat’taki alanlarda doğayı betona çevirmek için muafiyet talep edilen bu maddeden dönülmesi için azami gayret gösterdiğini belirten Özel, ancak düzenlemenin AK Parti'nin oylarıyla yasalaştığını ifade etti.
Özel, "İktidarını keyfiyetle sürdürmeye çalışan bu anlayışın, hukuku hiçe sayan, keyfilik ve muafiyet beklentisiyle ülkeyi yönetme hevesine, Anayasa Mahkemesinin bu üye yapısıyla bile sessiz kalmamasının önemli" olduğunu savunarak, şunları kaydetti:
"Rejime kasteden anayasa referandumuyla bir tek adam rejimine geçtiğimiz 24 Haziran 2018'den bu yana, TBMM'nin yasama tekelini yok edecek biçimde kararnameler vasıtasıyla bir siyasi partinin genel başkanına keyfi ve kontrolsüz biçimde anayasaya aykırı düzenlemeler yapma olanağı da verildiği düşünüldüğünde, Anayasa Mahkemesinin üstlendiği rolün önemi artmaktadır.
Bu çerçevede Anayasa Mahkemesinin diğer tüm kararları olduğu gibi önümüzdeki günlerde TBMM'de müzakere edilmeyen dolayısıyla kamuoyunda yeterince tartışılmadan bir imzayla yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve TBMM'de kanunlaşan OHAL KHK’larına ilişkin kararlarını dikkatle takip ediyoruz. CHP olarak anayasal sorumluluğumuz gereği, iktidar partisinin keyfi ve anayasaya aykırı kamu yararını hiçe sayan düzenlemelerdeki denetim görevimizi sürdürmeye kararlılıkla devam edeceğiz. "