Çağıl Kasapoğlu
BBC Türkçe, Ankara
'Demokrasi ve barış için' toplandıklarını söylüyorlar, hak edilen cezanın idam olduğuna inanıyorlar ve halkın birlik, bütünlüğüne örnek olarak 'zikir halkasına katılımın çok olmasını' gösteriyorlar.
Ankara'nın Kızılay Meydanı'ndan Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasını bekleyen kalabalık arasından bazı göstericilerin ifadeleri bunlar.
Darbe girişiminden sonra halkın sokağa çıkması çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talebi, Pazar günü de karşılıksız kalmıyor.
Kızılay Meydanı'na çıkan yolda TBMM binası yakınlarında ise Cuma gecesinin izleri var. Zırhlı araçların üzerinden geçtiği yürüyen merdivenler, sokaklarda kırılan cam parçaları, yıkılan panolar, hasar gören sokak lambaları başkentin kalbinde.
WSJ: Erdoğan'ın intikamıİngiltere gazetelerinde başyazılar: 'Demokrasi terk edilmemeli'Guardian yazarı: Darbeye karşı direnişin karanlık yüzüFransa: Darbe girişimi nedeniyle Erdoğan'a açık çek verilemezEnkazı geçince varılan meydan akşam saatlerinde kalabalıklaşmaya başlıyor, gece geç saatlere kadar meydanda 'Demokrasi Nöbeti'ndeler.
Ellerinde Türk bayrakları, kırmızı şapkalar, dillerinde de vatan, Allah ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sevgisi var.
Direğe yapıştırılan bir kartonda "Hainlere idam istiyoruz" yazıyor bir gösterici de elinde "İdam isteriz, hainlere idam" pankartları taşıyor. "Çocuklarımız hariç hepsine idam istiyoruz, hainler asılsın" diyor. Ona göre tek geçerli ceza... idammış.
Meydanda çoğunluk erkekAnkara İlahiyat Fakültesi mezunu 26 yaşındaki Feyza, meydandaki erkek hükmüne rağmen 'asıl kadınlar kurtaracak bu demokrasiyi, meydandaki kadınlar.'
Cuma gecesi yaşanan darbe girişimi için "Biz, Orta Doğu'da yaşayan din kardeşlerimizin psikolojisini 24 saat bile değil, bir iki saatte anladık" diyor.
"Bazı vatandaşlar Suriyeliler neden evlerini terk etti diye tepki gösteriyor ama biz bunu yaşadık. Kimse vatanını çok zor durumda olmasa terk etmez ama ben bırakın Türkiye'yi Ankara'yı bile bırakmam. Cumhurbaşkanımızın, büyük komutanın bizi koruyacağından eminiz."
Evleri Ankara'nın yüksek tepelerinden birinde. Uçaklar evlerinin yakından geçince bomba seslerine uyandığını söylüyor.
Onu rahatlatan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CNN Türk'te Facetime'la yaptığı ilk konuşma olmuş. "İlk röportajında bize güven verdi, bunu sizler yapacaksınız, sokaklara çıkın, demokrasiyi koruyun dediğinde bizim için son nokta oldu" diyor.
Sokaklarda meydanlarda birbirinden farklı gruplar olduğunu söylüyor ve ülkenin birlik beraberliğine örnek olarak da Ankara'daki gösterilerde oluşturulan zikir halkasını örnek veriyor:
"Bir grup zikir halkası oluşturdu. Sanırım onlar bir dergahtan geldiler. 10 kişi bile değillerdi. Hemen başladılar ve anında onu gören bütün vatandaşlar halkaya girdiler. Müthiş bir birlikti."
"Bizim milletimizin güzelliği ve hazinesi burada. Bugüne kadar hiç böyle tek vatan, tek millet görmedim, 24 saattir bunu hissediyorum."
Feyza'nın kuzeni Zeynep de gösteride. O çatışmaların ortasında kalmış. Tankların, zırhlı araçların sokakları ezerek geçtiğini gördüğünü söylüyor.
Askerlerin linç edildiğine dair sosyal medyada yapılan tartışmalara dair tanıklığı olup olmadığı sorusuna "Ben görmedim, TRT'ye girmiştik biz de, herkes askerleri çıkarıp götürmeye çalışıyordu gördüm" yanıtını veriyor ve yaşadıklarını anlatıyor:
"Babam polis kızsa da arabayı polislerin girdiği yere götürdü ve bir askerin yakasına yapıştı. 'Sen bu ülkenin bayrağı altındasın, bu senin yaptığını PKKlılar yapar sen niye yapıyorsun' diye tartakladı ama kesinlikle vurmadı, onu sarsma amacıyla yaptı.'"
"İnsanlar askerleri çıkarmaya çalışırken bir teyze geldi 'Askere vurmayın' dedi ben de 'Niye vurayım teyzecim o benim kardeşim' dedim.'"
"Bir vatandaşın açtığı ateş bir askerin bacağına isabet etti. Heyecandan vurduğunu söyledi. Kim ne yaptığının farkında değildi."
Bir yıldır Türkiye'de yaşayan Rus vatandaşı Leyla kırık Türkçesiyle 'Barış için buradayım. Allah'a şükür teröristler yenildi' diyor.
Gösterilere başında 'Türkiye' yazılı bandana elinde Türk bayrağıyla katılan Ayten de "Türk'üm vatanımın bölünmez bütünlüğüne inanıyorum o yüzden katıldım" diyor.
'Dünyaya meydan okumak için' Kızılay'da olduğunu söylüyor: "Bütün dünyaya karşı dik ve ayaktayız. Her zaman da böyle olacak, içte ve dışta bunu herkes böyle bilecek ... 'Çapulcuların' deyim yerindeyse hareketiyle yıkılacak bir devlet değildir Türkiye."
Kalabalık arasından Rabiya da gösterilere beraber katıldığı İngiltere vatandaşı eşinin sözlerinin duyulmasını istiyor.
Muhammed Saad, altı yıldır Rabiya'yla evli. Gösterilere katılma amacını anlatıyor:
"Ben bu hükümeti desteklemek için buradayım. Altı yıldır bir Türk vatandaşıyla evliyim. Bu ülkenin gelişmekte olduğuna şahitlik ettim. Cuma gecesi de birlik ve beraberlik dayanışma gösterdiler. Ayrıca darbeye karşı tüm partiler birleşti. Bu çok güzeldi."
Muhammed'in eşi Rabiya da Kızılay'da olma sebebinin hükümete destek olduğunu söylüyor:
"Bu hükümet Türk tarihinde en büyük halk desteğiyle ülkeyi 10 seneden aşkın bir süredir yönetiyor. Türkiye aslında giderek daha demokratik daha özgür birülke oluyor, bazıları bunun aksini iddia etse bile."
Meydanlarda sık sık 'İdam isteriz' sloganları atılıyor. Başbakan Binali Yıldırım Kızılay'daki konuşmasında kalabalıklara 'Mesajınızı aldık' diyerek yanıt verdi.
Kalabalık sıklıkla meydanda farklı kesimlerin toplandığını, çeşitlilik olduğunu söylüyor.
Fakat bu farklılık olarak dile getirdikleri kesimlerin kendi ifadeleriyle ortak bir 'darbe karşıtlığı' tanımı var: Hükümete destek olmak, İslami değerleri benimsemek, idam cezası istemek.
Ankara'daki bu kalabalık gece saatlerinde de Başbakan Binali Yıldırım'ı karşılıyor.
Ve yine 'idam cezası' çağrıları dile getiriliyor. Atılan "İdam istiyoruz" sloganlarına Başbakan Yıldırım da yanıt veriyor:
"Mesajı aldık, gerekeni yapacağız..."