HAKAN ÜNSAL - HÜRRİYET
Geçmiş turnuvalara baktığımızda evet doğrudur, ilk maçlarımız hep kötü neticeyle bitti. Ama şunu hatırlıyorum, hiçbir zaman bu kadar kötü oynayarak başlamadık. Kaybettiğimiz bir şey var mı? Kalan iki maçımızı düşündüğümüz zaman hayır. Fakat, "Ortada bu iki maçtan en azından 1 galibiyet, 1 beraberlik alabilecek ışık var mı" diye sorarsanız, ben o ışığı da Hırvatistan maçında göremedim.
RÜŞTÜ REÇBER - HÜRRİYET
Hırvatlar gibi güçlü orta sahası olan takımlara karşı en büyük silah, Volkan Şen ve Emre Mor gibi rakibin üstüne giden ve adam eksilten ve bunu kenarı kullanarak yapan oyunculardır. Maç boyunca sadece 1 pozisyona girmemizin sebebi, Cenk’in tek kalması kadar diğer hücumcularımızın kötü oynamasıydı. Dikkatimi çeken önemli nokta da, takımımızdaki oyuncuların performansını düşürecek derecede etkili olan heyecandı.
UĞUR MELEKE - HÜRRİYET
Bizde Arda general, Oğuzhan general, Hakan Çalhanoğlu general. Orada asker özellikli Mehmet’imiz olabilirdi ama onu da anlamsızca stoperde kullanarak yok ettik. Ayrıca Hakan Çalhanoğlu’nu kenarda kullandığımıza göre turnuvaya niye 5 çizgi adamıyla (Hakan Çalhanoğlu, Arda, Volkan Şen, Emre ve Olcay’la) gittik? Buradaki Olcay ekstrası yüzünden kadroda olması gereken ön libero alternatifi yok. Ozan’ın kilo fazlası var ama kadroda onun yerine koyacak ön libero yok! Kadro mühendisliği ancak bu kadar yanlış yapılabilirdi herhalde.
RIDVAN DİLMEN - SABAH
İnşallah İspanya maçında moral olarak toparlarız. Bir gerçek var ki yine pas yapan bir takımla oynayacağız. Yine özellikle Vuzquez, İniesta, Fabregas gibi pas adamlarıyla oynayacağız.
Bizim en büyük handikapımız sezonu yüzde yüz tamamlayamayan kritik oyuncularımızın olması.
İspanya ile oynayacağımız grubun ikinci karşılaşmasında belki Fatih Hoca daha dinamik oyuncuları tercih eder. Orta sahanın dinamizmi için Mehmet Topal'ı ortaya çekmekte fayda var diye düşünüyorum. Sonuçta iş daha bitmedi. Ama açıkça görülüyor ki bu mücadeleden bizim grubun turnuvadaki en güçlü grup olduğu belgelenmiştir. Gerçekten güçlü bir rakiple oynadık.
FEYYAZ UÇAR - FANATİK
Hırvatlar çok pozisyon yakalama, Millilerimiz ise topa sahip olma derdinde. Futboldaki yeni trendimiz bu: Topa sahip olmak. Doğrudur. Topa sahip olduğunda rakip doğal olarak pozisyona giremiyor. Ama pozisyona girmiyorsan topa sahip olmanın ne anlamı var? Büyük bir yanlış anlama mevcut, lakin ülkemizdeki futbol ailesinin umrunda değil.
ERMAN TOROĞLU - SABAH
Bazı şeyleri tadında bırakmıyoruz. B..unu çıkarıyoruz. Neymiş efendim, "Biz bitti demeden bitmezmiş..." Yahu kardeşim! "Biz bitti demeden bitmişi" bırakın zaten biz bitmişiz. Arda Turan çıkana kadar bir kişi eksik oynadık. Arda Turan, Türkiye'ye gele gide, reklam filmi çevire çevire fazla yorulmuş olmalı! Bakınız, futbol çeneyle oynanmıyor, koşarak oynanıyor. Bir tarafta Arda Turan diye bir oyuncu var, Milli Takımımızın el freni... Yürüyecek hali yok. 20 metrekarede futbol oynuyor. "Her topu bana verin" diyor, "Her topu ben atayım" diyor. Sağa sola konuşuyor.
AHMET ÇAKAR - SABAH
Haftalardır milli takım oyuncularımızı açılışlarda, kapanışlarda, çok şık reklam filmlerinde görüyoruz. Hatta bir şarkı sözü, 80 milyonun diline pelesenk oldu: "Biz bitti demeden bitmez." İster misiniz bu sefer de başlamadan bitiversin! Çünkü düne bakıyoruz; futbol oynamadık... Hücum edemedik, ciddi pozisyon bulamadık. Eğer tek farklı kaybettiysek de şansımıza dua edelim.
ERCAN GÜVEN - MİLLİYET
Önce şunu söyleyelim; neredeyse üç puanla bile çıkılacak bu gurupta henüz kaybettiğimiz bir şey yok... İkinci olarak, Fatih Terim ve talebelerinin yüreğimizi ağzımıza getirmeden tıkır tıkır yürüdüğü bir şampiyona tarihimizde yok!
Alıştık buna... Şerbetliyiz... Hatta bir turnuvaya mağlubiyetle başlamasak şaşırırız, dengemiz bozulur sonra. Sistem belli... Önce sendeleme, sonra eleştiri, eleştiriye tepki, kenetlenme ve zafer... Artık bu bir davranış şekli oldu Milli Takımımız için. Ama tuzağa düşmeyeceğiz bu sefer... Onlar “bitti” demeden biz “başlamayacağız”!.. Eleştiri yok. Terim’in dediği gibi en önemlisi Fransa’da olmak. Gruptan çıkmak mı?.. Hele ikinci maç İspanya gibi bir dev ekolle... Görürsünüz, Terim ve milliler bulacaktır bir çaresini. Tarzımız böyle!
ŞANSAL BÜYÜKA - MİLLİYET
Yıldızlar parlamazsa geceler aydınlanmıyor, ustalar oynamazsa maç kazanılmıyor. Bizim de yıldızlarımız var, rakip Hırvatistan’ın da... Hırvatistan’ın yıldızları göz kamaştırırken, bizim yıldızlarımız adeta bulutlar arasında kayboldu... Eee, güvendiğin dağlara da kar yağınca üşüyorsun, ısınamıyorsun, kazanamıyorsun...
Kenarda bir ‘İmparator’a da sahip olsanız, tribünlerde on binlerin desteğini de arkanızda bulsanız, oynamadan, mücadele etmeden, yüreğini ortaya koymadan maç kazanılmıyor. Bizim şöhretin karşılığını sahaya koyan Arda’ya, sadece Alman Ligi’nde değil milli takımda da kendini gösteren Hakan Çalhanoğlu’na, Beşiktaş’ta bitirici işler yapan Oğuzhan’ın aynı işleri milli takımda yapmasına çok ama çok ihtiyacımız var.
SERHAT ULUEREN - VATAN
Hırvatistan’a sadece kaybetmedik, çok ezildik ve açıkçası biraz da rezil olduk. Kondisyonumuz yerlerde, oyuncularımız havalı, hatta kabadayı gibi... Fatih Terim hamlelerinde ağır ve bu yenilgi bize hiç ama hiç yakışmadı. Ben çok umutluydum ama bu kadar kötü oynayacağımız aklıma dahi gelmezdi. Yenilebilirsin, hatta 3’lük de olabilirsin ama bu kadar rezil oynamaya hakkın yok.
Bu turnuvaya belki ilk defa polemiksiz, kaossuz, kavgasız geldik. Yani ne medya ne Terim ne oyuncular ne de yöneticiler ortamı germedi. Taraftarlarımız da oldukça sakindi. Belki de bu kadar sakinlik bize yaramıyor. Acilen bize kaos, kavga lazım. Takım içinde kavga çıkmaz, Terim medyayı hedef almazsa işimiz daha da zor. EURO 2008’i hatırlasanıza.. Gerginlik, kaos her gün iliklerimize işlemişti. İşte bize şimdi acil kaos lazım.
ALTAN TANRIKULU - MEYDAN
Fatih Terim, Fransa’daki finallere katılmamızda büyük pay sahibiydi.. Bitmek üzere olan ümitleri tekrar yeşertti ve mucizevi şekilde Euro2016’ya geldik.. Geldik ama rakip analizi ve eldeki oyuncuların değerlendirmesi olarak çok yanlış bir on birle Hırvatistan karşısına çıktık. İspanya maçı artık bizim için çok daha önemli hale geldi.. Fatih Terim’in Mehmet Topal’ı orta sahaya çekip, kanatları daha hızlı isimlere vermesi şartıyla puan alma şansımız olur.. Umarım bu turnuva da kötü başlayıp sonunu iyi getirdiklerimiz arasına girer.
BAĞIŞ ERTEN - CUMHURİYET
İlk maç kayıpla bitti. Olabilir. Hiçbir şey için geç değil. Hangi turnuvada ilk maçlarda iyi sonuç alındı ki? Sonuçta burada da her şey değişebilir. Kalan iki maçın biri bile bir üst tura yetebilir. Ama bu oyunla değil! Böyle bir rakip analiziyle hiç değil! Bir sonraki rakip İspanya ve onlar bu takımı kalbura çevirecek yeteneklerle dolu. Oturup bunun üzerine düşünmek gerek. “Biz bitti demeden bitmez” demek için önce “biz” diyebileceğimiz bir bütünlük kurmak lazım, değil mi?
LEVENT TÜZEMEN - SABAH
Fatih Terim'in soyunma odasına yenik giren ve ilk yarı üretemeyen oyuncu grubuyla ikinci devreye başlaması bence akıl tutulmasıydı. Çünkü ilk yarı Milli Takım'ın en büyük eksiği rakip kaleye hızlı top taşıyacak ve çabuk hücumu gerçekleştirecek bir oyuncunun olmamasıydı. Volkan- Burak değişikliği aynı anda ve ikinci yarının başında yapılmalıydı. Ayrıca "Sürpriz" denilen Cenk Tosun tercihi yanlıştı. Hırvat savunmasını ancak rakibin sırtına etkili koşular yapabilen Burak'la rahatsız edebilirdik.
Fatih Terim, Türk futbolunun en cesur hocalarından biridir. Hırvatlar galip durumda ve kapalı savunmaya döndüğü anda Emre Mor'u oyuna almak hataydı. Emre gibi hiperaktif, rakibini kolay geçebilen ve kolay faul kazandıran bir oyuncu ancak skor eşitse oyunda olmalı. Yani; Terim'in ilk on bir sürprizi Cenk değil Emre Mor olmalıydı.
METİN TEKİN - SABAH
Öyle bir statüsü var ki turnuvanın, en iyi 4 tane üçüncünün de gruptan çıkacak olması çok şeyi değiştiriyor. Bir yerde son maça sıfır puanla bile çıksanız her zaman üst tur şansınız var. İlk maçta enseyi karatmanın gereği yok... Çünkü son maça kadar, tıpkı yarı final oynadığımız 2008'deki başlangıcı hatırlarsak, turnuva mantığında şansımız olduğu müddetçe coşkumuz da devam etmeli...
CÜNEYT TANMAN - MEYDAN
Kadro tercihinde eleştiriler yapılabilir belki. Fakat kiminle çıksaydık Hırvatlar dün bizi yenmek için hem kalite anlamında hem de arzu olarak fazla iyiydiler. Toplam ataklarını, iki direkten dönen toplarını düşündüğümüzde yenilen bir gol kötünün iyisi denilebilir. Sonuçta sahaya çıkan Millilerimiz elinden geleni yaptı ancak yenilgi guruptan çıkmak için kötü sonuç tabii.
CEM DİZDAR - FANATİK
Oğuzhan ve Arda’nın yokluğunda uzun oynayarak ya da sürerek çıkma girişimlerinin neredeyse tamamı sonuçsuz kaldı. Bu nedenle ceza sahası içine şişirilen topların ikisinde stoper Hakan Balta’nın topla buluşmaya çalışması bir düzeni/kurguyu değil sadece adına ‘kaos’ denilen ‘can havliyle oyun’u göstermekten başka anlam taşımadı. Hırvatlar biraz daha sakin kalabilse ya da son vuruş yüzdesinde yarıya yakın başarı sağlasa bugün moral olarak şampiyonaya havlu atmış bile olabilirdik.