Mete Cengiz Kültür Merkezi'ndeki kongreye Türkiye, Bulgaristan, Mısır, İsrail, Almanya, İngiltere, Fransa, Malezya ve Azerbaycan'dan katılan bilimadamları, arıcılığın meseleleri ve çözüm yollarını tartışarak bilgilerini paylaştı. Kongreye, “apiterapi” damgasını vurdu. Mısır Apiterapi Ulusal Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ahmed Gaffar Hegazi ve Apiterapi Derneği Başkanı Dr. Timuçin Atayoğlu, arı zehirini, alerjisi olmayan gönüllü bir denek üzerinde uyguladı. Kendisi de arı yetiştiricisi olan Uludağ Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ercan Dülgeroğlu'na yapılan uygulama dikkatle seyredildi. Sahnede sedye üzerine yatırılan Dülgerolu’nun iki bacağına arı sokturuldu. Daha önce birçok arı tarafından sokulduğu için bağışıklığı olduğu düşünülse de her ihtimale karşı bir ambulans bekletildi. Prof. Dr. Hegazi, arı zehirinin içinde 78 çeşit bileşik bulunduğunu, bağışıklık sistemini düzenleyici, kan dolaşımını hızlandırıcı, iltihap önleyici ve sinir sistemini aktive edici etki yaptığını söyledi. Hegazi, Çin tıbbındaki akupunktur gibi uyguladıklarında birçok hastalığı tedavi edici ve önleyici özelliği bulunduğunu belirtti.
EKLEM KİREÇLENMESİNE KARŞI ARI ZEHİRİ
Dr. Atayoğlu ise arı sokma terapisi konusunda bilimsel çalışmaların henüz tamamlanmadığını, Dünya Sağlık Örgütü'nün sadece osteoartrit adı verilen eklem kireçlenmesinde kullanılmasına onay verdiğini kaydetti. Tedavilerin uzman kişilerce yürütülmesinin önemli olduğunu, aksi takdirde solunum, kalp, tansiyon gibi sebeplerle ölümcül sonuçlara yol açabileceğine dikkat çeken Atayoğlu, kanuni izin verildikten sonra çok sayıda apiterapi kliniği açılmasını beklediklerini dile getirdi. (CİHAN)