ORDU (İHA) - Koloni varlığı bakımından dünyada 3., bal üretiminde 4. sırada bulunan Türkiye'de gezgin arıcılar için yeni bir model geliştirildi. TIR dorsesine sabitlenmiş kovan sistemi ilk olarak Ordu'da faaliyete geçti.
Dünyada bulunan 1200 nektarlı bitkiden yaklaşık 900'ünün bulunduğu Türkiye'de kovan başına bal üretiminin yeterli olmaması ve gezgin arıcılığın birçok sorunla karşılaşması üzerine Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü yeni bir model geliştirdi. Gezgin arıcılığın indirme-bindirme zorlukları, nakliye ücretleri, her geçen gün artan hırsızlıklar, aşırı konaklama kiraları gibi sorunlar yumağı içinde verimli olamaması üzerine geliştirilen yeni 'TIR Dorsesinde Kovan Sistemi', mevcut arıcılık yönteminden yüzde 100 daha fazla verim sağlıyor.
Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Nurdoğan Yaşar, mevcut arı kovanlarında optimal şartlarda koloni başına 40-50 kilogram bal alındığını; ancak 'dorseye sabitlenmiş kovan sistemi'nde koloni başına 80-120 kilogram bal ve 20 kilogram polen üretimi gerçekleştirildiğini söyledi. Dorse sisteminde konaklama yerinde sadece kovan giriş deliklerinin açıldığını, koloni faaliyetinin başlatıldığını, ısı ve ses yalıtımı iyi olan, hafif, doğal ve yapay havalandırma sağlanabildiğini kaydeden Yaşar, sistemin yağmur, güneş ve nemden korunmalı olduğunu, hırsızlara karşı güvenli ve gerektiğinde ısıtılabilir-soğutulabilir özellikte düzenleme yapılabildiğini belirtti. Yaşar, "Ülkemizde 8 ay gibi uzun sayılabilecek bir bal sezonunun ancak 1-3 aylık döneminden yararlanılıyor. Bu projeyle bal sezonu 4 ve 8 aya kadar çıkabilecek, bu süre içinde 6 ve 11 kez bal hasadı yapmak mümkün olacaktır" dedi.
"NEKTAR AKIYOR, BİZ BAKIYORUZ" TIR dorsesi üzerinde kovan sistemiyle gezgin arıcılığın kolaylaşacağını kaydeden Yaşar, bu durumda ülkenin tüm yöresindeki çiçek floralarından yararlanma imkanı ortaya çıktığını da belirterek şöyle devam etti:
"Ocak ayında Alanya civarında yeni dünya bitkisinde yılın ilk bal nektar akımı başlar. Şubat ayında Datça'da bademler açar. Mart ayında kolonilerden ilk çam balı hasadı yapılabilir. Nisan ayında güney bölgelerinde narenciyeden hem nektar hem de polen hasadı yapılabilir. Mayıs ayında üçgül bitkisi ve kestane ağaçları çiçekleniyor. Haziran ayında ıhlamur ve yayla çiçekleri açıyor. Temmuz ayında ayçiçeği, pamuk açmakta ve çam balı da bu dönemde gelmeye başlamaktadır. Ara dönemlerde ayrıca anason ve yöreye göre değişmekle beraber yayla çiçekleri de birbirine yakın zamanlarda art arda açmaktadır. Ancak nakliyedeki zorluklar gezgin arıcılara bu çiçek floralarından yararlanma imkanı vermekte, büyük bir ekonomik kayıp meydana gelmektedir. Projede öngörülen sistemle yıl içinde nektar akım dönemlerine göre daha çok yer değişikliği yapılarak üretim miktarı ve etkinliğin artması mümkündür. Bu projeyle daha zahmetsiz nakliye yapılacak ve floradan maksimum düzeyde yararlanılacaktır. Bu projeyle gezgin arıcılık modern, profesyonel ve endüstriyel hale gelecektir."