Arınç, televizyonların Ankara temsilcileriyle TRT Genel Müdürlüğünde düzenlediği sohbet toplantısında, Habur'dan Türkiye'ye giriş yapan terör örgütü mensuplarının karşılanmasıyla ilgili bir soru üzerine, kendisinin de geçtiğimiz günlerde Şırnak'ta incelemelerde bulunduğunu ve burada yetkililerle görüştüğünü kaydetti.
Arınç, ''Habur'da toplanan kalabalık için verilen rakam 15-17 bin arasıdır. Yani 20 bini aşan bir kalabalığı hiç kimse söylemedi. En fazla 17 bin denildi'' dedi.
Türkiye'nin bazı gerçeklerinin bulunduğunu ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
''Ama Türkiye'nin bir gerçeği var. DTP istediği zaman belli bir hassasiyet sebebiyle birkaç bin insanı toplayabiliyor ama 'Bir milyonluk miting yapacağız' dedikleri zaman da 15 bini geçmeyen insanları ancak toplayabiliyor. Bir milyonluk miting lafını söylemek kolay ama 100 bin kişiyi bir araya getirmek çok kolay değil. '25 bin bile fazla' diyebilirsiniz ama 25 bin, Türkiye'nin bir gerçeğidir. 25 bini Diyarbakır'da toplayabilenler bir de gözlerini Karadeniz'e diksinler. Bir zatın cenazesine de 70 bin kişi katılabiliyor. Orada da en küçük rakam 25 bindi. Bir zat vefat etmiş, müftü müymüş, vaiz miymiş bilemiyorum. İstanbul'dan da Mahmut Efendi katılmış. Fotoğraflar gösteriyor ki 70 bine yakın insan da Rize'de bir cenaze dolayısıyla bir araya gelmiş. İşte Türkiye bu. Onun için yani 'DTP, terör örgütü PKK, İmralı, yüz binlerce insanı bir araya getirdi' diye kitlelerin motivasyonunu olumsuz etkileyebilecek bir rakamı telaffuz etmek bence doğru değildir.''
Hükümet olarak önlerine bir hedef çizdiklerini ve terör sorunu devam ettiği sürece de bu hedef doğrultusunda çalışmayı sürdüreceklerini belirten Arınç, ''Yapmak istediğimiz şeyin iki ana temeli var: Biri terörün mutlaka sona erdirilmesi, bu konuda ne yapılıyorsa onları yapmaya mutlaka devam edeceğiz ama bu tedbirleri destekleyecek başka tedbirlere de ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bunları da mutlaka alacağız'' diye konuştu.
-''RAHATSIZ OLANLAR VAR''-
Diyarbakır'dan dönerken uçakta DTP'li milletvekillerinin de bulunduğunu anlatan Arınç, bu milletvekillerinin ikisiyle yol boyunca sohbet ettiklerini belirtti.
Yapılanların Türkiye'yi, halkı ne kadar rahatsız ettiğini milletvekillerine ifade ettiğini aktaran Arınç, şunları kaydetti:
''Yeminle söylüyorum, isimlerini söyleyemeyeceğim, 'Biz de bundan rahatsızız' dediler. 'Peki neden mani olmuyorsunuz' dedim. Onlar da 'mani olamıyoruz' dediler. Yani 'Sayın Genel Başkanlarının da bu konuda çok çaba sarf ettiğini, aklı başında insanların (yapmayın etmeyin) demelerine rağmen ancak bu kadarını yapabildiklerini' söylediler. Girerken tek tip kıyafetlerini çıkartmalarını istediklerini, sonra Diyarbakır'a gelirken yol üzerinde bazı şeylere engel olmak istediklerini şimdi de dedikodu olarak 'Meclise geleceklerini, toplantılara katılacaklarını, bunu bir haber olarak uçurduklarını, oysa böyle bir şeye izin vermeyeceklerini' söylediler. Ben de oradan, bir kere samimi olduklarına bir ölçüde inandım. DTP'nin içinde de bu gelişmelerden rahatsız olanlar var. Onların tabiriyle 'bu barış sürecini' engellemeye yönelik çabalar var.
Birileri Apo'yu bir kahraman haline getirmek, onun emri ve talimatıyla bu işlerin başladığını söyleyerek, Öcalan'ın gücünü ispat etmeye çalışıyor. Birileri onunla birlikte örgütün ne kadar canlı ve diri olduğunu göstermek istiyor.''
Arınç, TRT'de yayımlanan Ayrılık dizisine İsrail'in tepkileriyle ilgili soru üzerine de İsrail'in Ankara Büyükelçisi'yle bugün saat 14.30'da makamında görüşeceğini bildirdi.
-''YARAMAZ TİPLER VAR''
Arınç, Türkiye'ye gelen terör örgütü mensuplarının karşılama töreniyle ilgili soru üzerine, grubun kalabalıklar tarafından karşılanması, burada aşırılığa giden, örgüt propagandasına yol açan gayretlerin olmasının dikkat çekici ve üzüntü verici olduğunu söyledi.
Terörle mücadelede en kısa yol veya tarifin, ''dağa çıkışların sona ermesi ve dağdan inişlerin de teşvik edilmesi'' olduğunu vurgulayan Arınç, geçmişte görev yapan komutan ve siyasetçilerin de dağa çıkışların önlenmesinin önemini ifade ettiklerini belirtti. Dağa çıkışlar sürdüğü sürece örgütün hayatiyetini sürdüreceğini anlatan Arınç, bunun önünün siyasi, sosyal, ekonomik tedbirlerle kesilmesi gerektiğini söyledi.
Arınç, şunları söyledi:
'' Şimdi bu gelişler bir sevinçle karşılanıyor. Herkesin bir öyküsü var. 1 yaşındaki çocuğunu bırakıp dağa çıkmış bir kadının 18 yıl sonra dönüşünü düşünün. Bu o çocuk için, annesi için, babası için, akrabaları için ve o dağdan inen kadın için nasıl bir haletiruhiye. Biz bunu yaşamadık ama yaşayanlar var. Dolayısıyla onu karşılayanların da dağdan ve Mahmur'dan gelenlerin de -ki Mahmur'da 11 binden fazla insan var- annesi, babası yurt dışına kaçtıktan sonra orada hayata gözlerini yeni açmış çocuklar var, bunların sevinçlerini tabii görmek lazım. Bu insani olaya bir siyasi kılıf geçirmeye çalışan yaramaz tipler var. İtiraf edelim ki orada da var, bu tarafta da var. Terörün bu şekilde devam edip gitmesini, Türkiye'nin bu sorunla her an baş başa kalmasını, kırılmasını, üzülmesini, yolunun kesilmesini, yatırımların durmasını, Türkiye'nin ayağa kalkmasını hazmedemeyen, istemeyen, terörden beslenen, onu sektör haline getirmiş, kazanç sağlayan iç ve dış mihraklar var. Bunları hepimiz biliyoruz''
AA