Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''71,5 milyon vatandaşımızın her biri bu ülkenin asli unsurudur, egemenidir, birinci sınıf vatandaşıdır. Bunun dışında bir yaklaşımı asla ve asla kabul etmiyoruz'' dedi.
Arınç, Türkiye'deki azınlıkların ruhani liderleri ve cemaat vakıflarının başkanları ile Başbakanlığın Dolmabahçe Ofisi'nde kahvaltılı toplantıda bir araya geldi.
Kahvaltının ardından bir konuşma yapan Arınç, bugün hem kendisi için, hem de hükümet için önemli bir gün olduğunu ifade ederek, hiçbir ayırım yapmadan bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı olan her bir insanın, her türlü farklılığıyla birbirinin gönlünde, yüreğinde ayrıcalıklı bir yere sahip olmasını istediklerini ifade etti.
Arınç, insanı kutsal bilen anlayışının gereğinin, insanın ürünü olan kültürü, kimliği, eserleri ve özellikleri de saygıyla karşılamak olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Bizler farklı kültür, farklı gelenek, farklı inançlarımızla bu topraklarda yetişen 7 renkli bir gül gibiyiz.
Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes bu ülkenin asli unsurudur. Kimsenin kimseye üstünlüğü söz konusu olamaz. Dolayısıyla birbirimizin sorunlarına samimi bir şekilde yaklaşmak ve onları çözmek için gayret göstermek zorundayız. Hiçbir kompleksimiz yok, hiçbir çekincemiz yok.''
Arınç, bugüne kadar birçok sorunun tamamen çözülememiş olduğunu, şartların bir kısım gelişmelerin daha yavaş seyretmesine, bir kısım ilerlemelerin çok kapsamlı ve çok yaygın şekilde hayata geçmemesine sebep olabildiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Ancak şunu samimiyetle ifade etmek durumundayız. Biz hiçbir sorunu görmezlikten gelmiyoruz. Hiçbir sorunun üzerine örtmüyoruz, hiçbir sorunu yok saymıyoruz. Daha da önemlisi bu sorunları üreten zihniyeti, bu sorunların devamını arzulayan yaklaşımları da tasvip etmiyoruz. Her konunun makul bir çözümü olduğuna inanıyoruz ve ancak ortak aklı harekete geçirerek, ancak toplumsal bir uzlaşmaya vararak, ancak samimi ve güçlü bir irade ortaya koyarak çözüme yaklaşacağımıza inanıyoruz. Ne yapacaksak, bizim için yapacağız. Bizim dilimizde, bizim tanımlamalarımızda 'öteki' diye bir kelime ve kavram yoktur. İnsanımızı 'bir diğeri' diye tanımlama ayıbına düşmeyeceğiz. Dışlayıcı, ayırıştırıcı, ötekileştirici yaklaşımlarla toplumsal bütünlük de sağlanamaz, devletin bekası da korunamaz, huzur ve güvenlik de tesis edilemez. Bu ülkenin hiçbir vatandaşının Anayasa ve yasalar karşısında diğer bir vatandaşa üstünlüğü asla olamaz. Böyle bir şeyi asla kabul edemeyiz. Bu ülkenin bir kesiminin kendisini egemen, bir kesiminin de kendisini yönetilen olarak hissetmesine asla razı olmayız, olamayız. 71,5 milyon vatandaşımızın her biri bu ülkenin asli unsurudur, egemenidir, birinci sınıf vatandaşıdır. Bunun dışında bir yaklaşımı asla asla kabul etmiyoruz.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, 96 taşınmazın başvuruda bulunan cemaat vakıfları adına tesciline oy birliğiyle karar verildiğini belirterek, ''Bizi birbirimize yaklaştıracak, bizi biz yapacak adımlarımız hiç kimsenin kuşkusu olmasın devam edecektir'' dedi.
Arınç'ın konuşmasında öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
-''Bizi birbirimize yaklaştıracak, bizi biz yapacak adımlarımız hiç kimsenin kuşkusu olmasın devam edecektir''
-''Ne yapıyorsak insanımızı sevdiğimiz için, insanımızın daha müreffeh, daha özgür, daha insanca bir yaşama sahip olması için yapıyoruz''
-''(1915 olayları) Keşke hiç kimse geçmişte yaşanmış acı olaylar üzerine siyaset yapmasaydı''
-''İnsanımızın, ülkemizin huzurunu, refahını, barışını bozmaya dönük hiçbir girişime hayat hakkı vermeyeceğiz''
-''Heybeliada Ruhban Okulu'nun hukuki mevzuatımız içerisinde tekrar eğitime başlaması konusunda hükümetimizin, şahsımın bir kararı olduğunu söylemeliyim. ancak önümüzdeki engelleri yine bir hukuk devleti olan Türkiye'nin kendi mevzuatı içerisinde umarım çok fazla geçmeden gerçekleştireceğiz''