Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay, “Stratejik Düşünce” dergisindeki değerlendirmesinde, terör ve referandum süreci arasında doğrudan ilişki kurarak, bugün referanduma doğru hızla yol alırken, ‘halk oylamasının anlamsızlığı’ duygusunu yaratan yoğun şiddet ortamına girildiğini belirtti.
Geçmişte beri terör olayları dolayısıyla verilen şehitlerin partilerin oy dağılımı üzerinde doğrudan ve ya dolaylı etkisinin olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aktay, bu etkinin aslında giderek terör eylemlerinin hedefleri arasında olduğunu anlamanın sıradan bir bilgi haline geldiğini ifade etti. Her şehidin belli bir oy hareketliliğine yol açtığı düşüncesinin ne kadar ‘kahredici’ bir düşünce olsa da, bu şekilde işleyen sürecin ortaya çıkardığı fırsatlara ‘iştahla dalan’ aktörler olduğunu ileri süren Aktay şunları kaydetti:
“Önümüzdeki referandum süreci TBMM’nin en doğal hakkı olan anayasa yapma iradesinin, anayasal bir tezahürüdür. Bu iradenin bugün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilme ihtimali ve ya terör yoluyla baskı altına alınma ihtimalinin aynı anda geçerli olması Türkiye’de sistem kavgasının ne kadar hayati bir evreye varmış olduğunu gösteriyor.
Bu kavga giderek Türkiye’de bir hukuk devleti olmak ile hukukun keyfi bir derebeylik alanı olarak tanınması arasındaki yol ayrımına işaret ediyor. Hukuku kendine ikta edilmiş bir egemenlik alanı olarak benimseyen bir anlayış Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu şeffaf öngörülebilir, ‘adamına göre muamele’ etmekten uzak bir adalet sistemin ihtiyaçlarını karşılayamaz. Bu ihtiyaç ise artık toplumun kolay kolay feragat edebileceği bir şey değildir. Bugün için referandum yoluyla kendini ifade eden bu toplumsal talep, üzerinde hangi baskılar olursa olsun, eninde sonunda sakladığı iradeyi kuvveden fiile geçirme istidadına sahiptir.”
-REFANDUM SÜRECİ KANLI RİSKLER TAŞIYOR
Stratejik Düşünce Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesi Aydın Bolat da, 18 Haziran’da 11 şehit verilen PKK’nın Şemdinli saldırılarının, Ergenekon tahliyelerinin hemen sonrasında onları örtmek ve gündemden düşürmek için yapıldığını ifade eden analizler değerlendirildiğinde, referandum sürecinin bunun gibi başka kanlı riskleri de taşıdığını öngörmek gerektiğini belirtti.
-REFERANDUM TOPLANTILARI ÖRGÜTÜN HEDEFİ OLABİLİR-
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Başkanı Ümit Özdağ ise Referandum toplantıları için yapılan çalışmaların terör örgütü açısından hedef oluşturabileceğini söyledi.
"Terör örgütünün, terörü son dönemde tırmanmasının nedeni açılım sürecinde Abdullah Öcalan’ın ve PKK’nın hükümet tarafından doğrudan muhatap alınmasını sağlayacak şekilde hükümeti zorlamaktır" diyen Özdağ, terör örgütünün referanduma yönelik mitingleri provoke eden eylemler içerisinde girebileceğine dikkat çekti. Özdağ, “Referandum toplantıları için yapılan çalışmalar örgüt açısından hedef oluşturabilir, saldırılar açısından. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki toplantılarda. Polis, Jandarma ve MİT örgütün bu tür provokasyonlarına yönelik tedbirlerini artıracaktır" diye konmuştu.
ANKA