Asbest, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere çok dayanıklı lifsel yapıda bir mineraldir.
Endüstride 3.000’ den fazla kullanım alanı vardır. Asbestten, özellikle gemi, uçak, otomobil yapımında, inşaat sektöründe, ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak yararlanılır.
Asbest, ülkemiz için çok önemlidir, çünkü Anadolu’nun bir çok yöresinde bulunmakta ve halkımız tarafından bilinçsizce kullanılmaktadır.
Ülkemizde topraktan asbest çıkarılan yerlerin en önemlileri Diyarbakır’da Çermik ve Çüngüş ilçeleri, Ürgüp, Eskişehir’in Mihalıççık ilçesidir.
Asbest, halk arasında ak toprak, gök toprak, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle bilinir. Köylüler, asbesti evlerinin damlarına sermek, evlerini badana yapmak için ve küçük çocuklarda pudra yerine kullanırlar. Bu uygulamalar sırasında havaya karışan asbest lifleri yoğun şekilde solunur.
Asbest, sadece solunum yoluyla vücuda girdiğinde hastalıklara yol açar. Mesela, asbestli suyun içilmesinin her hangi bir sakıncası yoktur.
Asbest, onu topraktan çıkaran ve kullanan köylülerden başka, asbestin kullanıldığı endüstri alanlarında çalışan işçiler için de çok zararlıdır.
Bugün dünyanın bir çok ülkesinde sanayide asbest kullanımı kaldırılmış ya da sınırlandırılmıştır, çünkü asbest pek çok akciğer hastalığına yol açmasından başka çok önemli bir kansorejendir.
Asbest, özellikle sigara içen kişilerde akciğer kanseri riskini ileri derecede artırırsa da, asıl önemi akciğer zarı kanserine, yani mezetelyoma adı verilen hastalığa yol açmasıdır. Mezotelyoma, erken dönemde tanınıp cerrahi girişim uygulanamadığında, ilaç ya da ışın tedavisine iyi cevap vermeyen ve hastayı kısa zamanda ölüme götüren bir hastalıktır.
Ülkemizde Ürgüp’ ün köyleri olan Tuzköy, Karain ve Sarıhıdır ‘kanserli köyler’ olarak bilinir. Bu köylerde pek çok insan akciğer veya akciğer zarı kanseri nedeniyle yaşamlarını yitirmişlerdir.
Neler yapılmalı?
-Asbest içeren toprağın köylüler tarafından kullanılması engellenmelidir.
-Halk, asbestin neden olduğu hastalıklar hakkında eğitilmelidir.
-Asbestle badana yapılmış evlerin duvarları plastik boya ile yeniden boyanmalıdır.
-Asbest bulunabilecek yerleşim yerleri araştırılmalıdır.
-Doktorlar asbestin yaptığı hastalıklar konusunda özel olarak eğitilmelidir.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi