Fatih Emrah ERDOĞAN/HAVRAN (Balıkesir), (DHA)- BALIKESİR’in Havran ilçesinde 55 yıldır at arabası imalatı yapan Ahmet Büken, zamana ve gelişen teknolojiye meydan okuyor. İşlere yetişemediği için siparişle çalışan Büken, ustaların kendilerini günümüz şartları doğrultusunda yenilemeleri gerektiğini söyledi.
Ahmet Büken, mesleğini ilerleyen yaşına rağmen devam ediyor. 15 yaşında başladığı at arabası mesleğini ilk günkü heyecanla devam ettirmeye çalışan Büken, zamana ve gelişen teknolojiye rağmen ayakta kalmaya çalışıyor. Büken, turistik tesis, büyük otel, mağaza ve çiftliklerden aldığı siparişlerle bu yerler için büyük ölçülerde dekoratif at arabaları, bunların minyatürleri, saman arabaları, ahşap el arabaları ve faytonlar yapıyor. Otomobillerde olduğu gibi at arabalarında da çeşitli modeller bulunduğunu anlatan Ahmet Büken, müşterilerin mali durumuna göre yaptırdıkları çeşitli at arabalarının yoğun talep gördüğünü belirterek, “Ben işe başladığım zaman Türkiye genelinde yüzlerce usta vardı. Balıkesir’de de öyle. Otomobiller yaygınlaşmaya başladıkça at arabası ustaları da birer işi bıraktı, çırak da yetişmemeye başladı” dedi.
'HİÇBİR ZAMAN BIRAKMAYI DÜŞÜNMEDİM'
Çocukluk arkadaşlarının farklı alanlara yöneldiğini ifade eden Ahmet Büken, el sanatları ile uğraşmaktan hiçbir zaman pişmanlık duymadığını ve bırakmayı da hiç düşünmediğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Şu an bölgede at arabası imalatı yapan tek kişiyim. Bu meslekte en büyük sorun çırak yetiştirememek. Gençler el sanatlarına fazla yönelmiyor. Havran ilçesi Kuzey Ege ile Balıkesir arasında kalan bir yer. Ege ve Marmara kültürünü birlikte aldık. Her zaman azmim vardı. Her gün düzenli para akmasa da el sanatları ile uğraşanlar için şu söylenir; 'Öğleye kadar açsa, öğleden sonra toktur’. Ben azmim sayesinde hiçbir zaman aç kalmadım. İnsanlara her zaman garanti verdim. Paramı almasam da önce işçiliğimi gösterdim. Amerika’dan Almanya’ya, Fransa’ya, Yunanistan’a kadar at arabalarım gitti. Yaptığım işlerden kazandığımın yanı sıra gurur da duyuyorum."
'AĞAÇTAN İSTENİLEN HER ŞEYİ YAPARIM'
Kendisini sürekli el sanatları konusunda geliştirdiği kaydeden Büken, "Verilen herhangi bir şekli, ağacı işleyerek ortaya çıkarabiliyorum. İlk işe başladığım dönemde at arabaları, öküz arabaları, çift atlı arabalar ve kağnı arabaları vardı. Bu arabaların zamanla yapımı bitti. İşimi her zaman en kaliteli şekilde yapmaya çalıştım. Tabii ki teknoloji gelişiyor. İnsanları faytonla gezmeye ikna edilemeyeceğine göre, işi bırakmak yerine farklı ihtiyaçlara cevap vermek gerektiğini düşündüm. Şu an da geldiğim noktadan memnunum. At arabası konusunda, ilk akla gelen isimim” diye konuştu.
'SİPARİŞLERE ZOR YETİŞİYORUM'
Çağa ayak uydurmak gerektiğini de ifade eden Büken, "Fabrikasyon ürünlerle, el işçiliği, el emeği yapılan ürünler arasında her zaman bir fark oluyor. El emeği olan sektörler kesinlikle bitmeyecek. Yeter ki ustalar güne ayak uydursun. Şu anda işlere yetişemiyorum. Sipariş olarak alıp, sıraya koyuyorum. Hatta bir talep geldiğinde aynı üründen fazladan 3 katı üretiyorum. Buna rağmen tek başıma yetişemiyorum. Ama çırak da yetişmiyor. Yanıma gelip, yaptığım işi öğrenmek isteyenler emekli, hobi olarak bu işi yapmak isteyenler. Geçen bir diziden çağırdılar, at arabalarını yenilemem için gidemedim. Zaten kendi işlerime yetişemiyorum. Ben yıllarca minyatür arabalar yaptım. Şu an eski at arabası olanlar yenilemeye gönderiyor. Orijinal haline getiriyorum. Minyatür arabalar büyük rağbet görüyor. En fazla sipariş de bahçeler de obje olarak kullanmak için at arabası ve at arabası tekerleği siparişleri oluyor. Buradan eski ustalara çağrım, el sanatları bitmez, günümüz şartlarına uyarlasınlar. Gençlere buradan da para kazanılacağını gösterip, el sanatlarını sevdirsinler" diye konuştu.