Atatürk Viyana'da da anıldı
VİYANA (ANKA)- Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Atatürk'ün Ölümünün 70. Yıldönümünde Atatürk için bir anma toplantısı düzenledi.
Viyana'da yapılan anma toplantısında Atatürk ve modern Türkiye araştırmalarıyla tanınan siyaset bilimci ve tarihçi Prof. Hikmet Özdemir bir konferans verdi. Türk Büyükelçiliği'nde gerçekleşen ve büyük ilgi gören anma toplantısında Prof. Özdemir, "Atatürk'ün bir devrimci olarak ulusun tarihî dönüşümü ve gelişimi için kullandığı tek sihirli araç, ‘anlatmak', yalnızca ‘anlatmak' olmuştur" dedi.
Atatürk'ü anlamanın, Laik Cumhuriyeti güçlendirmek, demokrasiyi korumak, ulusu, çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak olduğunu belirten Prof. Özdemir, şunları söyledi:
"Atatürk'ü ‘anlamak' Türk Ulusu'nun ve Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar yaşaması için, gerekli ulusal sinerjiyi, güçlü bir ekonomi, caydırıcılık gücü yüksek bir ordu, insan hakları ve özgürlüklere dayalı kaliteli bir demokrasiyi besleyen çağdaş bilgi toplumuna katmak demektir. Atatürk'ün uyguladığı "millî siyaset", Türk Ulusu'nun bin yıldır şehit kanlarıyla suladığı vatan topraklarında kurduğu Laik Cumhuriyetin sonsuza kadar yaşama iradesinin sürekli kılınması için yapılan ve yapılması gereken bütün millî görevlerdir."
-VASİYETİ OLAN PAROLA?-
Prof. Özdemir, Atatürk'ün vasiyeti olan parolayı da açıkladı. Atatürk'ün, 11 Aralık 1935 günü kendisini izlemek isteyenlere "Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara son sözü şu olmalıdır: Benim Türk milletine, Türkiye Cumhuriyetine, Türklüğün geleceğine yönelik ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü yineleyiniz" diye seslendiğini belirten Prof. Özdemir, konferansını şöyle tamamladı :
"Bu sözler bir kişinin değil, bir Türk milleti duygusunun anlatımıdır. Bunu, her Türk parola gibi kendinden sonrakilere kesintisiz yineleyerek son nefesini verecektir. Her Türkün son nefesi, Türk milletinin nefesinin sönmeyeceğini, onun sonsuz olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur." (ANKA)
