Ankara (AA)- Yaş haddinden emekliye ayrılan Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Yargıtay'da görev yaptığı süre içinde attığı her imzayı bilerek attığını belirterek, "Attığım hiçbir imzadan pişman değilim. Verdiğim her kararın arkasındayım" dedi.
Arslan, Yargıtay Toplantı Salonu'nda düzenlenen veda töreninde yaptığı konuşmada, Yargıtay'da 214 bin karara imza attığını belirterek, verdiği kararların hepsinin doğru olmayabileceğini söyledi. Arslan, "Önemli olan insanların adalet terazisini bilerek ve isteyerek sattırmamalarıdır. Adalet terazisini bilerek hiç satmadım, belki
gereğinden bile fazla hassas davrandım" diye konuştu.
Yargıtay'ın yerine ikame edilecek başka bir kurum olmadığını vurgulayarak, "Yargı herkese lazımdır. Yargıyı yıpratarak hiçbir yere varılamaz" dedi. Yargılayan hakimlerin aynı zamanda yargılandıklarını da bilmeleri gerektiğini, hakimlerin dürüst olmasının yetmeyeceğini kaydeden Arslan, "Aynı zamanda dürüst görüntü vermesi, zengin sofralarından uzak durması, her iltifata kanmaması, kişilere mesafeli olması gerekir" diye konuştu.
Hakimlerin, bağımsız, teminatlı ve tarafsız olması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Bağımsız olmayan bir hakimden adalet beklenemez, teminatı olmayan hakimin de bağımsız olduğundan söz edilemez" dedi. Hakimin aynı zamanda tarafsız olması gerektiğini, adaletin hiç bir gölgeyi taşıyamayacağını ifade eden Arslan, hakimin hukuktan yana taraf olduğunu söyledi. Arslan, şöyle konuştu: "Kural budur ama hakimin taraf olacağı olaylar da vardır;Hakimler Türkiye Cumhuriyeti'nden yana taraftır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Atatürk'ten emanettir. Çünkü Cumhuriyet, insanın özüne ve haysiyetine en uygun rejimdir. Ancak rejimin adının Cumhuriyet olması
yeterli değil. Cumhuriyet, demokratik, laik, hukuk devleti olmalıdır. Hakimler, Cumhuriyet'in temel nitelikleri konusunda taraftır. Hakimler, üniter devletten, bölünmez bütünlükten yana taraftır. Taraf, olmuştur, olacaktır. Ay yıldızlı bayraktan yana taraftır. Çünkü bu bayrak dalgalanmazsa siz de hakimlik yapamazsınız.
Hakimler, Ankara'nın başkent olmasından yana da taraftır. Ankara, Cumhuriyet'in simgesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığının belgesidir, bu nedenle başkent olmuştur ve kalmalıdır. İnanıyoruz ki, ebediyete kadar da kalacaktır."