LONDRA (İHA) - İngiliz basınında İşçi Partisi kongresinde Başbakan Tony Blair'in dün yaptığı konuşma manşetlere taşındı.
The Guardian, "Blair'in mesajı: Cesur olun", şeklinde manşet atarken, hemen hemen bütün gazetelerin manşetleri Başbakanın bu mesajını öne çıkarttı. Cesaret isteyen konu ise İngiltere'de kamu hizmetlerinin finansmanında Tony Blair'in talep ettiği reform.
İngiltere Başbakanı, sendikaların yoğun eleştirilerine karşın, okul ve hastane gibi kurumların finansmanına özel sektörü davet etmek istiyor.
Times gazetesi, Blair'in dün "kendine güvenen bir lider" imajı çizdiğini belirtti. İşçi Partisi kongresinde "kilit önemde" diye nitelenen konuşmada, reform paketinin yanısıra özellikle dikkatle dinlenen bir başka konunun ise Irak olduğu kaydedildi. Bu hususta Times, Başbakanın İngiliz-Amerikan ilişkilerini ve genelde Amerika'yı var gücüyle savunmasını "hayranlık uyandırıcı" diye niteledi. Fakat gazete, bir başka tartışmalı konuda ise Blair'le aynı kanıda değil. Times, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nin tek para birimi Euro'ya katılıp katılmayacağı sorusuna, Tony Blair'in net bir cevap vermekten kaçındığını yazdı. Gazete, Blair'in, "Euro bir gerçektir ama acaba Avrupa, ekonomik reform için yeterli cesareti gösterecek mi?" diye bir soru ortaya atarak, İngiltere'yi gerekirse Euro dışında tutmak için kendisine bir açık kapı bıraktığını iddia etti.
Independent gazetesi, Amerika'nın Irak'a tek başına savaş açma olasılığından pek çok kişinin duyduğu kaygıları Başbakan Blair'in dün "beklenmedik bir dürüstlük içinde" kabul ettiğini görmekten memnuniyetini dile getirdi. Fakat gene Independent'a göre Tony Blair, "bu korkuları yatıştırmak için pek gayret sarf etmedi."
Gazeteye göre, "eğer Amerika'nın Birleşmiş Milletler'i saf dışı bırakarak Irak'a saldırması durumu doğarsa, Tony Blair'in buna destek vereceği izlenimi hala yerli yerinde."
"BUSH'U DİZGİNLEME UYARISI" Guardian gazetesi, Amerika Birleşik Devletleri'nde Başkan Bush'un Irak konusunda kendi partisi içinde muhalif seslerle karşı karşıya olduğunu bildirdi. Gazete bunu, "Amerikalı senatörlerden Bush'u dizginleme uyarısı" şeklinde verdi.
Guardian, Başkan Bush'un geçen hafta kongreye Irak'la ilgili sunduğu karar tasarısında, askeri müdahale için koşulsuz ve sınırsız yetkiler istediğini, ama şimdi Demokrat Partili senatörlerle birleşen üst düzey Cumhuriyet partili kongre üyelerinin, Bush'un talep ettiği saldırı yetkisine belli sınırlar getirmek için kolları sıvadığını yazdı.
AZİZ'İN ANKARA ZİYARETİ FINANCIAL TIMES'TA Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz'in dün yaptığı Ankara ziyareti, bu sabah Financial Times'ın sayfalarında şu başlıkla yer aldı:
"Türkiye'den nasihat: Savaş için bir neden yaratmayın."
Financial Times, Bülent Ecevit'in dün Iraklı yetkiliden, "Bush yönetimine savaş fırsatı doğuracak bir adım atmamalarını istediğini" bildirdi. Gazete, olası bir savaşta Türkiye'nin üslerini Amerika'ya açması durumunda, Bağdat yönetiminin Ankara'yı hala bir dost olarak görüp görmeyeceği sorulan Tarık Aziz'in, "Kesinlikle hayır" diye cevap verdiğini de aktardı.
TÜRKİYE İLE İLGİLİ DİĞER KONU İSE CEM UZAN Türkiye'de 3 Kasım seçimleri yaklaşırken Financial Times bu sabah bir yorum yazısında, işadamı Cem Uzan'ın siyaset sahnesinde, gazetenin deyimiyle "bir meteor hızıyla yükselişini" işledi.
Cem Uzan'ı, "Türkiye'nin en tartışmalı işadamlarından biri" diye niteleyen Financial Times, son kamuoyu yoklamalarında Cem Uzan'ın daha yeni kurduğu partisinin yüzde 10'luk barajı aşabilecek 3 ya da en fazla 4 partiden biri olduğuna dikkat çekti.
Genç Parti'nin "güçlü seçim kampanyasının", Uzan ailesinin 2 televizyonu ve bir gazetesiyle desteklendiğini belirten Financial Times, Cem Uzan'ın işsizlik ve yolsuzluğa karşı açacağını söylediği savaşın yanısıra IMF karşıtı söylemine de dikkat çekiyor ve Türkiye'nin büyük kamu sektörü borçlarını silebileceği işareti verdiğini yazdı.
Ancak gazetenin alıntıladığı bir batılı bankacıya göre "Cem Uzan'ın IMF'ye saldırması, daha çok bir kundakçının yangından dolayı itfaiyeyi suçlamasına" benziyor. Fakat, Financial Times, diğer partilerin IMF politikalarını reddetmemelerine rağmen, Cem Uzan'a bu hususta bir karşı saldırıda bulunmaktan da kaçındıklarını bildirdi.
Genç Parti liderinin milletvekili dokunulmazlığını kaldırma sözü verdiğini yazan gazete, "ancak birçok okumuş Türk, Cem Uzan için en büyük seçim zaferinin dokunulmazlık olacağı kanısında" dedi. Gazete, Cem Uzan'ın iş hayatıyla ilgili yurt içinde ve dışında mahkemelerde mücadele verdiği davalara dikkat çekti. Financial Times, yerleşik partilerin Genç Parti'nin parlayan yıldızının "sandıklara yansımayacağını" düşündüklerini fakat herkesin bu kanıda olmadığını belirtti.
Financial Times, yazının sonunda, İstanbul'da finans sektöründen bir yöneticinin şu yorumuna yer veriyor:
"Cem Uzan'ın başarısı, Türkiye'de siyaset sınıfının tümden sınıfta kaldığının bugüne kadarki en iyi göstergesidir..."
"AB, UCM KONUSUNDA ABD'YE TAVİZ VERDİ" Fransız basınından Le Monde, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasında Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne ilişkin varılan anlaşmayı, "Avrupa'nın birlikteliğini korumak için verilmiş bir ödün" diye değerlendirdi.
Anlaşma uyarınca Washington, Amerikan vatandaşlarının Uluslararası Mahkeme'den muaf tutulması amacıyla Avrupa Birliği'ne üye 15 ülkenin her biriyle ikili pazarlıklar yapabilecek. Le Monde, Atlas Okyanusu'nun iki yakası arasında özellikle Irak konusunda dayanışmanın zor bir dönemden geçtiği şu sıralarda, Avrupa Birliği'nin tek bir vücut olarak durmaya gayret ettiğini söyledi.
İsviçre'nin Le Temps gazetesi, İspanya'da Bask bölgesindeki gelişmeleri ele aldı. Gazeteye göre son 20 yıldır Bask bölgesini yöneten ılımlı Bask milliyetçileri, Madrid'deki merkezi hükümetle aralarındaki uçurumu biraz daha açtılar.
Le Temps'a göre, Bask bölgesinin yerel hükümet başkanının "egemenlik yolunda bir süreç" başlattığını açıklaması pek çok çevrede sürpriz yarattı. İsviçre gazetesi, "Bask milliyetçilerinin hiçbir zaman gerçeğe dönüştürmedikleri bu söylemlerini ilk kez duymuyoruz ama bu sefer verdikleri vaatte kararlı görünüyorlar" diye yazdı. Fakat Le Temps, İspanyol anayasasına göre özerk bölgelerin statülerinin değiştirilmesi için Madrid'de ulusal parlamentonun onayı gerektiğinin altını çizerek, Bask milliyetçilerin merkezi hükümetle bağlarını daha da gevşetme hareketinin burada engellenebileceğini hatırlattı.