Avrupa basketbolundaki transfer çılgınlığı, önüne geçilemez bir hal aldı.
Rusya, Yunanistan ve İspanya'da Eurolar havada uçuşmaya başladı. Olympiakos, Roberto Carlos'un aldığı ücreti bir basketbolcuya vermeye hazırlanıyor. Yakın zamanda rekabet rafa kalkacak gibi gözüküyor.
Avrupa basketbolunda son yıllarda Rus, İspanyol ve Yunanlılar'ın kıvılcımını yaktığı transfer çılgınlığı ateşi, bu sezon yangına dönüştü. Rusya'daki dolar milyarderlerinden Abramovich'in futbol piyasasını ve tüm değerleri alt üst etmesinin yanı sıra, Rus kulüpleri de, bu seviyede bir gelirleri olmamasına rağmen son yıllarda basketbolcu fiyatlarını oldukça arttırmışlardı. Bu sezon ise tam bir manik depresif durum yaşanıyor. Eurocup'da mücadele edecek olmalarına rağmen Khimki'nin Toronto Raptors'lu Carlos Delfino, David Blatt'in çalıştırdığı Dinamo Moskova'nın da New Jersey Nets'li Bostjan Nachbar'a 3'er yıllık 9 milyon Euro civarı para vermeleri mantık dışı. Sürekli konuşulan ve kara paranın bu şekilde aklandığı iddiaları, basketbola yakın gelecekte zarar vermekten öteye geçmeyecektir. Asıl bombayı ise Olympiakos patlattı. Yunan ekibi, Atlanta Hawks'lı Josh Childress'a 3 yıl için 20 milyon dolar (12.6 milyon Euro) önerirken, Barcelona eski oyuncusu Navarro'yla 4 yıl için 15 milyon Euro'dan fazla bir sözleşme yaptı. Ezeli rakip Panathinaikos'un da altta kalmayıp, Childress ayarında bir transfer yapması çok büyük olasılık gözüküyor.
Bütçeler kısıtlanmalı
Bir çok geliri olan ispanyol Kulüpleri'ni bir kenara koyuyoruz. Ancak Rus takımları, hele hele Olympiakos gibi takımların bir basketbolcuya yılda 4.5 milyon Euro ödeyebilecek duruma gelmesi, Avrupa basketbolunda son yıllarda açılan arayı, uçurum haline getiriyor. Türk takımlarının yanı sıra, Alman, Sırp, Sloven, Hırvat, hatta hatta İtalyanlar'ın bu bütçelerle başedebilmesi imkansız hale gelmek üzere. Avrupa basketbolunu yönetenlerin, bu para harcama çılgınlığını mutlaka denetim altına alma, ya da kısıtlama zamanı geldi artık. NBA'de olduğu gibi "Sallary cap" sistemi benzeri bir uygulamaya geçmenin çareleri aranmalı. Yoksa koskoca Avrupa, sadece bir iki ülkenin ‘Arena'sı haline gelecek. Bütçelere mutlaka tavan ve taban sınırlar çizilmeli. CSKA Moskova, Panathinaikos, Olympiakos, Barcelona'nın 30 milyon Euro üzeri para harcadığı yerde, geçen yıl Euroleague'de yer alan Partizan, Olimpija, Rytas, Roanne, Brose Basket gibi takımların bütçesi bir Josh Childress ya ediyor, ya etmiyor. Böyle bir ortamda rekabetten de bahsedilemez.
Fener tehlikeyi gördü mü?
Fenerbahçe geçen yıl "Bizim bu bütçelerle başedecek gücümüz yok" diyerek 3 yıllık planla gençlere yatırım yapma kararı almıştı. Bu uygulama çok eleştirildi. Her ne kadar uygulama şekli, alınan kararlar, coach ve oyuncu tercihlerinin doğru olup olmadığı halen tartışmaya açık olsa da, tehlikeyi önceden gördükleri bir gerçek. Yayın, reklam, bilet satışından futbolda milyonlarca euro geliri olmasına rağmen, Childress ya da Navarro'nın aldıkları ücreti Fenerbahçe sadece ama sadece Roberto Carlos'a verebiliyor. Futbol takımının en büyük yıldızına ödenen
bu miktarın, basketbolda mevsubahsi bile olamaz. Aynı şartlar diğer tüm
Türk kulüpleri için de geçerli. Bu furya kendiliğinden ya müdahalelerle kontrol altına alınmazsa, Avrupa basketbolunda Rus, Yunan ve İspanyollar başrolü oynayacak, diğerleri figuran olacak.