İngiltere ve Almanya'dan Litvanya ve İsviçre'ye Avrupa genelinde kış aylarıyla beraber koronavirüs vakaları ve ölümlerde artışın önü artırılan önlemlere rağmen kesilemedi. Bir çok Avrupa ülkesi yeni yıla sıkı karantina önlemleriyle girmeye hazırlanırken, uzmanlar en az iki üç ay daha sıkı önlemlerle yaşamak gerekebileceğini söylüyorlar.
Dünyada en çok vaka ve ölüm sayısı bakımından tutulan listelerde ilk 20'ye nüfusları çok daha büyük ülkelerin hemen ardından Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Hollanda gibi Avrupa ülkeleri girebiliyor. Nüfusla oranlandığında ortaya çıkan tablo ise daha vahim.
Örneğin toplam vakalar bakımından dünyada birinci ülke de olsa 332 milyon nüfuslu ABD'de her 1 milyon nüfusa düşen toplam vaka sayısı 688 bin, 68 milyon nüfuslu İngiltere'de (Birleşik Krallık) 722 bin olabiliyor.
İtalya ve İngiltere 1 milyon nüfusa oranla Covid ölümü konusunda ABD'den daha önde, Fransa da onların çok az gerisinde.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Covid-19'a yakalanan dünya liderlerine katılması ve daha yeni döndüğü AB zirvesinde ve diğer uluslararası toplantılarda biraraya geldiği üst düzey Avrupalı liderlerin tümünün karantinaya girmesi geçen hafta manşetlere hakim olurken, salgının hız kazandığı bir çok ülke art arda yeni önlemler açıklıyor.
42 yaşındaki Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamaya göre 7 gün kendisini izole edecek ve çalışmalarını sürdürecek.
Macron son günlerde AB zirvesi de dahil bir çok önemli üst düzey toplantıya katılmıştı ve onunla teması olan ve kendisini karantinaya alanlar arasında İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Avrupa Konseyi başkanı Charles Michel, OECD Genel Sekreteri Angel Gurria gibi liderler var.
Çarşamba günü Macron'la öğle yemeği yiyen Portekiz Başbakanı Antonio Costa bütün randevularını ve seyahat planlarını iptal etti ve kendisini karantinaya aldı.
Belçika Başbakanı Alexander De Croo ve Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel de Macron'la temaslı kişiler olarak kendilerini izole ettiler.
AB zirvesi boyunca maskeli dolaşan Almanya Başbakanı Angela Merkel'in son testinin negatif çıktığı açıklandı.
İrlanda Başbakanı Miheal Martin'in testi negatif çıktı fakat o da temaslarını iptal ettiğini açıkladı.
Fransa'da da Cumhurbaşkanı Macron'la temaslarından dolayı Başbakan Jean Castex ve Meclis Başkanı Richard Ferrand gibi bir çok üst düzey politikacı karantinaya girdi.
Fransa'da 6 haftadır uyguladığı ulusal kapatma önlemleri bu hafta sona eriyor ama onun yerini artan vakaların hızını kesmeye yönelik sokağa çıkma yasakları alıyor.
Kasım ayı başlarında bir günde 88 bini aşan yeni vaka ile salgın yayılma hızında rekora ulaşan Fransa o günden bu yana uyguladığı sıkı önlemlerle sonuç almaya başlayan ülkelerden. Şu anda günlük vaka sayısı 20 binin altına, iki ay önce bine yaklaşan günlük ölümler 500'ün altına düşürüldü ama bunlar göreceli başarılar ve ülkede salgın hala tehlikeli düzeyde yayılmayı sürdürüyor.
En sıkı önlemlerin uygulandığı üçüncü gruba bu hafta sonundan itibaren 38 milyon kişinin, yani nüfusun yarıdan fazlasının dahil olduğu İngiltere'de, dün vaka sayısı 35 bin 383 ile salgının başından bu yana en yüksek günlük düzeyine ulaştı. Covid ölümleri de şu anda günde 500'lü rakamlarda seyrediyor.
Hastanelerde yatan toplam hasta sayısı son bir hafta içinde 3 bin kişi artarak 18 bine yükseldi ve geçen hafta kapasiteleri zorlanan hastaneler ülke çapında 44 hastayı (son dört yılın en yüksek rakamı) geri çevirmek zorunda kaldı.
Bu rakamlar İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'nın tümünü kapsıyor. Birleşik Krallık bünyesindeki dört bölgede de yetkililer yeni yıla sıkı önlemlerle girmeyi planlıyor.
İngiltere'de ülkenin en büyük kenti İngiltere ve güneyin önemli bir kısmı sıkı önlemler kapsamına alınırken, Kuzey İrlanda 26 Aralık'tan itibaren, Mart ayında uygulanana benzer 6 haftalık sıkı bir karantinaya hazırlanıyor.
Galler de 28 Aralık'tan itibaren karantinaya giriyor ve önlemler üç haftada bir gözden geçirilecek.
İskoçya'da hükümet Noel ve yılbaşı haftası atlatıldıktan sonra yeniden karantina önlemleri açıklanabileceği uyarısında bulundu.
Uzmanlar salgının önlemlere rağmen hızının kesilmediği Birleşik Krallık çapında sert tedbirlerin en az Şubat ayına, muhtemelen Mart ayına kadar sürdürülmesi gerekeceğini söylüyorlar.
Almanya'da Eylül ayının sonlarına doğru iyice görünür hale gelen vaka sayılarındaki tırmanış alınan Kasım ayı başından itibaren yeniden uygulamaya konan bazı önlemlere rağmen sürüyor ve 17 Aralık itibariyle günlük vaka sayısı 31 bin civarına tırmandı. Bir günde meydana gelen Covid ölümleri sayısı da buna paralel bir tırmanışla şu anda 700'lü rakamlara ulaştı.
Başbakan Angela Merkel geçen hafta sonunda yeni kısıtlamaları kamuoyuna açıklarken, Kasım ayı başından itibaren uygulamaya konan "hafif kapatma" önlemlerinin yani barların, restoranların, sanat ve spor tesislerinin kapatılmasının salgının ikinci dalgasını durduramadığını söyledi.
Almanlar bu yıl Noel sezonunu alışageldikleri gibi geçirmeyi beklemiyordu belki ama Çarşamba günü yürürlüğe giren önlemlerle, bu yıl kutlamalar dar aile çevresi dışına dahi çıkamayacak.
Sokaklarda ilahiler söyleyen korolar, sıcak şarap tezgahları, dışarda bile olsa toplu kutlamalar tamamen yasak.
Çarşamba yürürlüğe giren yeni önlemler kapsamında okullar ve hayati tüketim malları satmayan dükkanlar kapandı, mümkün olan herkesin evden çalışması istendi, iç mekanlarda en fazla iki aileden beş kişinin biraraya gelebileceği açıklandı, bazı eyaletler daha ileri giderek gece sokağa çıkma yasakları ya da dışarıya ancak hayatı ihtiyaçlar için çıkma kuralı koydular.
Almanya söz konusu olduğunda salgının birinci dalgasını bu kadar başarıyla atlatan bir ülkede ikinci dalganın nasıl bu kadar kontrolden çıktığı sorusu gündeme geliyor.
Kimi Angela Merkel'in uyarılarını dikkate almayan yerel yöneticileri suçluyor kimi de insanların önlemlere riayet etmemesinin önemli olduğunu söylüyor.
Leibnitz Salgınları Önleme ve Araştırma Enstitüsü'nden Profesör Iris Pigeot "Ölüm oranlarına bir bakın, bir hafta içinde Covid'den ölenlerin sayısı bütün bir 2019 yılında trafik kazalarında ölenleri aştı. Sosyal temaslarımızı yüzde 75 kadar azaltmamız gerekiyordu ama sanırım bu olamadı. İnsanlar ilan edilen bütün kurallara uymuyor" dedi ve sayıların önlemlere rağmen Noel ve Yılbaşı döneminde artacağı kaygısını dile getirdi.
İngiltere ve ABD'de bir Alman firması olan Pfizer'in ürettiği aşının uygulamaya konması, bu ülkedeki sabırsızlığı da artırıyor.
Almanya aşılamaya başlamak için diğer AB ülkeleri gibi Avrupa Birliği kurumlarının onayını bekliyor. Aşılamanın yıl sonuna kadar başlaması bekleniyor ve Sağlık Bakanı yaza kadar nüfusun yüzde 60'ının aşılanabileceğini söyledi.
Salgının başından itibaren diğer Avrupa ülkelerinden farklı bir strateji izleyen İsveç de koronavirüs krizinin bedelini ağır ödeyen ülkelerden biri.
Hiç ulusal çapta karantina ilan etmeyen İsveç'te şu ana kadar toplan 350 bin kişi hastalandı ve 7 bin 800'den fazla kişi Covid'den öldü.
Bu, nüfusuyla oranlandığında, İsveç'te, komşuları Norveç, Danimarka ve Finlandiya'nın toplamından daha fazla ölüm meydana geldiği görülüyor.
İsveç Kralı 16. Carl Gustaf yıllık televizyon mülakatında benimsenen yaklaşımla ölümleri engellemekte başarılı olamadıklarını söyledi.
Başbakan Stefan Lofven de kralla hemfikir olduğunu açıkladı ve "Bu kadar insanın ölmüş olması başarısızlık dışında bir şekilde yorumlanamaz elbette" diye konuştu ve bir çok uzmanın salgının ikinci dalgasının bu kadar büyük olacağını öngöremediğini kabul etti.
Hükümetinin izlediği stratejiye ilişkin olarak ise, "Ancak pandemi sona erdiğinde gerçek sonuçlara varabiliriz" dedi.
İsveç uyulması zorunlu kurallar koymak yerine vatandaşlarının sorumluluk duygularına seslenerek sadece tavsiyelerde bulunma yoluna gitmişti. Kurallara uymayanlara herhangi bir yaptırım öngörülmedi.
Bu çerçevede ülkede dükkanlar, lokantalar, barlar ve okullar hep açık kaldı, maske zorunluluğu konmadı ve toplanma sınırlamaları getirilmedi.
Ancak salgının tırmanışı bu hafta Stockholm bölgesinde 13-15 yaş arası öğrencilerin ilk kez uzaktan eğitime geçirilmesini zorladı.
Geçen hafta da 16 yaş üzeri için uzaktan eğitime geçildiği açıklanmıştı.
Hafta başında buna ek olarak Noel dönemi için yeni ulusal sağlık tavsiyeleri yayınlandı.
İsveçlilerden 8 kişiden fazla biraraya gelmemeleri, toplu taşımadan kaçınmaları istendi.
Konserler, spor karşılaşmaları ve gösteriler gibi kalabalık faaliyetlere daha önce konan yasak hala geçerli.
İsveç hükümetinin danışmanlarından salgın uzmanı Anders Tegnell, az miktarda yasak ile daha çok gönüllü önlemlere dayalı bu bileşimin hala en iyi strateji olduğuna inanıyor.
İsveç hükümeti ülkedeki Covid ölümlerinin yüzde 90'ının 70 yaş üzeri ve bunların yarısının da bakımevlerinde kalanlar olduğunu açıkladı.
İsviçre salgının birinci dalgasını görece az hasarla atlatan restoranlar, okullar Mayıs ayı başlarında yeniden açılmış, Haziran civarında hemen tüm önlemler kaldırılmıştı.
Mart ayı civarında patlak veren birinci dalgada İsviçre 2 bin vatandaşını kaybetti.
Fakat Ekim ayı geldiğinde ikinci dalganın ülkeye ulaştığı açıkça belli olmuş ve bütün kantonlar ne yapacaklarını düşünmeye başlamışlardı.
Kimileri sadece lokantaları kapattı, kimileri hiç bir önlem açıklamadı.
Şimdi vaka sayıları günde 5000 dolayına tırmanır ve günde 80 ila 100kişi ölmeye başladı. Oysa salgının ilk dalgasında en yüksek bir günlük can kaybı 63 olmuştu.
İsviçre'nin eski devlet başkanlarından Flavio Cotti'nin bu hafta Covid'den ölümü ardından ülkenin liderleri karantinayı görüşmek üzere Cuma günü toplandılar.
Aralık ayı başında toplam ölüm sayısı 5 bine tırmanırken parlamentonun önünde 5 bin mum yakılarak ölenler anıldı. Mart ayına kadar bu hızla gidilirse mumların sayısı 10 bini bulabilir.