Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşmeleri olaylı şekilde devam eden İç Güvenlik Paketi'ne karşı, farklı görüş ve düşüncedeki hukukçular tepki göstermeye devam ediyor. Özgür Hukukçular Derneği İzmir Şubesi'ne üye avukatlar, İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yaparak paketin geri çekilmesini istedi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İzmir Adliyesi önü ve çevresinde basın açıklamasının yasaklandığına yönelik açıklamasına rağmen, cübbe ve yüzlerine poşu takarak basın açıklamasıyla görüşlerini paylaşan Özgür Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, İç Güvenlik Paketi'ne karşı olduklarını belirtti. Grup adına basın açıklamasını okuyan Av. Canan Uçar, haksız gözaltılara, yargısız infazlara, çocuk cinayetlerine ve tutuklamalarına, özel hayatın gizliliğine, hak ve özgürlüklere sahip çıkmak için 'İç Güvenlik Paketi'ne karşı olduklarını söyledi.
TBMM'de görüşmeleri süren yasa tasarısı ile kaldırıldığı ileri sürülen askeri vesayetin yerine yürütmeye bağlı polis vesayetinin egemen olacağını, demokratik muhalefet hakkına darbe vurulacağını belirten Uçar, paketin yasalaşması halinde vatandaşların en asgari hakları ve demokrasinin rafa kaldırılacağını savundu. Uçar, “Biliyoruz ki merkezine bireyi, birey hak ve özgürlüklerini oturtmayan bir devlet hukuk devleti olmaz. Demokrasinin tüm temel kurum ve kurallarını; kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, adil yargılama, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösterisi yürüyüşü özgürlüğü gibi evrensel ilke ve prensipleri hiçe sayan, demokrasinin tüm kurallarını rafa kaldıran düzenlemeler içeren iç güvenlik paketi, başta anayasa olmak üzere, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına açıkça aykırılık teşkil etmektedir" dedi.
Paketin sıkıyönetim ve darbe dönemlerinden daha kötü sonuçlar doğuracağını, bugüne kadar elde edilen kazanımları bertaraf edeceğini, bu yüzden karşı olduklarını ifade eden Uçar, “Bizler, uzun yıllardır demokratik kamuoyunun kaldırılmasını talep ettiği Terörle Mücadele Kanunu'nu adeta vatandaşla mücadele kanuna dönüştürmeye çalıştığı için iç güvenlik paketine 'hayır' diyoruz" diye konuştu.
Paketin yasalaşmasıyla birlikte kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kalkacağını, işkence ve kötü muamelenin yaygın ve sistematik hale gelmesinin önünün açılacağına savunan Uçar, polisin yetkisinin daha da artıracağını, vali ve kaymakamları adli kolluk amiri haline getirerek, savcı ve yargıç yetkilerini kullanma hakkı tanınacağını söyledi. Uçar, “Bizler, polise öldürme yetkisi verdiği için İç Güvenlik Paketi'ne hayır diyoruz. Bizler, polisler tarafından kendilerini aklamaya dönük tutanaklar tutulduğunu biliyoruz" dedi. Uçar, son dönemde yaşanan olaylarda polis kurşunuyla öldüğü ortaya çıkan 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ı da örnek verdi. Toplumsal olaylarda yüz kapatılmasının cezasını ağırlaştırdığı için de pakete karşı olduklarını kaydeden Uçar, toplantı ve gösterilerde yüzün tamamen ya da kısmen kapalı olmasının Terörle Mücadele Kanunu'nun 7'nci maddesinde yer aldığını ve terör suçu olarak nitelendirildiğini, yüzün kısmen kapalı olması ibaresinin hemen her göstericiyi bu maddenin potansiyel mağduru konumuna sokacağını söyledi. Henüz yasalaşmayan tasarının İstanbul Sarıgazi'de uygulandığını dile getiren Uçar, üç kişinin bu nedenle kuvvetli suç şüphesiyle tutuklandığını da belirtti. Avukatlar, basın açıklamasının ardından dağıldı. (DHA)