İSTANBUL (İHA) - Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Brezilyalı futbolcu Alex de Souza'nın menajeriyle yapılan öngörüşmelerde belli bir noktaya gelindiğini, kalması yönünde bir mutabakat sağlandığını ve büyük ihtimalle gelecek hafta anlaşmanın yapılacağını söyledi.
Başkan Aziz Yıldırım, katıldığı özel bir televizyon kanalının canlı yayınında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Brezilyalı futbolcu Alex de Souza'nın menajeri Juan Figer ile bugün bir öngörüşme yaptıklarını belirten Başkan Aziz Yıldırım, "Belli bir noktaya geldik. Kalması yönünde bir mutabakat sağladık. Menajerinin, Real Madrid Kulübü ile görüşmeleri var, oraya gidecek. Önümüzdeki hafta tekrar İstanbul'a gelecek ve büyük ihtimalle anlaşmayı yapacağız" dedi.
Sakaryaspor maçında Alex oyundan çıkarken, Brezilyalı futbolcuyu ayağa kalkarak alkışlamasıyla ilgili soruya Başkan Aziz Yıldırım, "Emeğe karşı verdiğim saygıyı göstermek için onu yaptım. Alex ya Fenerbahçe'de oynar, ya da ülkesinde oynar. Alex, karakterli çocuktur. Para onun için ikinci kısımdadır. Bugüne kadar onunla para görüşmesi yapmadık. 2 yıl daha kalmak istiyor, biz de bunu uygun görüyoruz" cevabını verdi. Aziz Yıldırım, Alex'in bu sezon sakat sakat oynadığını, Brezilyalı futbolcuyu tedavi için İsviçre'ye gönderdiklerini ve şuan sağlığının yerinde olduğunu ve bundan sonra da Brezilyalı futbolcudan daha fazla randıman alacaklarına inandığını söyledi.
Başkan Aziz Yıldırım, bir soru üzerine, Alex ile ilgili Teknik Direktör Zico'nun da görüşlerini aldıklarını, ayrıca Fenerbahçe'de oynayan yabancı oyuncuların hepsini, Zico ile konuşarak kararlaştırdıklarını ifade etti.
Fenerbahçe eski Teknik Direktörü Christoph Daum ile ilgili görev yaptığı 3 yıl içinde birçok şeyin söylendiğini vurgulayan Başkan Aziz Yıldırım, "Aziz Yıldırım ve arkadaşları, ona inandı. Daum kendisi gitti, biz 'Git' demedik. Biz şampiyon olsaydık da o ayrılacaktı. Basın o kadar yıpratıyor ki, bu kadar baskı altında insanlar yaşayamaz" diye konuştu.
Başkan Aziz Yıldırım, teknik direktör seçimiyle ilgili bir soru üzerine ise, "Ben, istifa ettiğim dönemde Scolari ile Portekiz'de yüzyüze görüştüm. Para konusunda bir noktaya geldik. Zico'yla da Japonya Milli Takımı'nın kampında görüştüm. Perreira ile de görüştük. Scolari ile parasal konuda anlaşmama rağmen, hep 'Bir tur daha gideceğim' diye düşündü ve 1 yıl opsiyonlu sözleşmesi olduğu için Portekiz Milli Takımı'nın başında kaldı. Sezon başına dönsek yine Zico'yu alırdık. Ben, Capello'yu da getirirdim, ama Aziz Yıldırım olarak getirirdim. Fenerbahçe olarak getiremezdim. Teknik direktör konusunda ortak bir karar verdik" şeklinde konuştu.
Sarı-lacivertli ekipteki yabancı oyuncuların, gösterdiği performansla kendisinde bir hayal kırıklığı yaşatıp yaşatmadığı sorusuna Başkan Aziz Yıldırım, "Hayır yaratmadı. Oyuncuların değerini biz düşürüyoruz. Alex'in menajeri Juan Figer, bu akşam bana 'İsterseniz Lugano, Edu ve Deivid'i satayım' dedi. Biz de 'Biz düşünmüyoruz' dedik" cevabını verdi.
Türk futbolunda sırf 'Aziz Yıldırım istedi' diye yabancı kontenjanının arttırılmadığını ileri süren Başkan Aziz Yıldırım, "Tük futbolcularının 4 büyük takımdan birisine geldiği zaman hedefi kalmıyor. Yabancı oyuncu kontenjanı sınırlı olduğu için Şampiyonlar Ligi'nde hiçbir Türk takımının başarılı olma şansı yok. Ama bu düşüncem, UEFA Kupası için geçerli değil. Birkaç yerli oyuncu takviye edebiliriz ve bu hedefi gerçekleştirebiliriz. Ama Liverpool, Barcelona gibi takımlara baktığınızda onlar, 6 oyuncu da bırakmıyor. Birisi sakatlandığı veya cezalı olduğu zaman kadroya diğerini takviye ediyor" diye konuştu.
Başkan Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Kulübü Başkanlığı'nın 'gündem değişsin' diye kullanılamayacağını da belirterek, "Çünkü bu görev kutsaldır. Benim ilk bırakma nedenim ailemdi. O dönemde çocuğumun okuluna dahi gidemedim. 2006'da ise Fenerbahçe bir tarafta ve herkes, Fenerbahçe'ye karşı. Ancak dönmem için çok baskı oldu. Bu noktada bırakmanın yanlış olacağını düşündük ve göreve tekrar geldik" şeklinde konuştu.
Sezon sonunda alınacak her türlü sonuca rağmen görevi bırakmayacaklarını söyleyen Başkan Aziz Yıldırım, "2009 yılına kadar görevimizin başındayız. O zamanki kongre dönemi geldiğinde şartlar oluşmuşsa, görevi bırakırız. Ben, benden sonra bizim yaptığımız mücadeleyi yapacak kişilerin gelip, bu göreve aday olmasını istiyorum. O adaylar da hazır. Sayın Ali Koç var, Mehmet Ali Aydınlar var, Ferit Şahenk var. Ancak bu gelen insanlara, bana yapılanlar yapılmasın" ifadelerini kullandı.
Başkan Aziz Yıldırım, Futbol Federasyonu'nun mevcut yönetiminin görevi bırakması gerektiğini de dile getirerek, "Futbol Federasyonu çifte standart uyguluyor. Hakemlere etki ediyorlar. Maçlara giden hakemler etki altında. Haluk Ulusoy geldiğinden sonra yaşadıklarımızı hatırlayın, Denizlispor maçı ortada. Ondan önceki son 6 maçı alın bakın, inceleyin. Gece, maçların üzerine pazarlıklar yapıldı. Bunlar iddia değil, ortada. Fenerbahçe ile ilgili bir şey oluyor, şike diye attılar ortaya. Temiz toplum, temiz spor istiyorsunuz, federasyondan en alttaki takımlara kadar temiz olacağız. Siz temiz değilseniz, onları da suçlayamazsınız. Milli Takım için de bazı şeyler yapıldığını iddia ediyorlar. 7 yıldır Türk sporu kirlendi" şeklinde konuştu.
Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın ve Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören ile arasındaki ilişkiyle ilgili olarak da Başkan Aziz Yıld f6rüştük. Scolari ile parırım, "Galatasaray'ın eski başkanları Faruk Süren ve Mehmet Cansun ile aramız iyiydi. Özhan Canaydın ile de aram iyiydi. Elimi sıktı, fair-play ödülü aldı. Havuz kavgasının olduğu dönemde Özhan Canaydın, Trabzonspor Kulübü'nün o dönemki Başkanı Atay Aktuğ ve Yıldırım Demirören ile biraraya geldik. Naklen yayının paylaşımı ile ilgili Swissotel'de toplandık. Önce 'Bunu siz halledin' dediler. Oturuldu, avukatlarla ön protokol yaptık. 'Anadolu kulüplerinden futbolcu almayacağız, yayın hakları şöyle olacak' diye bir anlaşma yaptık. Ondan sonra bir şey olmamış gibi anlaşmaya çizgi attılar. Biz verdiğimiz kararın arkasında durunca Anadolu kulüpleri ile çatışmaya başladık. Kulüpler Birliği'nde yayın hakları tartışması çıksa Özhan Canaydın ne yapacak, merak ediyorum" ifadelerini kullandı.
Basında yer alan 'Fenerbahçe'yi Mustafa Denizli şampiyon yapmadı, ben yaptım' şeklindeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Başkan Aziz Yıldırım, "Ben böyle bir şey demedim. Bunu söylediğimi duyan varsa, bunu hayatımla öderim" dedi.
Başkan Aziz Yıldırım, Galatasaray'ın Seyrantepe'ye yapacağı stat ile ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, "Yapabilir, ama stadı devlet yapıyor. Fenerbahçe Stadı'nı, Fenerbahçeliler yaptı. Fenerbahçeliler'in paralarıyla yapıldı. Üst kulanım hakkı bizim. 80 milyon dolar harcadık, yaptık. Galatasaray'da Seyrantepe'deki arazinin üst kullanım hakkını almış. Bizi rahatsız eden orada rant ortamının doğmuş olması. Bu devlete yapılacak stattır, Galatasaray'a değil. Ben öyle anlıyorum. Bu stadın yapılacak olması beni rahatsız ediyor, ama bu ülkeye yapılıyor olmasından da memnun oluyorum" diye konuştu.
Fenerbahçe'yi diğer Türk takımlarından farklı bir noktaya koymadıklarını kaydeden Başkan Aziz Yıldırım, "Bizim burnumuz büyümedi. Biz, kendimizi farklı bir noktaya koymadık. Fenerbahçe'nin 2006 yılı bütçesi 165 milyon YTL. Fenerbahçe'nin ve grup şirketlerinin devlete verdiği vergiler 42 milyon YTL. Fenerbahçe'nin gelirleri 150 milyon YTL. Yayın geliri 15 milyon dolar. Piyango geliri var ayrıca, 15 milyon dolar şuanda. Taraftar kartı projesinde, 83 bin taraftar kartına ulaştık. Önümüzde 7-8 aylık bir dönem var. Bu dönemde hedefimiz olan 100 bin taraftar kartına ulaşacağımızı düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Başkan Aziz Yıldırım, başkanlığı döneminde yönetimden ayrılan yöneticilerle ilgili olarak da, "Şadan Kalkavan'a bir şey söylemeyeceğim. Sayın Uğur Dündar kendisi ayrıldı. Sayın Atilla Kıyat, 'Daum'u getirirseniz istifa ederim' dedi. Yönetim Kurulu, Daum'da karar kılınca, görevinden ayrıldı. Hakan Bilal Kutlualp, kendi kendine bir gazeteye konuştu. Onunla konuştum, 'Biz bir aileyiz, kendi aramızda hallederiz' dedi. Ben de 'Halledemeyiz, çalışmam seninle' dedim. Sadettin Saran ve Tahir Kıran da kulüp ile ilgili beyanatlar verdi. Kulübü rencide edici beyanatlar. Ayrıca Sadettin Saran'ı, Disiplin Kurulu'na ben vermedim. Yanında çalışan birisi verdi" ifadelerini kullandı.