İSTANBUL (İHA) - Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, "Türkiye'de asıl gerekli olan değişim, zihinsel değişimdir" dedi.
Bakan Babacan, saat 09.30'da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Active Academy 2. Uluslararası Finans Zirvesi'nin açılış konuşmasını yaptı. AK Parti hükümetinin, ekonomiye neşter atarken, istikrar ve güveni tesis etmeye öncelik verdiğini belirten Babacan, "Tüm politikalarımızı bu sağlam zemin üzerine inşa etmeyi ümit ediyoruz. Türkiye ekonomisinde son 10 yıldaki dalgalanmalar istikrarsızlık ve güvensizliği getirmiştir. Türkiye artık rotasını kaybetmiş, varacağı limanı bilemeyen bir ülke olmaktan çıkmıştır. Türkiye ekonomisine uzun yıllar hakim olan belirsizlik artık sona ermiştir. Ekonomide başarı elde etmenin en önemli şartı; politikalarla istikrar ve güveni hakim kılmaktır. Verilen sözlerin havada kalması, ülke kaynaklarının çarçur edilmesi dönemi artık çok gerilerde kalmıştır" dedi.
Ali Babacan, Türkiye'nin, gerek yurt içi, gerekse uluslararası platformda, sözüne güvenilen bir ülke konumuna geldiğini söyledi. Bu konuda yalnızca güven ve istikrarın tek başına yeterli olmadığını belirten Babacan, "İki yıllık süreçte tarihi nitelikte rekor düzeyde iyileşmeler kaydedilmiştir. Bunların kalıcı ve sürdürülebilir olması, Türkiye'nin eski günlere dönüşünü engelleyecek mekanizmanın hayata geçirilmesi önemlidir. İktidara geldiğimiz ilk aylarda ekonomideki iyileşmeye bazı kesimlerin tereddütle yaklaştıklarının farkındayız. Acaba bu iyileşmeler kalıcı mı, acaba bu iyileşme sürdürülebilir mi? Türkiye yeni bir yol kazası yaşar mı? Artık Türkiye sözüne güvenilen, kötü sürprizleri olmayan bir ülke konumundadır. Yapısal reformlarla ekonomi güçlendiriliyor, kırılganlık her geçen gün azalıyor" diye konuştu.
Babacan, Türkiye'nin artık asla son 10 yıldır yaşadığı inişleri, çıkışları yaşamayacağını ifade ederek, "Türkiye'de artık istikrar ve güven hakimdir" açıklamasında bulundu.
Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz hükümeti kurmadan önce, hatta Kasım 2002 seçimlerinden çok önce ekonomik programımızı açıkladık. Neyi yapacağımızı, neyi yapmayacağımızı açık seçik ifade ettik. Sadece resmi parti dokümanlarına bunları yazmadık. Aynı zamanda aktif bir şekilde bu programın tanıtımını yaptık. Bazı politikalarımız, kararlarımız eleştirilebilir, iyi ya da kötü ama bizim yapacağımız bu, kimse farklı bir şey beklemesin. Açıkladıktan sonra politikalarımızda hiç kimse değişiklik beklenmesin, olmayacak. Türkiye'nin girdiği değişim sürecinin sürdürülebilir olması hükümetimiz kadar tek tek bireylerin de sorumluluğu altında. Türkiye'de asıl gerekli olan değişim, zihinsel değişimdir. Her şeyi devletten beklemek dönemi artık geride kalmalıdır. Sorumluluğunun, yetkinin, iradenin tek elde toplandığı bir yönetim anlayışında, sürdürülebilirliği yakalamak mümkün değildir."
Türkiye'nin AB konusunda büyük ilerlemeler kaydettiğini belirten Bakan Babacan, AB'ye ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Hükümetimizin AB konusundaki kararlılığı ortada. Biz bu iki senede bu kadar çok reformu gerçekleştirebildiysek, bunun arkasındaki temel faktör samimiyettir. 40 yıldır her hükümetin dilinde olmuştur AB, fakat hep lafta kalmıştır. Türkiye'de on yıllarca AB'ye karşı ciddi güç odakları olmuştur. Ancak, iki sene gibi kısa bir süre içerisinde taahhüt ettiklerimizi yapmış olmamız, bütün dünyayı şaşırtmıştır. Güçlü bir siyasi irade ve güçlü bir toplumsal destek, bu konudaki başarının asıl sırrıdır. 17 Aralık kararı siyasi bir karar ancak, 6 Ekim raporuyla adeta Türkiye'nin bu konuda almış olduğu mesafeler resmen tescil edilmiş oldu. Yapılanlar ve yapılacak olanlar Türkiye'nin vitrinini düzenlemeye, Türkiye'ye bir maske ya da etiket takmaya yönelik değildir. Türkiye yoluna devam edecektir, reformlarını sürdürecektir, hızını kesmeyecektir. Türkiye, reformlar konusunda gaza daha fazla basacaktır" dedi.