Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, tutukluluk süreleri nedeniyle tahliyelerle ilgili tartışmalara değindi.
Bahçeli, ''Örgütlü suçlar kapsamında en hunhar cinayetleri işleyen ve insanlık dışı yöntemlerle canlara kıyan PKK ve Hizbullah teröristlerinin tahliye edilmesi ve bunların davul, zurnalı törenlerle karşılanması milletimizde infial yaratmıştır'' dedi.
Yargının yapısal sorunlarını köklü çözümlere kavuşturacak, giderek ağırlaşan ve katlanılamaz hale gelen sıkıntılarına çare bulacak olanların öncelikle ''yürütme ve yasama organları'' olduğunu belirten Bahçeli, ''Hükümet etmek makamı ağlama duvarı, şikayet etme ve bahane üretme makamı değildir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti, yargının bugün içine düştüğü kısır döngü ve çıkmazın nedenlerini ilk önce kendilerinde, ön yargılı siyasi hesaplarında ve çarpık siyaset zihniyetlerinde aramalıdır'' diye konuştu.
AK Parti'nin ''siyasi hesap ve düşüncelerle 8 yılı aşkındır yargıyı kuşatma altına aldığını, her vesileyle karalayıp ve suçladığını, toplum nezdinde itibarsız hale getirmek için seferberlik başlattığını'' öne süren Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
''AKP hükümetleri; yargının kronik sorunlarının çözümüyle ilgilenmemiş, bunun yerine yargının çözülmesine, siyasi etki altına alınarak ele geçirilmesine çalışmıştır. Yargının yapısal sorunlarının çözümü için bugüne kadar kılını bile kıpırdatmayan Başbakan ve hükümeti, şimdi kendisini kurtarabilmek için herkese çamur atmakta, herkesi suçlamaktadır. Yargının ağır işleyişi, Adli Tıp Kurumunun bu konuda takoz gibi çalışması, Yargıtay'ın iş yükünün altından kalkamaması nedeniyle dava dosyalarının sürüncemede kalmasında adalet mekanizmasının kusuru ve ihmali varsa, bunu giderecek tedbirlerin süratle alınması en başta hükümetin sorumluluğundadır.
Bu sorumluluğu da yerine getirmeyen hükümet hala laf yarışıyla temize çıkacağı hesabını yapmakta ve bugün gelinen yargı çıkmazını kullanarak Yüksek Yargı üzerinden operasyon yapmaya hazırlanmaktadır. Bu konuda bugün karşımıza çıkarılan tablo her yönüyle karanlık, acı ve utanç vericidir. Tahliye edilen Hizbullah ve PKK teröristleri bugün aramızda dolaşmaktadır. Hizbullah teröristlerinin tutuklu bulundukları dönemde cezaevinde internet üzerinden dışarıyla irtibat kurmalarına ve terör faaliyetlerini hapishaneden de yönlendirmelerine izin verildiği ortaya çıkmıştır. Bu vahim durum karşısında yapılması gereken en öncelikli husus bu teröristlerin dosyalarının süratle ele alınarak yargı süreçlerinin sonuçlandırılmasıdır. Bunun yanı sıra, Hizbullah teröristlerinin cezaevinde internet aracılığıyla dışarıdakilerle haberleşmesinin sorumluları derhal ortaya çıkarılmalı ve cezalandırılmalıdır. Adalet Bakanlığının başındaki Bakan da siyasi sorumluluğunun gereğini yerine getirerek ya istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır. Yargının acil sorunlarına acil çözümler için yürütmeyle yargı organları biran önce bir araya gelmeli ve bu konularda mutabık kalınacak acil önlemler paketi TBMM'nin önüne getirilerek süratle yasalaştırılmalıdır. MHP bu konuda yapıcı bir tutum içinde olacak ve yargı çıkmazının aşılması için her desteği verecektir.''
-''AYMAZLIKTIR VE GAFLETTEN ÖTE BİR DAVRANIŞ''-
''Mesele yalnızca Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 102. maddesi kapsamında bazı katillerin serbest kalması değildir'' diyen Bahçeli, yaşananların ''hukuktaki sarsıntıların ve adaletteki gerilemenin yalnızca bir örneği'' olduğunu savundu.
Bahçeli, ''Söz konusu maddenin 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle, tutukluluk halleri devam edenlerin serbest kalacağı bilinmesine rağmen, gerekli önlemlerin alınmaması ihmaldir, aymazlıktır ve gafletten öte bir davranıştır. Bu kadar ertelenen maddenin yürürlük tarihi, biraz daha ileri bir tarihe bırakılabilir ve iş yükünün fazlalığından kaynaklanan mazeretlerin de önüne geçilebilirdi'' dedi