ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 2 sene içinde hükümetin AB'ye tam üyelik için attığı adımların çok iyi bir zamanlama olduğunu belirterek, "Biraz daha gecikseydik gelecek yıllarda Avrupa ülkelerinde iktidara geçecek olanlar yüzünden 40 yıldır yürünen yol heba olacaktı" dedi.
Bakan Gül, AK Parti Ankara İl Başkanlığı bünyesinde kurulan Siyaset Akademisi'nin verdiği 'AB Sürecinde Dış Politikamız' konulu konferansa katılarak, iktidara geldiklerinden bu yana Türk dış politikasının kat ettiği evreyi masaya yatırdı.
Gül, AK Parti Ankara İl Başkanlığı'nda verilen konferansta partililere hitaben yaptığı konuşmada, iktidara geldiklerinden bu yana 2 sene geçtiğini ve bu sürede Türkiye'nin iç ve dış meseleleri üzerinde çok yol alındığını söyledi. 2 sene içinde Türkiye'ye 30 Devlet Başkanı ve 40 Dışişleri Bakanı'nın ziyaret ettiğini kaydeden Gül, ayrıca Türkiye'nin ev sahipliğinde çok önemli uluslararası toplantıların gerçekleştiğini ve bunların tesadüfi olmadığını söyledi. Türkiye'de son 2 yılda çok büyük adımlar atıldığını belirten Gül, artık alınan kararların 1-2 kişinin dudağının arasında olmadığını, tüm halkın fikirleri sorularak bu kararların alındığını belirtti.
"Dış politikadaki başarıların altındaki sır içerideki başarıdır" diyen Gül, "Krizlerin ve ekonomik bunalımların yaşandığı bir ülkenin Dışişleri Bakanı nasıl dışarıda başını dik tutabilir? İnsanların şiir okuduğu, yazı yazdığı için hapse atıldığı bir ülkenin Dışişleri Bakanı olmak ne kadar zordur? Ancak hükümetimiz ülkeyi bu durumdan kurtarmıştır" şeklinde konuştu.
Gül, yurtdışında hükümet için 'reformcu' yakıştırması yapıldığını ve dış basında, 'Türkiye'de sessiz bir devrim gerçekleştiriliyor' şeklinde yorumlar yapıldığını belirterek, bunların istense dahi yaptırılamayacağını ve bunların tek sebebinin dış politikada elde edilen başarılar olduğunu kaydetti. Gül, "Reformları bir zorla yaparsınız, bir de konuşarak, tartışarak yaparsınız. İşte hükümetimiz bunu gerçekleştirmiştir" dedi.
Türkiye'nin tüm komşuları ile birkaç sene öncesine göre daha iyi ilişkiler içinde olduğunu belirten Gül, "Bazı komşularımızla savaşmak üzereydik, şimdi ise neredeyse sınırları kaldıracak vaziyete geldik" diye konuştu. Gül, daha sonra sözü Irak'a getirdi. Hükümetin işbaşına geldiği dönemlerde komşu Irak'ta büyük bir savaşın patladığını belirten Gül, hükümetin bu konu hakkındaki düşüncelerini herkesle açık açık konuştuğunu, büyük ve demokratik bir ülke gibi davranmasını bildiğini söyledi. Gül, savaşın bitiminde büyük bir diktatörün devrildiğini hatırlatarak, Irak'ın yıllarca boş yere savaştığını ve çok zengin olması gereken bir ülkenin kötü yönetim nedeniyle bu duruma düştüğüne dikkat çekti. "Bir ülke ne kadar kötü yönetilirse başına o kadar bela gelir" diyen Gül, Türkiye'nin savaş sonrası Irak'ın yeniden yapılandırılmasında aktif bir rol aldığını, 'görünür ve görünmez' birçok işler yaptığını kaydetti.
Gül, hükümetin AB ile çalışmalarından bahsettiği konuşmasında, AB'ye tam üyeliğin Türkiye için herhangi bir olay olmadığını belirtti. Geçen günlerde katıldığı BM Genel Kurulu'nda önemli bir yabancı liderin, 'Türkiye'nin AB'ye üyeliği 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en stratejik olaydır' şeklindeki beyanını dile getiren Gül, Türkiye'nin üyelik konusunun tüm dünyanın ilgisini çekmesinin tek sebebini, Türkiye'nin dünya devletleri içinde saygın bir yeri olan büyük bir ülke olmasına bağladı. Gül, Türkiye'nin AB'ye üyeliği üzerindeki tartışmalara normal bakılması gerektiğini vurgularken, "AB'nin değerleri demokrasi, insan hakları ve serbest piyasa ekonomisidir. Türkiye AB'ye girerse bu, Müslüman kimliğe sahip bir ülkenin bu değerlere sahip olabileceğinin ispatı olacaktır" dedi. Gül, bu üyeliğin sadece Avrupa ve Türkiye için değil tüm İslam ülkeleri için çok büyük önem arz ettiğini belirterek, "Demokrasi bizim değerimizdir. Neden Müslüman ülke liderleri halklarına hesap vermesin? Avrupa Konseyi'nin değerleri bizlere yabancı değildir. Bunlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerçekleştirdiği değerlerdir. Türkiye, bu değerler nedeniyle AB'yi tercih etmiştir" şeklinde konuştu.
Gül, AB'ye tam üyelik konusunda Türkiye'nin bakış açısını anlatmak için verdiği örnekte, ortada bir pasta bulunduğunu, Türkiye'nin bu pastayı daha da büyütüp öyle haklarını alacağını söyledi. Dün açıklanan İlerleme Raporu'nda açığa kavuşması gereken bazı hususlar olduğunu belirten Gül, 17 Aralık'taki Kopenhag Zirvesi'ne kadar her seviyede bu hususlar hakkında temaslarda bulunacaklarını bildirdi. Türkiye'nin müzakere tarihi alması ardından başlayacak sürecin çok uzun olacağını hatta yıllar alacağına dikkat çeken Gül, "Biraz daha gecikseydik gelecek yıllarda Avrupa ülkelerinde iktidara geçecek olanlar yüzünden 40 yıldır yürünen yol heba olacaktı" dedi.