HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bakan Soylu, yabancı medya temsilcileriyle buluştu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (3) - "(Üç büyükşehir belediyesindeki görevlendirmeler) O siyasi partinin yöneticisi veya o belediyenin yöneticisi benim oy verme işleminden sonra ona verdiğim yetkiyi istismar ediyorsa ve teröre bunu tahvil ediyorsa yapılması gereken nedir? Oy vereni suçlamak mıdır, 'sen buna niçin oy verdin?' diye. Hayır, kanun çerçevesinde o kişinin temiz oy hakkına sahip çıkmaktır. Biz oy verenin oy hakkına sahip çıkıyoruz şu anda" - "(Suriyeliler) Sokakta kimseye bir şey imzalattırıldığı yok. Bunu çok yanlış bir değerlendirme ve Türkiye'ye büyük bir haksızlık olarak nitelendiriyorum. Bizim 5 milyon misafirimiz var. Türkiye burada insani bir tavır izlemektedir, buna devam edecektir. Bunun birileri tarafından kirletilmesine müsaade etmeyiz"

İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, üç büyükşehir belediyesindeki görevlendirmelere ilişkin, "O siyasi partinin yöneticisi veya o belediyenin yöneticisi benim oy verme işleminden sonra ona verdiğim yetkiyi istismar ediyorsa ve teröre bunu tahvil ediyorsa yapılması gereken nedir? Oy vereni suçlamak mıdır, 'sen buna niçin oy verdin?' diye. Hayır, kanun çerçevesinde o kişinin temiz oy hakkına sahip çıkmaktır. Biz oy verenin oy hakkına sahip çıkıyoruz şu anda." dedi.

Soylu, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde bir araya geldiği yabancı medya temsilcilerinin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin dünyadaki göç dalgasına ilişkin sorusuna Soylu, Batı'nın göç yaşanan ülke ve bölgelerde göçü oluşturan sebepleri engelleyecek ekonomik yatırımları ve stratejik adımları atması gerektiğini söyledi.

Soylu, Türkiye'nin en çok insani yardım yapan ülkelerin başında olduğuna işaret ederek, "Biz Amerika'dan daha mı zenginiz, Almanya'dan daha mı zenginiz? Bu konuya hiçbir şekilde duyarlılık göstermiyorlar, hiçbir şekilde samimi değiller. Sadece dostlar alışverişte görsün diye iri iri, büyük büyük laflar ediyorlar." diye konuştu.

Süleyman Soylu, kaçak göçmenlere yönelik çalışmalarda 211 bin kişinin yakalandığını, 52 bin kişinin ülkelerine geri gönderildiğini kaydederek, "Gönderiyoruz, göndermek zorundayız zaten. Aksi takdirde bir çekici etkisi olacak. Her gelen Türkiye'de kalacak veya Türkiye'den de başka ülkelere geçmeye çalışacak. Biz bunu yönetemeyiz, bu yönetilebilir bir iş değildir." dedi.

İşkence, idam gibi meselelerle karşı karşıya kalınacak hiçbir ülkeye geri gönderme yapılmadığının altını çizen Soylu, yaklaşık 11 bini aşkın Uygur Türküne son 1,5 yıl içerisinde Göç Kurulu kararıyla uzun dönemli ikamet verildiğini belirtti.

- "Oy verenin oy hakkına sahip çıkıyoruz"

Soylu, Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerindeki görevlendirmelere ilişkin, "İl belediye meclisini işletip yeni bir belediye başkanı seçilmesi yoluna neden gidilmedi?" sorusunu, "Buradaki kural net. Bürokratik değerler hukuktan yoksun değildir." şeklinde yanıtlayarak, şunları söyledi:

"Diyelim ben oy vereceğim, benim oy verme işlemim o siyasi partiye o güne ait işlemdir. Oy verme işlemini gerçekleştirdikten sonra o siyasi partinin yöneticisi veya o belediyenin yöneticisi benim oy verme işleminden sonra ona verdiğim yetkiyi istismar ediyorsa ve teröre bunu tahvil ediyorsa yapılması gereken nedir? Oy vereni suçlamak mıdır, 'sen buna niçin oy verdin?' diye. Hayır, kanun çerçevesinde o kişinin temiz oy hakkına sahip çıkmaktır. Biz oy verenin oy hakkına sahip çıkıyoruz şu anda."

Süleyman Soylu, İstanbul'da 540 bini aşkın Suriyelinin yaşadığını kaydederek, şöyle devam etti:

"Onlara diyoruz ki '30 Ekim'e kadar illa kaydolduğunuz ile değil, bir başka ile de gidebilirsiniz. Eğer çocuklarınız geçen yıl İstanbul'da okumuşsa, sizi İstanbul'da tutarız, çocuklarınızın okulunu değiştirtmeyiz. Eğer burada çalışıyorsanız ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlıysanız yine sizi burada tutarız.' Ama İstanbul'un kendine ait bir kapasitesi var ve biz bu kapasitenin üstüne çıkamayız. Sokakta kimseye bir şey imzalattırıldığı yok. Bunu çok yanlış bir değerlendirme ve Türkiye'ye büyük bir haksızlık olarak nitelendiriyorum. Bizim 5 milyon misafirimiz var. Türkiye burada insani bir tavır izlemektedir, buna devam edecektir. Bunun birileri tarafından kirletilmesine müsaade etmeyiz. Hele hiç sorumluluk almayanlar tarafından böyle çamur atılmasına hiç müsaade etmeyiz."

Hişam Muhammed'e ilişkin bir soru üzerine Soylu, şunları kaydetti:

"Hişam, Türkiye'de 30 Mayıs 2019 tarihinde İstanbul Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla adresine yapılan operasyon neticesinde yakalandı. Konu terör örgütüne üyelik. DEAŞ ile bir bağlantısı olduğu düşünülüyor. Geri gönderme merkezinde bir süre kalıyor ardından kendisi Suriye'ye gönüllü olarak geri dönmek istediğini söylüyor. Gönüllü geri dönüşe imza attıktan sonra Suriye'ye geri dönüyor. Daha sonra Türkiye'ye tekrar geri dönerken sınırda öldürülüyor. Sınırda öldürüldüğüne dair bir ispat var mı? Bunu kim söylüyor? Tekrar söylüyorum burası bir hukuk devletidir. En ufak bir olay bile kayıt altına alınmak zorundadır. Sınırda değil bir adama isabet etmesi, havaya silah atılması bile kayıt altına alınır. Sınır kuralları açık ve nettir. Hişam meselesini bir tarafa bırakıyorum, affedersiniz bizim ülkemiz yol geçen hanı mı? Sizin ülkeleriniz öyle mi? Bizim de kendimize ait sınırlarımızı koruma kurallarımız söz konusu. O zaman PYD, PKK, DEAŞ herkes gelsin. O zaman İstanbul sokaklarında yürüyün bakalım nasıl yürüyeceğiz?"

Bir gazetecinin sorusu üzerine Soylu, İran'ın kendine ait bir sınır rejimi olduğunu, bu sınır rejiminin ne kadar güvenli olduğunun konuşulabileceğini ifade ederek, "Ben Avrupa'nın yerinde olsam, Irak'ın sınır güvenliği için İran'a katkıda bulunurum. Göç meselesini sadece kendi sınırlarımızda bir değerlendirme olarak kabul etmiyoruz. Bunu ilgili bütün ülkelerle bir konsept olarak değerlendiriyoruz ve herkesle irtibat kuruyoruz. Onun için İran ile de bu konuda temas halindeyiz." diye konuştu.

(Sürecek)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler