HABER

Bakan Ünal: “Türkiye aleyhine sistematik algı operasyonunu düzenleniyor

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, İspanya'da BM Dünya Örgütü Güvenlik ve Turizm Toplantısın ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin aleyhine algı operasyonları yürütüldüğünü söyledi.

Ünal, "Bunun maalesef akademisyenler üzerinden yürütülen bir ayağı da var. Bugün sabah karne almaya giden çocukların okulunu bombalayan PKK'ya hiçbir şekilde ses çıkarmayıp kendi devletlerini katliamcı olarak nitelendirmeleri PKK'nın terör eylemlerini yine görmezden gelmeleri de bu algı operasyonunun bir parçasıdır”dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, İspanya'da BM Dünya Örgütü Güvenlik ve Turizm Toplantısına katıldı. Bakan Ünal toplantının ardından yaptığı açıklamada, Hollanda Utrech fuarıyla başlayan ve özellikle Avrupa'daki tur operatörleri ve sektör temsilcileriyle yapılan temaslarda Frankfurt'ta yine Alman tur operatörleri ve sektör temsilcileri ile bir araya geldiklerini söyledi. Bakan Ünal, "Dün yine Madrid'de FİTUR fuarında tur operatörleri ve sektör temsilcilere ile bir araya geldik. Bugün burada Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün güvenlik ve turizm konulu 86 ülkeden yüksek düzeyde katılımın sağlandığı bir çok turizm bakanının katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya katıldık. Bütün bu toplantılarda hem Türkiye'nin önümüzdeki süreçte turizm alanında düşüncelerini özellikle Sultanahmet patlaması ile birlikte Türkiye aleyhine oluşan güvenlik açısından riskli ülke algısını kırmak için yaptığımız görüşmeler oldu” dedi.

Türkiye'de maalesef yaşanılan terör saldırısını her ülkenin yaşayabileceğini kaydeden Bakan Ünal, "Paris'te de geçtiğimiz dönemde yaşanılan daha önce İspanya'nın özellikle uzun süre yaşadığı ya da Londra'da da yaşanabilecek bir terör saldırısıydı bu. Bunun etkilerini Fransa kısa bir sürede nasıl telafi ettiyse ya da geçtiğimiz dönemde Fransa terörle mücadele sürecinde yaşadığı soranların etkisini nasıl telafi ettiyse Türkiye'de bu yaşanılan terör saldırısının etkilerini tabi ki kısa bir sürede telafi edebilecek güçtedir” ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE ALEYHİNE SÜRDÜRÜLEN SİSTEMATİK BİR ALGI KAMPANYASI SÖZ KONUSUDUR”

"Son iki yıldan beri Türkiye aleyhine sürdürülen sistematik bir algı kampanyası söz konusudur” diyen Bakan Ünal, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Bu algı kampanyası maalesef Suriye'de bir diktatörün 250-350 bin kişiyi katletmesi ve bu diktatörün halen şu anda bir mağdur gibi anılması ama diğer taraftan 2.5 milyon mülteciyi ülkesinde misafir eden ve her seçimde halkın teveccühüyle iktidara gelmiş AK Parti iktidarının ve Sayın Cumhurbaşkanımızın baskı unsuruymuş gibi bütün dünyaya yansıtılıyor olması bu algı operasyonunun parçası olarak görülüyor. Türkiye'nin son iki yılda hatta gezi olaylarından sonra başlayan ve Türkiye'nin içinden yürütülen dünya kamuoyuna dönük bir kampanya ile karşı karşıyayız. Kasıtlı bir şekilde son derece demokratik meşru ve seçilmiş bir hükümete yönelik oluşturulan bir baskı ve Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik oluşturulan bir diktatör algısı adeta yerleştirilmeye çalışılıyor. Son dönemde Türkiye içerisinde bunun taşıyıcısı olarak da ana muhalefet partisinin bunun sözcülüğünü üstlenmiş olması da çok açık bir şekilde maalesef Türkiye aleyhine yurt dışında negatif bir algı oluşturuyor”

"TÜRKİYE'NİN GÜNEYDOĞUSUNDA TERÖRLE SÜRDÜRDÜĞÜ MÜCADELESİ YABANCI BASINA BAŞKA BİR MÜCADELE BİÇİMİYMİŞ GİBİ YANSITILIYOR”

Bu durumun son derece üzüntü verici olduğunu belirten Bakan Ünal, "Türkiye kendi coğrafyasında son 13 yıldan beri bir düzen arayışı içerisinde olan ülkelerin kendi iradeleriyle kendi yönetimlerini seçmeleri gerektiğini ifade eden ve ülkelerin kendi kaynaklarını kendilerinin kullanmaları gerektiğini Kuzey Afrika'da ve Ortadoğu'da barıştan kardeşlikten yana olan ve son 13 yıldaki demokratikleşme hamlesi ile birlikte Türkiye'yi özgürleştiren ve zenginleştiren bir hükümet aleyhine özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine yürütülen açık bir algı operasyonu ve negatif bir kampanya mevcut maalesef. Öncelikle bunu bertaraf etmemiz gerekiyor. Bunu Almanya'da Hollanda'da bugün İspanya'da konuştuğumuzda olayın çerçevesini ve Türkiye'de aslında ne olduğunu anlattığımızda bu anlaşılıyor. Bunu İspanya çok net bir şekilde anlıyor. Çünkü İspanya'da geçmişte bir terörle mücadele süreci yaşadı.. Ama şu anda Türkiye'nin Güneydoğusunda terörle sürdürdüğü mücadelesi yabancı basına sanki terörle mücadele değil de başka bir mücadele biçimiymiş gibi maalesef yansıtılıyor. Bu bizim uluslararası ilişkilerde daha yüksek bir performans daha çok kendimizi anlatmamız gerektiğini de bize gösteriyor. Bugün burada turizm bakanları ile yaptığımız toplantıda sevindirici olan turizmin uluslararası ilişkilerde son derece yapıcı bir etkisi olduğu ve yeryüzündeki bütün kültürel mirasın insanlığın ortak mirası olduğu ve teröre bütün ülkelerin karşı çıkmaları gerektiğinin bir kez daha altı çizildi. Terörün amacı olan insanları korkutmak, insanların seyahat özgürlüğünü kısıtlamak gibi amaçlarına uluşmaması için ülkelerin nasıl bir işbirliği içerisinde olmaları gerekliliği konuşuldu” ifadelerini kullandı.

"TURİST ALAN ÜLKELER SIRALAMASINDA ALTINCI SIRADAYIZ”

"Uluslararası ilişkilerde zaman zaman ülkeler krizler yaşayabileceğini kaydeden Ünal, "Ama bu krizlerde turizmin bir yaptırım unsuru olarak kullanılmaması gerekliliğinin de altı çizildi. Çünkü turizm uluslararası ilişkilerde kaynaştırıcı bir rol oynadığı için öncelikle bu turizm kaldıracını ortadan kaldırmamak gerekiyor. İnsanların rahat bir şekilde yeni yerler görmek yeni yerler keşfetmek yaptıkları seyahatlerin kolaylaştırılması önünün açılması ve bu anlamda da teröre ve terörizme karşı ortak bir tavır ortak bir iletişim stratejisi içerisinde olunması gerektiğinin de bugün altı çizidi. Değişik ülkelerden turizm bakanları ile görüşmeler yaptık. Yeni ortak ne tür işbirliklerine gidebiliriz bunları konuştuk. Birleşmiş Milletler dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Sayın Rifai ile bir araya geleceğiz bugün öğleden sonra. Çünkü Türkiye'nin özellikle son on yılda turizm alanında çok ciddi bir atağı söz konusu. Çünkü biz şu anda turist alan ülkeler sıralamasında altıncı sıradayız. Türkiye çok ciddi bir turizm potansiyeline sahip ve bunu geliştirmek istiyor. Dolayısıyla bundan sonra Dünya Turizm Örgütü ile daha çok işbirliği içinde olacağız. Bu konularda beraber hangi çalışmaları yapabiliriz, Türkiye'nin tanıtımı ve Türkiye'nin tarihinin kültürünün ve turizminin tanıtımı için birlikte neler yapabiliriz onları konuşacağız” ifadelerini kullandı.

Güneydoğu'daki turizm işletmelerine yönelik olarak işletmelerin zarar gördüğünü dile getiren Bakan Mahir Ünal, "Bu konuda da Başbakan Yardımcımız Sayın Lütfi Elvan ile bir toplantı yaptık. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak biz bir destek paketi hazırladık. Bunun çalışmalarını yapıyoruz. Aynı zamanda Çevre ve Şehircilik bakanlığı ile birlikte Diyarbakır Suriçi'ndeki kültürel mirasın korunması ve ihya edilmesi için birlikte çalışma yürütüyoruz. Dünyanın her yerinde terör aynı motivasyonla hareket ediyor. Suriye'de Antik Palmera Kenti'ni yok eden İŞİD terörü ile Diyarbakır'da dünyada eşi bulunmayan dört ayaklı minareye, Fatihpaşa Camii'ne saldıran PKK terör örgütü arasında hiçbir fark yok. Terörün tarihe, kültüre, insana karşı bir duyarlılığı yoktur. Bugün sabah Diyarbakır'da karne almaya giden çocuklara dönük bir bombalı saldırı yaşandı. Bu hiçbir şeyle ifade edilemez. Bu caniliğin, ambulanslara saldıran, hastanelere saldıran, ana okullarına saldıran okulları, hastaneleri yakan, okuldaki çocuklara bombalı saldırı düzenleyen terörün ve terör örgütünün birileri tarafından hoş görülmesi ve tolere edilmesi tabi ki hoş karşılanabilir bir şey değil. Bizim İngiltere, İspanya gibi daha önce terörle mücadele etmiş ve bu konuda sıkıntılar yaşamış ülkelerin deneyiminden istifade ediyoruz. Çünkü İspanya bir taraftan turizmini geliştirirken diğer taraftan bugün turizm bakanıyla da görüştük. Bir dönem İspanya'da plajlara bombalar atılıyordu ama bir şekilde insanlığın üzerinde yükseldiği değerler bununla başa çıkabildi. İnsanların seyahat etme özgürlüğü, yeni yerler keşfetme arzusu bunu alt etmeyi başardı. Türkiye'de de şu anda küresel güçlerin taşeronluğunu yapan bu görevi yerine getirmek için hiçbir kutsalı hiçbir insani değeri hiçbir tarih yada tabiat varlığını kültürel mirası imha etmekten çekinmeyen terör örgütü elbette gerektiği cevabı alacaktır” dedi.

"ERDOĞAN'IN ŞAHSINA YÖNELİK BİR KARA PROPAGANDA ŞU ANDA YÜRÜTÜLÜYOR”

"Bu Türkiye algısına yönelik yürütülen kampanya çok boyutlu bir kampanya ve Türkiye'nin son 13 yılda dünyada bir başarı öyküsüne dönüşen bu hikayesini ve bu hikayenin ana kahramanı olan ve bununliderliğini yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsına yönelik bir kara propaganda şu anda yürütülüyor” diyen Ünal konuşmasını şu şekilde sürdürdü. "Her seferinde halkının teveccühü ile göre gelmiş ve 9 defa seçim kazanmış sandıkla gelen sandıkla giden anayasal meşru demokratik bir çizgide seçilmiş bir Cumhurbaşkanına dönük yürütülen bilinçli bir algı operasyonu ile karşı karşıyayız. Maalesef ülkemizde bunun taşıyıcılığı yada taşeronluğu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yürütülüyor. Yani Kemal Kılıçdaroğlu'nun ısrarla diktatör vurgusu yapması, seçilmiş cumhurbaşkanı olduğunu kendisi de biliyor ama buna rağmen ısrarla hukuku çiğneyerek hakaret etmeyi kendisinde bir hak olarak gören ve hakaret ettiği Cumhurbaşkanının hukuki kanallardaki hak arayışını da baskı ve diktatörlük olarak nitelendiren Kemal Kılıçdaroğlu'nun neyin sözcülüğünü yaptığını yurt dışına çıktığınızda çok daha net bir şekilde görüyorsunuz. Bu sadece Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun yürüttüğü bir süreç değil. Bunun maalesef akademisyenler üzerinden yürütülen bir ayağı da var. Bugün sabah karne almaya giden çocukların okulunu bombalayan PKK'ya hiçbir şekilde ses çıkarmayıp kendi devletlerini katliamcı olarak nitelendirmeleri PKK'nın terör eylemlerini yine görmezden gelmeleri de bu algı operasyonunun bir parçasıdır. Fransa'da 129 kişi hayatını kaybettiğinde Fransa çocuklarına ağlıyor diye manşet atan gazetenin Sultanahmet patlamasında katliam ülkesi diye manşet atması da aynı operasyonun ve propagandanın bir parçasıdır. Türkiye son derece entegre, sistematik bir algı operasyonuyla karşı karşıyadır. Bunun kendi içimizdeki aktörler tarafından yürütülüyor olması ve bu konuda anayasadan, hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmak için harekete geçtiğinde birileri bunu bir baskı unsuru olarak da dünya basınına yansıtmaları da ayrı bir sorun. Şahsi olarak da sosyal medyada hakaretlere uğruyoruz. Hukuka dönük bir girişimde bulunduğumuzda bizim hak arayışımızı birileri bir baskı yada zulüm olarak nitelendiriyorlarsa bunda başka bir şey aramak gerekiyor. Türkiye ve Türkiye'ye yönelik yürütülen bu algı operasyonuyla Türkiye başa çıkabilecek güçtedir. Hem Dışişleri Bakanlığı hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem AB Bakanlığı hem Türkiye'nin tanıtımından sorumlu ilgili kurumlar Türkiye'nin tanıtımı ile ilgili kurumlar bunu gerektiği gibi anlatacaklar. Bugün Ürdün Turizm Bakanı buradaydı ve aynı şeyi söyledi. Büyük fotoğrafa bakıldığında sizinle ilgili böyle bir kara propaganda görülüyor ve sizin bunu çok iyi anlatmanız gerekiyor dedi. Mesela Almanya'da bir gazete manşet atabiliyor. Güneydoğu'da Türkiye'nin terörle mücadelesini eğer burada birileri Türkiye Kürtlerle savaşıyor diye haberleştiriyorsa bunun izah edilebilir bir tarafı yoktur. O yüzden Türkiye hem terörle mücadelesini hem turizm alanındaki faaliyetlerini, Antalya'da biz daha yeni G 20 yaptık. Nisan ayında EXPO 2016'ya ev sahipliği yapacağız. Antalya İzmir İstanbul Türkiye'nin bütün destinasyonları son derece güvenli. Suriye'den ve Türkiye'nin Güney Doğu'sunda terörle mücadeleden kaynaklanan bazı sorunlar var ama bunun üzerinden Türkiye'yi güvenlik açısından sorunlu bir ülke olarak göstermek ve Türkiye'nin demokratik, meşru yönetimine ilişkin him içeriden hem dışarıdan birilerinin kasıtlı bir şekilde baskı olarak bunu nitelendirmesi işte Almanya'da bir gazeteci akademisyenlerin bu bildirisine yönelik bize bir soru sordu ve ben şunu söyledim: Eğer sizin ülkenizde akademisyenler sizin terörle mücadele ettiğiniz süreçte mücadelenizi görmezden gelip kendi ülkenize Almanya'ya çocuk katili dese ve devlet katliam yapıyor deseydi tepkiniz ne olurdu dedim. Biz burada AK Parti hükümeti olarak bu akademisyenlere karşı herhangi bir girişimde bulunmadık. Ama hukuk devletinde her eylemin hukuki bir karşılığı vardır. Bir suçu akademisyen işlediği zaman eğer görmezden geleceksek yada bir suçu gazeteci işlediğinde görmezden geleceksek bunu hukuk devleti başlığı altında değerlendiremeyiz”

Ünal konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Hollanda'da Almanya'da İspanya'da İngiltere'de yürüttüğümüz hem Türkiye'yi anlatan hem de Türkiye'nin güvenli bir ülke olduğu ve dolayısıyla da turizmine dönük yürütülen bu faaliyetleri açık bir şekilde anlatıyoruz. Aynı şekilde Başbakanımız Davos ve İngiltere'deydi. Terörle yürüttüğümüz mücadeleyi Sayın Başbakanımız açık bir dille Davos'da anlattı. Aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız anlattı. İngiltere'de yine Başbakanımız anlattı. Cuma günü sanıyorum Sayın Başbakanımız Berlin'de olacak. Aynı şekilde Dışişleri Bakanımız, AB Bakanımız ve ilgili kurumlar bu algı operasyonunu yönelik gerekli çalışma ve faaliyetleri yürütüyorlar”

En Çok Aranan Haberler