Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 24 Haziran’da yapılacak seçimlerin ekonomiyi etkilemeyeceğine dikkat çekerek, “Seçimler reel ekonomi ve özel sektörün dikkatinde olmalı. Yüzde yüz garantili tek başına iktidar geliyor. Belki ilk başlarda sancılı olacak belki sancılarını yaşıyoruz, şaşkınlıkları yaşıyoruz. Ne yapacağız diye bir anda ortada kaldı dımdızlak. Hiç kafanıza takmayın. Sistem garantili, tek başına, koalisyonsuz kesintisiz uzlaşan bir anlayış. Zaman alacak birilerinin fark etmesi” dedi.
İslam Kalkınma Bankası (İKB) ve Türk Eximbank tarafından gerçekleştirilen, Türk yatırımcıların önündeki engeller ve fırsatlar ele alınacağı İhracatçı ve Yatırımcı Zirvesi, İzmir Kaya Termal Otel’de başladı.
Zirvenin açılışında konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 2016, 2017 yıllarında Türkiye2nin yatırım ve ihracattaki performansın devam ettiğini belirterek, “Bir seferberliğimiz var, devam ediyor ve edecek. Ta ki sonsuza kadar. İslam dünyası ve Türkiye’ye baktığınızda birbirimize çok benziyoruz. İslam dünyasında ve Türkiye’de gençleşen bir nüfus var. Tek bir alternatif var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyet hedefine tüm İslam dünyası olarak yürümektir. Biz büyümek, yatırım yapmak, üretmek zorundayız. Refahı artırıp, paylaşmak zorundayız. Onun için müslüman ülkelerin yatırım hedefi ihracat olmalı” dedi.
Türkiye ve İslam dünyasının bilginin, teknolojinin, patentin üretildiği, finansmanın oluşturulduğu, tüketim alışkanlıklarını kendinin belirlediği, dağıtım ve tüketim kanallarını kendinin kontrol ettiği bir çevre oluşturması gerektiğine işaret eden Zeybekci, kendi tüketim alışkanlıklarını ve dağıtımı belirleyecek her şeyin olduğunu ifade etti.
“İslam Kalkınma Bankasındaki ülkelerin kendi içindeki ticareti düşük”
Bugün Avrupa Birliği’nin kendi arasındaki toplam ticaret payının yüzde 70, İslam ülkelerinin aralarındaki ticaretin ise yüzde 20’nin çok altında olduğuna dikkat çeken Zeybekci, “57 ülkenin kendi arasındaki ticareti son derce düşük. Halbuki Türkiye, Avrupa Birliği ile ticaret hacmi yüzde 58 civarında. Türkiye son derece dinamik bir ülkedir. Bütün bu başımızdan geçen badirelere göre, 2017 yılında dünyada en hızlı büyümeyi gösterdik. Hindistan ve Çin’i geçtik. Bu büyümeyi özel sektör ve ihracat eliyle yaptık. Yine yüzde 7,5’larda büyümeyi yakalayacağız. 2018 yılı itibariyle ihracatta koyduğumuz 160 milyar dolarlık hedefi 170 milyar dolar üzerine çıkarak revize edeceğiz. Önümüzdeki 2 yılda 2019 ve 2020 yılında, 200 milyar doları çok rahat telaffuz eder hale geleceğiz” ifadelerini kullandı.
“Çok hızlı davranmamız lazım”
İslam dünyasında ve yakın çevrede çok fazla imkan olduğunu vurgulayan Bakan Nihat Zeybekci, “Kendi eko sistemimiz içinde gerçekleştirme imkanımız da var. Afrika’da, Orta Asya’da bu coğrafyadaki insanların sağlıkla, enerjiyle, refahla ilgili tüm ihtiyaçlarını bu ekosistemin kendi içinden karşılama imkanı var. Tek ihtiyaç var o da para. Refah talebiyle finansman arasında zaman ve mekan olarak mesafe var. İslam Kalkınma Bankası bir enstitü, bir platform. Bu ihtiyaçları ve ihtiyaç sahiplerini bir araya getirerek bunları maddi imkanlarla olur hale getirmesi için çok önemli bir kurum. Bir fırsat ve bir şans. Ama çok hızlı davranmamız lazım. Bizim uzun zaman kayıplarına tahammülümüz yok. AB’nin 1 hızla giderken bizim 5 hızla gitmemiz lazım. Yoksa bu gücün beklemeye tahammülü yok. Ya derhal üretim ya derhal ihracat ya da kaos karmaşa. Onun için çabuk olmamız lazım” dedi.
‘Türkiye’ye inanın’ çağrısında bulunan Bakan Nihat Zeybekci, “Türkiye’nin kredi geri ödemesi yüzdesi ile Avrupa’daki diğer ülkeleri karşılaştırdığınızda en iyisi biziz. Milli gelirin oranlarına baktığınızda en iyisi biziz. Türkiye’nin kredibilitesi ve teknik kapasitesiyle bütün dünyada birlikte destanlar yazabiliriz. Onun için İKB ile birlikte geleceğe hazırlanmamız lazım” ifadelerini kullandı.
“Seçimi hiç kafanıza takmayın, sistem garantili iktidar geliyor”
24 Haziran’da yapılacak seçimlerin ekonomiyi etkilemeyeceğini vurgulayan Bakan Zeybekci, “Seçimler reel ekonomi ve özel sektörün dikkatinde olmalı. Yüzde yüz garantili tek başına iktidar geliyor. Bırakın. Bu sistem artık bunu üretiyor. ‘Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır’ siyaset anlayışı geliyor. Belki ilk başlarda sancılı olacak belki sancılarını yaşıyoruz, şaşkınlıkları yaşıyoruz. Ne yapacağız diye bir anda ortada kaldı dımdızlak. Önemli olan Türkiye yoluna devam edecek. Hiç kafanıza takmayın. Sistem garantili, tek başına, koalisyonsuz kesintisiz uzlaşan bir anlayış. Zaman alacak birilerinin fark etmesi” dedi.
“Türkiye 4.sırada yer alıyor”
İslam Kalkınma Bankası Başkanı Bandar Hajjar ise toplantıya katılmaktan büyük bir onur duyduğunu belirterek, “Türkiye, tamamı sosyo-ekonomik kalkınma anlamında aktif rol oynayan İKB Grubu’na bağlı kuruluşların önemli ve öncü bir üyesidir. Türkiye, İKB Grubu finansmanlarından yararlanan ülkeler arasında 4. sırada yer almaktadır. İKB Grubu, kurulduğu günden bu yana Türkiye’de 3.8 milyar dolar proje finansmanı, 6.7 milyar dolar ticaret finansmanı ve 737 milyon dolar yatırım şirket finansmanı olmak üzere toplam 11.2 milyar dolar değerinde portföye sahip olmuştur. Ayrıca, İhracat Kredisi ve Yatırımların Sigortası Kuruluşu’nun teminatlı işlerinin, 6.2 milyar dolar kümülatif değeri olup İKB de Türkiye Hazine Sukuk Programı’na yaklaşık 1 milyar dolar yatırım yapmıştır. Türk Eximbank’a verdiğimiz desteğin, İKB Grup sinerjisinin iyi bir örneği olduğunu ve bununla beraber Uluslararası İslami Ticaret Finans Şirketi’nin, ihracat yapan Türk KOBİ’lerine ticaret hacimlerini attırma anlamında destek olmak üzere kısa vadeli finansmanlar sağladığını memnuniyetle ifade etmek isterim. İKB, daha uzun bir vadeyle finansman sağlayarak ihracat kapasitesini artırmaya yönelik destekler verirken İhracat Kredisi ve Yatırımların Sigortası Kuruluşu, Türk ihracatçılarının siyasi risk sigortasıyla küresel piyasalara erişimini ve girişini kolaylaştırmaktadır. Bu anlamda İKB Grupları’nın, Türk Eximbank’a yaptığı kümülatif finansman desteği, 2.7 milyar dolar değerinde olup bunun içerisinde Uluslararası İslami Ticaret Finans Şirketi’nin 2.4 milyar dolar ve İKB’nin 270 milyon $ finansman desteği bulunmaktadır. Ayrıca, İhracat Kredisi ve Yatırımların Sigortası Kuruluşu’nun teminatlı işlerinin değeri, 2.65 milyar ABD dolarını aşmıştı” dedi.
Eximbank ile güçlü işbirliği
Türk Eximbank ile güçlü işbirliğimizin amacı olduğunu, Türk müteahhitlerin, midcap adı verilen şirketlerin ve KOBİ’lerin ihracat ile ilgili faaliyetlerini daha ileri bir noktaya taşımak ve Türkiye’nin ihracatta rekabet gücünü arttırarak küresel anlamda piyasa lideri olarak kendisini konumlandırma hedefine destek olmayı amaçladıklarını belirten Başkanı Bandar Hajjar, “İKB Grubu’nun desteği sonucunda tekstil, otomotiv, imalat ve diğer finans sektörlerinde 56 Türk şirketinin kapasitesinin arttırılması, 41 Türk Şirketi’nin Kamerun ve Senegal gibi bazı üye Afrika ülkeleri dahil olmak üzere yeni pazarlara girişinin desteklenmesi ve Türk firmalarının değer zincirinde gerekli basamakları tırmanıp Küresel Değer Zincirleri ile daha da bütünleşmesi gibi önemli kalkınma etkileri olmuştur. Hükümet tarafından halen üzerinde çalışmalar yürütülen 11. Kalkınma Planı çerçevesinde Türkiye’nin ulaştırma ve enerjinin yanı sıra sağlık, eğitim ve diğer sektörlere yönelik yatırım ihtiyacının 125 milyar dolar civarında olduğunun bilgisini almış bulunuyorum. Benzer şekilde, ulaştırma ve sağlık alanlarında kamu özel ortaklığına dayalı yatırım ihtiyacı ise 36 milyar dolar düzeyindedir. Elbette bu ihtiyaçların karşılanabilmesi için özel sektörün, büyüme ve yatırımlar anlamında öncü olarak hayati bir rol oynaması ve kamu sektörünün yanı sıra çok taraflı kaynakları tamamlar nitelikte olması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
İKB üyesi ülkelerin yenilikçi çözümler, araçlar, imkanlar ve politikalar gerektiren çeşitli sorunlarla karşılaşmakta olduğuna dikkat çeken Hajjar, şunları kaydetti:
“Üye ülkelerde İKB tarafından uygulanan Kamu-Özel Ortaklık projelerine yönelik ekonomik fizibilite çalışmalarını finanse edebilmek ve danışmanlık ile eğitim vermek üzere bir fon oluşturulmuştur. İKB Üyesi Ülkeler; yenilikçi çözümler, araçlar, imkanlar ve politikalar gerektiren çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu bağlamda gelişmekte olan ülke hükumetlerinin, söz konusu kalkınma sorunlarının altından tek başlarına kalkamayacağı malumdur. Bu noktada, üye ülkelerimizin karşılaştığı ve endişe verici boyutlara ulaşan kamu borçları ve bütçe açığı gibi giderek büyüyen iki önemli soruna değinmek istiyorum. Örneğin bütçe açığı, bazı durumlarda iki haneli sayıları da aşarak 57 üye ülkemizin önemli bir kısmında artmaya devam etmektedir. Benzer şekilde Devlet İçi Borçlanma, brüt olarak son 6 yıl içerisinde yüzde 47 artış göstermiştir ve bazı ülkelerde yüzde 100’ün üstüne çıkmıştır. Dolayısıyla diğer sorunların yanı sıra bu önemli makro-ekonomik sorunlara da beraber çözüm aramak durumundayız. İnşaat ve kalkınma projeleri, bilhassa yatırım-yoğun nitelikte olup uzmanlık bilgisi ve teknik bilgi gerektirmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin altyapı finansman açığı, yılda 3 trilyon ABD Doları’ndan fazla arttığı için bu koşulları yerine getiren tek bir taraf bulunmamaktadır. Hükümetler ve çok paydaşlı uluslararası kuruluşlar, bu açığı tek başlarına ya da beraber kapatamazlar. O nedenle, özel sektörün asli ve hayati bir rol oynadığı farklı kalkınma modelleri geliştirmeleri konusunda Üye Ülkelerimize buradan çağrıda bulunmak istiyorum."
500 milyon dolar bütçeli Dönüşüm Fonu
Dünyada gelişmekte olan topluluklara yönelik küresel bir inovasyon ekosistemi olan Katılım Platformu’nu hayata geçirdiklerini de anlatan Hajjar, “Katılım Platformu; bilim, teknoloji ve inovasyonun gücünden yararlanarak gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve sosyal gelişimi hızlandıran dijital bir merkez niteliğindedir. Yenilikçi işbirlikleriyle kalkınma sorunlarını çözmek üzere tüm Türkiye’den inovasyon meraklılarını, bilim insanlarını ve girişimcileri Katılım Platformu’na davet ediyorum. Bunun dışında, kişilere ve kurumlara hedeflerine ulaşmaları ve dünyayı değiştirmeleri için gerek duydukları kaynakları sağlayarak iyi fikirlerin paylaşılmasını desteklemeyi, gerçek çözüm önerileri bulunup işletmelere de destek verilmesini arzu ediyoruz. Bu doğrultuda, gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve sosyal gelişimin öncüsü olacak bilim, teknoloji ve inovasyon odaklı çözümlerde hız kazanmak amacıyla 500 milyon dolar bütçeli Dönüşüm Fonu’nu hayata geçirmiş bulunuyoruz. Bu Fon; fikirlerini geliştirmek, teknolojinin ticarileştirilmesini kolaylaştırmak ve üye ülkeler, araştırmacılar ve girişimciler arasındaki ortak faaliyetlere destek olmak üzere start-up ve KOBİ’lere başlangıç finansmanı sağlayacaktır. Özet olarak, vizyonumuzu çözümlere dönüştürme niyetindeyiz. Bu nedenle, Türk bilim insanlarını ve inovasyon meraklılarını fonumuza başvurmaya davet ediyorum” diye konuştu.
“50 milyar dolarlık hedef için çalışıyoruz”
Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım da hem ülkeye yatırım çekmeyi hem de kendi içindeki yatırımları artırma hedefinde olduklarını ifade ederek, “İhracatın her enstürmanın karar mekanizmalarıyla bir arada olan hızlı çalışan bir yapı içerisindeyiz. Önümüze 46 milyar dolarlık hedef koyduk ama Sayın Bakanımız bu hedefi eksik buldular. 2018 hedefimiz 50 milyar dolardı, bu hedefi yakalamak için çalışıyoruz. Bu çerçevede hem uluslararası kuruluşlarla dünyadaki diğer exim ve finans kuruluşlarıyla fonlamayı artırarak sürdürüyoruz.Önemli mesafe aldık” dedi.
Ekonomi Bakanlığı himayesinde gerçekleştirilen ve 2 gün sürecek zirveye Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İKB Başkanı Bandar Hajjar ve Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, İslami Yatırım ve İhracat Kredi Sigortası Kuruluşu (ICIEC) Üst Yöneticisi (CEO) Oussama Kaissi ve İKB iştiraki Uluslararası İslam Ticaret Finans Kurumu (ITFC) Üst Yöneticisi Hani Salem Sonbol İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İslam Kalkınma Bankası’ndan 300’den fazla Türk özel sektör temsilcisi, tüccar, sanayici, girişimci ve yatırımcı katıldı.
Üst düzey açık oturumların düzenleneceği zirvede, İKB Grubu ve Türk Eximbank’ın, Türk yatırımcıların ve hizmetlerinin dünya pazarlarındaki varlığını artırmak için nasıl destekler sağlayabileceği görüşülecek.