HABER

Barroso'dan ince mesajlar

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Meclis Genel Kurulu'na hitap etti. Oturumu yöneten Başkanvekili Eyüp Cenap Gürpınar'ın Genel Kurul'a girişinde "hoşgeldin" dediği Barosso'yu konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet etti. Genel Kurul'a girişinde alkışlanan Barosso milletvekillerini selamladıktan sonra kürsüye gelerek konuşmasını yaptı.

Barroso konuşmasında reform sürecinin hızlandırılmasından, laiklik tartışmalarına, terör örgütü PKK'dan Kıbrıs sorununa kadar pek çok konuyu değerlendirdi. 301'nci maddenin Meclis gündemine getirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Barroso, reformların hızlandırılması mesajı verdi. Türkiye ziyareti öncesinde, laiklik ve AKP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili sözleri nedeniyle tepki çeken Barroso, Genel Kurul'da ise "laiklik tartışmalarında taraf olmamızı beklemeyin" dedi. Barroso türban tartışmaları konusunda ise "Avrupa Birliği'nin böyle bir standardı yoktur. İnanıyoruz ki, bu her kişinin, her kadının alması gereken kararıdır ve kendi görüşüdür" diye konuştu.

Barroso, PKK/KONGRA-GEL'in Avrupa'nın terör listesinde yer aldığını belirterek "bu konuda herhangi bir yanlış anlaşılma yoktur. Bizler teröre karşı ortak mücadelemize devam etmeliyiz. Artan bir şekilde devam edeceğiz" diye konuştu. Barroso, Güneydoğu'daki sorunların çözümünün kapsamlı bir strateji çerçevesinde gerçekleştirilebileceğine inandıklarını söylerken, kürt menşeili vatandaşların siyasi ve kültürel hakları sağlanarak desteklenebileceğini kaydetti.

DE GAULLE'NİN SÖZLERİNDEN ALINTI YAPTI
Genel Kurul'a hitap eden Barroso, konuşmasında, AB ile müzakere sürecinden reformlara, 301'den teröre laiklik tartışmalarından türbana ve Kıbrıs'a kadar pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu. TBMM'de konuşmanın kendisi için büyük bir onur olduğunu söyleyen Barroso, Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk halkına, meşru bir şekilde geleceklerini tartışmak ve Türkiye'yi modern bir cumhuriyete dönüştürmek amacıyla bu Meclisi kurduğunu ifade etti.

Konuşmasında, Fransız Devlet adamı De Gaulle'nin Türkiye hakkındaki sözlerine yer veren Barroso, De Gaulle'nin "burası Türkiye, boğazların hakimi ve pek çok kapının muhafızı. Bu kapılardan barış da savaş da geçer. Bu kapıların muhafızı çok büyük fırsatları ellerinde tutmaktadır. Ancak en kötü ihtimallere de maruz kalan bir yerdir" dediğini söyledi.

Türkiye'nin her zaman Avrupa'nın jeopolitik sahnesindeki yerini koruduğunu ifade eden Barroso, aynı zamanda kilit bir rol oynadığını da söyledi. Türkiye'nin bulunduğu coğrafik konumu nedeniyle merkezde yer alan bir oyuncu konumuna geldiğini kaydeden Barroso, "İlişkimiz Avrupa Birliği'nin kurulduğundan bu yana istikrarlı bir şekilde derinleşmeye devam etmektedir.

2005'ten bu yana müzakereler başarılı bir gelişme kaydetmiştir. Türkiye'nin çabalarından çok etkilendiğimi söylemeliyim. Eminim ki daha fazla faslın açılması ile ciddi gelişmeler sağlanacaktır. Ortak menfaatlerimiz müzakere sürecini belirlemektedir" diye konuştu.

"TÜRKİYE KÖKTENDİNCİ AKIMLARA KARŞI ÇOK GÜÇLÜ BİR ALTERNATİF SUNMAKTADIR"
Barroso, Türkiye'nin Müslüman dünyayla diyalog açısından da çok önemli bir rol oynadığını ifade ederek "Türkiye istikrar ve demokrasi açısından dünyanın en istikrarsız bölgesinde çok önemli rol oynamaktadır. Türkiye laik demokratik bir cumhuriyet olduğunu göstererek, Avrupa'ya gayet iyi entegre olmuş, nüfusu Müslüman olan bir ülke olarak özellikle dünya üzerindeki köktendinci akımlara karşı çok güçlü bir alternatif sunmaktadır. Medeniyetler ve dinler arasındaki diyalogun geliştirilmesi açısından çok önemli bir değer taşımaktadır" diye konuştu.

"MİLLİYETÇİLİKLE DEMOKRASİ ÇELİŞMEZ"
Avrupa Birliği'nin üye ülkelerin gücünü azaltmadığını, artırdığını belirten Barroso, her üye ülkenin kendi ülkesini severek, milli duygularını muhafaza ederek Avrupa Birliği'nin gururlu bir üyesi olduğunu söyledi. Barroso, "Bir millete ait olmakla, bir sürece, bir projeye, barış, demokrasi ve özgürlük sürecine ait olmak birbiriyle çelişmez, birbiriyle uyumludur" dedi. Katılım müzakereleri sürecinde ülkelere gerekli reformları yaparken yardımcı olmanın, o ülkelerin iç meselelerine müdahale anlamı taşımadığını belirten Barroso, Türkiye'nin başta ölüm cezasını kaldırmak, DGM'leri kaldırmak, Türkçe dışındaki dillerde yayın ve eğitim hakkı, işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans, kadın erkek eşitliğinin gerçekleştirilmesi ve Medeni Kanun gibi çok önemli değişiklikler gerçekleştirdiğini söyledi.

301 MEMNUN ETTİ
Barroso, konuşmasında 301'nci maddeyle ilgili TBMM'ye getirilen düzenlemeden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. İfade özgürlüğünün Avrupa'nın ortak değeri olduğunu ve katılım için anahtar rolü taşıdığını ifade eden Barroso, "Şiddet içermeyen görüşlerin yargı konusu yapılması sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır. 301'in Avrupa standartları ile aynı düzeye getirilmesi önemlidir. Bu konuda parlamentoda bir çalışma başlayacak olmasını memnuniyetle karşılıyorum" dedi.

"LAİKLİK TARTIŞMALARININ TARAFI OLMAMIZI BEKLEMEYİN"
İnsanların kendi görüşlerini dile getirdikleri için hüküm giyecek olmasının demokrasiye zarar vereceğini belirten Barroso, laiklik tartışmalarına da değindi. Barroso, "Laikliğe dair tartışmaların öneminin farkındayım. Avrupa Birliği ülkeleri de daha önce tartıştılar ancak her biri kendine uygun çözümü buldu. Avrupa Birliği'nin laiklik tartışmalarında taraf olmasını beklemeyin" dedi. Barroso, türban tartışmaları konusunda ise "Avrupa Birliği'nin böyle bir standardı yoktur. İnanıyoruz ki, bu her kişinin, her kadının alması gereken kararıdır ve kendi görüşüdür" diye konuştu.

ANKA

En Çok Aranan Haberler