YOZGAT (İHA) - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli, AK Parti iktidarı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı politikaların 57'nci hükümet döneminden kaldığını belirterek, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerilim siyaseti uyguluyor" dedi.
Devlet Bahçeli, partisinin Yozgat İl Teşkilatı tarafından Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen açık hava mitingine katıldı. 29 Mart Pazar günü yapılacak seçimlerin ülkeye ve tüm siyasi partilere hayırlı olması dileğinde bulunarak konuşmasına başlayan Bahçeli, vatandaşlardan seçimlere katılmalarını istedi. Bahçeli, "Bu seçimler sadece mahalli idare yöneticilerini seçmekle kalmamalıdır. Bu seçimler gelecekle ilgili bu necip milletimize bir işaret olmalıdır. Bu işaret, ülkemizi yöneten AK Parti yönetimine bir uyarı niteliği taşımalıdır. Bunu yapmak milli bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır. Bu seçimlere hangi şartlarda olursanız olun, sandığa gidecek gücü kendinizde bulduğunuz sürece mutlaka ve mutlaka sandığa gitmelisiniz. Bu seçimlerde 6 yıldır yapılan uygulamadan ortaya çıkan sonuçları vicdanla değerlendirerek bir tercihte bulunuz ve ortaya koyacağınız tercih AK Parti'ye bir Osmanlı tokadı olabilmelidir. Bu tokat da yetmez, sandığa sahip olmalısınız" dedi.
"HANGİ PARTİNİN DESTEĞİYLE GELDİĞİNİ DE ANLAT"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yozgat'ta memleketin karşı karşıya kaldığı sosyo-ekonomik meseleler üzerinde değerlendirme yapacağı yerde, yalana dayalı, iftira ile yüklü bir konuşma yaparak CHP ve MHP'ye haksız yere saldırıda bulunduğunu dile getiren Bahçeli, "Şimdi açıkça söylüyorum. Sayın Başbakan, 'Bu MHP 5 yıllığına iktidara geldi ama 3,5 yıl sonra kaçıp gitti' diyor. Ne derece doğrudur, onu milletim biliyor. Ama şimdi ben tekrarlıyorum MHP'nin üç koalisyon partisinin içinde bulunarak kurmuş olduğu 57'nci hükümet sırasında, MHP'nin varlığından, milli menfaatlerin ötesinde şahsi çıkarları gözeten, iç ve dış odaklarda rahatsızlık başlamıştır. Bu rahatsızlık hükümetin dağılmasına kadar yönlendirilmek istenmiştir. İç ve dış odaklar MHP'siz bir iktidar arzularını sonradan çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Böyle bir durum karşısında milliyetçi olan bir siyasi parti milli duruşu sergilemelidir. İç ve dış odakların oyununa gelerek iktidardan uzaklaşmak yerine milletine başvurarak millet iradesine gitmiştir. Kötü mü yapmışız? Ne iç ne dış odaklara ne sermayeye ne de medyaya, milletime güveniyorum. Milletimiz de o seçimleri erkene aldığımız dönemde koalisyon hükümetimin ekonomik kriz dönemine önemli rahatsızlıklar hissetmesi sebebiyle gerekli oy desteğini vermeyerek bizi parlamento dışına bırakmıştır. Şimdi MHP'nin durumu budur" dedi.
AK Parti'nin kuruluşu hakkında da açıklamalarda bulunan Bahçeli, "Gelelim AK Parti'ye. Onların durumu nedir? Fazilet Partisi kapatılmıştır, bir elmanın iki yarısı gibi, birisi Saadet Partisi olarak milli görüş çizgisinde olanlar, geleneksel yapıda uzun yıllar mücadelesini veren şahsiyetler Saadet Partisi'nde kalmış, değişimci bilmem neci diyenler AK Parti'yi kurmuşlar. Yani milli görüş gömleğini çıkartmışlar, milli görüş çizgisinden sapma yapmışlar. 4 mısra bir şiirden dolayı villa gibi cezaevinde 3 ay yatmakla kendisini kahraman ilan edip ortaya sürenler, AK Parti seçim sonuçlarını bu iç ve dış odakların yetkisiyle tek başına iktidar olduğu zaman sadece partinin genel başkanı konumunda olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, cezaevi ve sonrasında hangi güç, hangi partinin desteğiyle Siirt'ten milletvekili olarak geldiğini bir de bu meydanda anlat. Partinin adını AK Parti yaptın ama gelişindeki karalığı ve karanlığı bir türlü anlatmayarak MHP'ye saldırıyorsun" ifadelerini kullandı.
"BAŞBAKAN, 57'NCİ HÜKÜMETİN POLİTİKALARINI UYGULUYOR"
MHP'nin 3,5 yıllık 57'nci hükümet döneminde yaptıkları çalışmaları anlatan MHP Lideri Bahçeli, "3,5 yıl içerisinde çağın felaketi olarak nitelendirilen büyük bir depremin tüm acılarını saran 57'nci hükümet olmuştur ve o hükümet içerisinde de büyük sorumluluk MHP'li bakanlara düşmüştür. Bundan yüz akıyla çıkmıştır. İktidar döneminde başkaları tarafından kurulmuş ama sömürülerek kendi şirketlerinin kredi ihtiyaçlarını besleyen bankalar, hepsi gözden geçirilmiş, hiçbirisi acımadan, hiç birisini yandaş kabul etmeden çürük olanlar ayıklanmış, kalanlara da yol verilmiştir. Bankacılık sektörünün reformuna gidilmiş ve bankacılık sektörü sağlam temellere oturtulmuştur. Eğer bugün dünyada finans krizi yaşanırken Türkiye'yi hemen tesiri altına almamışsa, 57'nci hükümet döneminde bankacılık sektöründe gerçekleştirilen reformlar sayesinde olmuştur. Bunu niye inkar ediyorsun Sayın Başbakan? Bunları çok iyi de biliyorsun ama iftira ve yalan siyaseti yapıyorsun. Merkez Bankası özerk hale getirilmiş, şimdi krizin tesiriyle işten çıkan insanlara karşı işsizlik primi olarak ödenen imkanlar 57'nci hükümetin işsizlik sigortasını çıkarmasıyla, uygulamaya koymasıyla mümkün olmaktadır. Bugün kullandığın politikalar 57'nci hükümet dönemi, yani o beğenmediğin MHP'nin bu ülkeye bıraktığı eserlerle meydana gelmektedir. Bunları Başbakan ile bir polemiğe girerek onun böyle gerelim stratejisine, tartışmaya alet olmak için söylemiyorum. Bu aziz millete yalan söylediği için, aldattığı için, doğruyu söylemeye çalışıyorum" dedi.
"ŞİMDİ DE PADİŞAH OLDU, BU NEREYE GİDİŞİN İŞARETİDİR?"
6 yıl 3 aylık AK Parti iktidarının çalışmalarını değerlendiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu iktidarın, milletimizin kendisine tek başına iktidar olma güvenini sağlayarak hizmete davet ettiği günden bugüne, uyguladığı bir gerilim stratejisi vardır. Bu gerilim stratejisiyle AK Parti'ye oy verenlerle vermeyenler arasında bir ayırma, ayrımcılığa gitmek istemektedir. Kendisinin uygulamalarından memnun kalınmadığı dönemlerde bu husumetle ayrılmış, topluluklardan kendisine oy verenlerden, kalıcı bir seçmen kitlesi elde tutabilmek için gayret göstermeye çalışmışlardır. O sebepten dolayı gerilim stratejisi ülkeyi bir cepheleşmeye, bir kamplaşmaya ve bir ayrışmaya doğru götürerek Türkiye'de çatışma, kavga ve kaosu siyasetin ana teması olarak ortaya koymaya çalışmışlardır. Bugünde hala bunu devam ettirmektedirler. Kürsülere çıktıkları zaman hiçbir şeye kaynaştırıcı, bütünleştirici olarak yaklaşmamaktadırlar ve yaptıkları tek şey bu çatışmayı devam ettirerek kendisine oy vermiş olan yüzde 46.6 oyu sabitleyerek iktidarının devamını sürmek istemektedir. Şimdi Başbakan Davos fatihi oldu, Ortadoğu'nun eş başkanı oldu, İslam aleminin şeyhülislamı oldu, şimdi de İstanbul'daki pankarta bakarsanız Sayın Başbakan 1. Recep Tayyip Erdoğan Padişah olarak kendisini takdim ediyor. Bu ne demektir, Türkiye'de nereye gidişin işareti verilmektedir? Bunları iyi görmek durumunda olmalıyız. Ülkemizin çatışmadan bir faydası olmaz, ülkenin bölünmeden bir faydası olmaz, ülkenin bir cepheleşmeden faydası olmaz, ülkeyi mezhep olarak ayırarak, etnik olarak 36'ya bölerek, kurumlar arasında yargı, yasama, yürütmeyi birbirlerine çatıştırarak, devletin kurumlarıyla siyasi kurumları karşı karşıya getirerek ülkeyi bir yere götürebilmek mümkün değildir. Bugün yaşanan sıkıntılar, böyle bir gerilimle ortaya konmakta olan çatışmadan, cepheleşmeden kaynaklanmaktadır. Bu çatışma ve cepleşme Hacivat ve Karagöz oyunu gibi. Şimdi seçim meydanlarında kendini gösteriyor ve her gün siyasi üslup, hakaretlere, karalamalara, iftiralara dayalı olarak
seçimi kazanmanın yolu aranıyor. Ama gerçekler saklanıyor, üstü örtülüyor. Gerçeklerin en büyüğü Türkiye'deki yoksulluktur, yolsuzluktur, ülkenin beka ve güvenlik sorunudur, gerçeklerin en büyüğü cumhuriyetin kazanımlarının teker teker reddedilmesidir, sosyal ve ekonomik yönden bir çöküntü, kültürel yönden bir çözülmedir. Bunu çok iyi anlamak durumunda olmalıyız. Bugün yoksulluk gittikçe derinleşiyor. 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için gerekli olan gıda harcaması 740 TL'dir. Bugün 1 milyonun altında açlık sınırında kalan insanlar bulunmaktadır. Açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında ise 18 milyon insanımız yaşamaktadır ve 18 milyon insanımız sağlıklı beslenme ve diğer ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelire sahip değildir. Yoksulluk gittikçe derinleşiyor, yandaşlar zenginleşiyor, vatandaşlar yoksullaşıyor. Türkiye'nin genel fotoğrafı budur. Bu fotoğrafın içinde iç ve dış borçlar başını almış gidiyor. 6 yıl içerisinde iç ve dış borçlar katlanarak yükselmiştir" açıklamasını yaptı.
"AK PARTİ İKTİDARINDAN HESAP SORACAĞIM"
MHP Lideri Bahçeli, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendi dönemlerinde Türkiye'nin 500 milyar dolar milli gelirini artırmıştır. Bu ne kadar doğrudur bilemiyoruz ancak devlet yönetimini geldiğimizde bunların hepsini teker teker inceleyeceğiz. Şimdi soruyorum, Sayın Başbakan 500 milyar dolar gelir artırdığını doğru kabul edelim ama diyorum ki doğru söylemişsen bu 500 milyar dolar nereye gitti acaba? İşçinin, çiftçinin, esnafın geliri arttı mı? Öyleyse 500 milyar dolar nerede, sakın ola yandaşlarında ve dolar hesaplarında olmasın? Bunun hesabını soracağım. Allah nasip ederse AK Parti dönemindeki tüm yolsuzlukların hesabını teker teker sormazsam namert evladıyım" şeklinde konuştu.