HABER

"Basın hürriyeti ile bir ilgisi yok"

ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Santa Maria Katolik Kilisesi'nin Rahibi Andrea Santoro'yu öldüren kişinin Kurtlar Vadisi filminden etkilendiğini söyledi. Bakan Gül, "Türkiye'de körüklenen vatanseverlik, milliyetçilik duygularının tamamen ticari çıkara dönüştürüldüğünü görüyoruz" dedi. Gül, Batılı ülkelerle İran arasında yaşanan gerginlikle ilgili olarak da, Türkiye üzerinden İran'a yönelik askeri bir harekat hazırlığının söz konusu olmadığını bildirdi.

Dışişleri Bakanı Gül, İhlas Holding Ankara Medya Grup Başkanlığı'nı ziyaret etti. İhlas Holding Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol ve Başkan Yardımcısı Murat Odabaş ile İHA, Türkiye Gazetesi ve TGRT'nin diplomasi muhabirlerinin sorularını cevaplandıran Bakan Gül, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Gül, gittikçe tırmanan karikatür krizi konusunda ayrıntılı açıklamalar yaptı. Basın hürriyetinin kendileri açısından önemli olduğunu, ama basın hürriyetinin sorumsuzca hareket etmek, kışkırtmak, hakaret etmek anlamına gelmediğini belirten Gül, Danimarka'da olanların basın hürriyeti ile bir ilgisinin olmadığını söyledi. Bunun tamamen hasta bir ruh halini ortaya koyduğunu ifade eden Gül, zaman zaman hasta tiplerin ortaya çıkabileceğini dile getirdi. Türkiye'nin karikatürlerin yayınlanmasının varacağı sonucu önceden gördüğünü ve bu konuda ilk zamanlarda girişimde bulunduğunu anlatan Gül, böyle basiretsiz, sorumsuz ve saygısız davranışların varacağı insanların ölümüne neden olduğuna işaret etti. Türkiye'nin 'Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize' anlayışı içinde hareket ettiğini belirten Gül, "Ülkemizde Hazret-i İsa ile ilgili karikatür yayınlansaydı tepkimiz aynı olurdu" diye konuştu. Ancak karikatürlerin yayınlanmasına verilen tepkilerin de yerinde olması gerektiğini işaret eden Gül, aksi halde haklıyken haksız bir duruma düşüleceğini ifade etti. Elçiliklerin ve bayrakların yakılmasının doğru bir şey olmadığını dile getiren Gül, şiddetin dinde yerinin olmadığını söyledi. Ayrıca dinin siyasete alet edilmemesi gerektiğini de vurgulayan Gül, ekonomik boykotun yerinde bir tepki olduğunu ve anlayışla karşılanabildiğini dile getirdi.

Türkiye'nin karikatür krizi benzeri konulardaki misyonuna ilişkin bir soru üzerine Gül, "Tehlikeler yeni şekil alıyor. Bugün küçülen dünyada, bir yerdeki olumsuzluğu ve olumluğu bir gelişmeyi anında dünyanın öbür ucuna gönderebiliyorsunuz. Bu gelişmelere de, çok açık tehlikelere de çok açık. Dolaysıyla bu tip çatışmalar konular yanlış davranışlarla hemen tahrik edilebilir. Bakarsınız ayağınızın altında halı gider. Bugünkü dünya buna çok müsait bir dünya. Bu açıdan tedbirleri önceden almak lazım. Türkiye İKÖ ve AB üyeleri arasındaki ortak forum çok önemli. Bu büyük stratejik bakışları bazıları göremiyorlar. Geçen sene AB-İKÖ toplantısını Kıbrıs adeta esir aldı ve o toplantı yapılmadı. Bugün o toplantıya ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Yarın ne tip ihtiyaç ortaya çıkacak bunu tahmin bile edemiyorum" şeklinde konuştu.

"PAPAZI ÖLDÜREN ÇOCUK KURTLAR VADİSİ'NDEN ETKİLENDİ"
Dışişleri Bakanı Gül, Trabzon'da papazın öldürülmesi ile ilgili olarak da, "Bu olay kabul edilemez. Çok üzgünüz. Bir din adamına bir mabette saldırı hoş bir şey değil.

600 yıl beraber yaşadık. Bizim bir parçamız bunlar" dedi. Polis kayıtlarına göre papazı öldüren çocuğun 'Kurtlar Vadisi' filminden çok etkilendiğini söylediğini ifade eden Bakan Gül, "Türkiye'de körüklenen vatanseverlik, milliyetçilik duygularının tamamen ticari çıkara dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bu son filmleri böyle görüyorum. Bazen çok sanat değeri olur gerçekten. Ondan dolayı şöhret alarak çok gelişir. Ama bir de belli hissiyatlar vardır, o hissiyatların üzerine kurulur öyle bir reklam yapılır ki o tamamen bir ticari kazanca dönüşür. Son günlerde gördüğüm ticari ve reyting kaygısıdır. Tabii bunların gençler üzerinde çok etkisi vardır" diye konuştu.

Gül, filmin Türk-ABD ilişkilerini olumsuz yönde etkileyeceği iddiaları ile ilgili olarak ise, "Böyle bir şey söz konusu olmaz. ABD'de de Türkiye aleyhine çok sayıda olumsuz filmler yapıldı. Neler var neler var. Bunun Türk-ABD ilişkilerine bir etkisi olmaz" ifadelerini kullandı.

İran konusunda da soruları cevaplandıran Bakan Gül, İran'ın nükleer faaliyetler konusunda şeffaf davranması gerektiğini ifade etti. Bakan Gül, açıklamasında, "Nükleer enerji ile uğraşmak herkesin hakkı. İran'ın da hakkı, Türkiye'nin hakkı. Ama her şeyin şeffaf olması lazım. Yeteri kadar şeffaflık yok. 'Biz bu teknoloji ile silah yapmıyoruz' diyorlar. Bunun böyle olmadığını herkese göstermek lazım. Problem burada. Neticede BM Güvenlik Konseyi'ne bu meselenin şartlı gitmesi kararlaştırıldı.

Halen diplomatik yollar açık. Bir çok ülkenin bu konuda çalışmaları var. Ben de birçok meslektaşım ile görüştüm. Komşumuza yardımcı olmamız gerekiyor. Halen yol var. Bu sonunda diplomasi ile hallolunacak bir şey. Askeri bir operasyon söz konusu değil. Hele hele Türkiye'de bununla ilgili bir gelişme alınan bir önlem, atılan adım kesinlikle söz konusu değil. Türkiye toprakları üzerinden İran'a yönelik askeri bir hazırlık söz konusu değil" dedi.

"HAMAS'IN DEMOKRATİK BİR ŞEKİLDE HAREKET ETMESİ GEREKİYOR"
Hamas'ın seçim zaferi ile ilgili de konuşan Bakan Gül, Ortadoğu'da önemli değişikli oykotun yerinde bir tepki olduğunu ve anlayışla karşılanabkler olduğunu belirtti. Her iki tarafta da politik yapısının yeni bir şekil aldığını ifade eden Gül, "Filistin'de yapılan seçimlerin düzgün demokratik bir seçim olduğunu kabul etmek lazım. Bu seçim İsrail'in kontrolündeki Doğu Kudüs'te de yapıldı. Yani hem Filistin'de hem de İsrail tarafında seçime girdi. Hamas'ın bu kadar başarı olmasının sebeplerinden biri listelerinin bağımsız toplumun çok sevdiği, ideolojik saplantısı olmayan insanları listelerine koydular. Hamas demokratik bir şekilde seçildiğine göre bundan sonra demokratik bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. Yeni bir durumdan fırsat çıkarmak lazım. İlk intiba Hamas açısından çok önemli. Bazen yanlış izlenim verilir, heyecanla çıkmaz bir sokağa girilir ve geri dönemez. Şimdiye kadar öyle bir durum yok. Hükümet olarak biz bunu yeni bir fırsat olarak görüyoruz. Bu kritik günlerde esas katkının yapılması lazım. İşler doğru başlarsa doğru gider yoksa çıkmaz yola girer. Bu günler çok kritik bir dönem. Biz çok aktifiz" diye konuştu. Türkiye'nin AB ile müzakerelere en kısa sürede başlayacağını belirten Gül, Kıbrıs Rum Kesimi'nin de müzakereleri veto etmesini beklemediklerini söyledi.

Son olarak iç politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Gül, 'Cumhurbaşkanı'nı bu Meclis seçmemeli' diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı eleştirerek, "İlerleyen günlerde bu konuda yaşanan tartışmaların yoğunlaşacağını da biliyoruz. Biz bile bile bunların tuzağına mı düşeceğiz, yoksa yolumuza mı devam edeceğiz?

Yarın başka şeyler de çıkabilir. Cumhurbaşkanlığı, genel seçimler ile ilgili bir belirsizlik yok ki tartışalım. Hepsinin tarihi ve kuralı belli. Biz niye bunların tartışmasına şimdiden girelim. Bizim işimiz var, gücümüz var. Böyle yaparak Türkiye'yi eski günlere çekmeye çalışıyorlar. Böyle yaparken siyaseti, yani içinde bulundukları evi zedeliyorlar. Seçimi tartışmak bir tuzaktır. Seçime gidelim desek, ilk kaçacaklar kendileri. Bunu da biliyoruz. Dolaysıyla niye tartışalım ki? Cumhurbaşkanı'nı meclisin de, halkın da seçmesini istemiyor. Türkiye'de belli başlı kurumların başkanları var. Onlar bir araya gelsin ve onlar seçsin diyor. Dilleri varsa onu söyleyecekler.

Sıkılmasalar 'mahkemeler, YÖK Başkanı, Cumhurbaşkanı'nı seçsin' diyecekler. Halka, parlamentoya güvenmezler. Bu demokrasiye zarar verir" ifadelerini kullandı.

Öte yandan, İhlas Holding Ankara Medya Grup Başkanlığı'nı ziyaretinde İHA'nın çalışmalarından da övgü ile söz eden Bakan Gül, "İHA'nın her yerdeki haber ağı süper bir güç" dedi. Gül, İHA'nın dünyanın birçok yerindeki olaylara ilişkin çektiği görüntülerin CNN, BBC, NBC gibi belli başlı TV kanallarında yayınlandığına işaret edilmesi üzerine ise, "Haberler verilirken ilk bakış açısı çok önemli" şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler