İSTANBUL (İHA) - Mimar-ekonomist Remzi Kozal, 28 Mart'ta yapılacak mahalli seçimler öncesi belediye başkan adaylarını 'çağdaş şehir' konusunda uyardı. Bir şehrin çağdaş olup olmadığını gösteren üç ana kriteri 'ulaşım, atıklar (çöpler) ve şehrin görünümü' olarak sıralayan Kozal, bu kriterlerin, yalnızca İstanbul gibi bir megapol için değil, küçük bir taşra kasabası için de geçerli olduğunu bildirdi.
Mimar-ekonomist Remzi Kozal, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, teknolojik gelişmelerin baş döndürücü hızla devam ettiğini vurgulayarak, "Hayal dahi edemediğimiz yenilikler, günlük hayatımızda sıradan şeylermiş gibi yerlerini alıyor. Bugünlerde şehirlerin otomasyonu ve akıllı şehirler konuşuluyor. Teknolojik gelişmeler ışığında, bütün şehircilik hizmetlerini otomasyona bağlayıp belli merkezlerden kontrol ve idare etmek konusunda ciddi adımlar atılıyor" dedi.
Şehir hayatına ilk olarak, güvenlik ve trafik kontrolleri yapmak amacıyla giren otomasyon sistemlerinin, yakın gelecekte kentleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak yerini alacağını ifade eden Kozal, "Bütün bu gelişmelere gözlerimizi kapayarak, günümüz şehirlerini kurmak ve yönetmek mümkün olamaz. Çağdaş insanların, çağdaş şehirlerde yaşayacaklarını unutmamalıyız. Çağdaş şehirler ise, çağın gereklerine göre yapılandırılan ve yönetilen şehirlerdir" diye konuştu.
Mimar-ekonomist Kozal, bir şehrin çağdaş olup olmadığını gösteren üç ana kriterin, 'ulaşım, atıklar (çöpler) ve şehrin görünümü' konuları olduğunu belirterek, bu kriterlerin, yalnızca İstanbul gibi bir megapol için değil, küçük bir taşra kasabası için de geçerli olduğunu kaydetti.
Kozal, 'ulaşım' konusuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Çağdaş bir şehirde yaşayan insanları, hergün evlerinden işlerine-işlerinden evlerine otobüslerde, minibüslerde balık istifi gibi saatlerce yolculuk yaptırarak değil, metro gibi çağdaş toplu ulaşım araçlarını kullanarak, rahat bir ortamda, süratle gidecekleri yere ulaştırmak gerekmektedir. Trafiğe çıkan birçok araç yerine, çağdaş toplu ulaşımın gereği olarak raylı sistemler düşünülmelidir. Bu, hem çağdaşlığın gereğidir ve hem de zaman, yakıt ve diğer konularda büyük tasarruflar sağlayacaktır. Gürültü kirliliği, çevre kirliliği, yol yetersizliği, trafik sıkışıklığı ortadan kalkarken, insanlar yorulmadan kısa sürelerde varacakları yerlere ulaşabileceklerdir. Çağdaş bir şehirde yaşamanın keyfine varacak, tadını çıkaracaklardır".
Çağdaş bir şehirde atıkların (çöplerin), alelade bir şekilde toplanıp çevreye kirlilik verecek yerlere atılmaması gerektiğini vurgulayan Kozal, "Atıklar, tekrar geri kazanılacak tarzda toplanmalı, ayrıştırılarak bir gramını dahi atmadan, geri kazanmalı ve çevre kirliliğine sebebiyet vermeden, ekonomiye katkı sağlayacak şekilde değerlendirilmelidir" dedi.
Mimar-ekonomist Remzi Kozal, çağdaş bir kentte, çarpık-çurpuk binalar ve itfaiye aracının dahi giremediği daracık sokakların olmaması gerektiğini ifade ederek, "Sıvasız, boyasız, demir filizleri bırakılmış çatısız, bitmemiş ve öylece bırakılmış binalar olmamalı. Eskimiş, metruk hale gelmiş ve terk edilmiş bakımsız binalar olmamalı. Şehir, sokakları, caddeleri, meydanları, yeşil alanları, sosyal donatıları ve binaları ile bir bütünlük-ahenk içerisinde olmalıdır. Çağdaş şehirler; planlanmış ve planlar çerçevesinde yapılaşmış, çağdaş bir insanın her türlü ihtiyacını rahatlıkla karşılayabileceği bir ortamı sunmalıdır" diye konuştu.