HABER

Başsavcının mahkumiyet gerekçesi açıklandı

Başsavcının mahkumiyet gerekçesi açıklandı

ANKARA (ANKA)- Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Beyoğlu eski Başsavcısı Ünal Canpolat hakkında verdiği mahkumiyet kararının gerekçesini yazdı.

Görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu işlediği iddiasıyla hakkında dava açılan Canpolat, 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırılmış ve cezası ertelenmişti.
Yargıtay, mahkumiyete dair verdiği kararın gerekçesinde şunları yazdı:

"CMK'nın 103/2. maddesinde düzenlenen yetkisi ancak sınırlı şekilde ve olağanüstü hallerde kullanılabilecek yetkilerdendir. Örneğin yargılanması için soruşturma izni alınması gereken bir kimsenin soruşturma izni alınmadan tutuklanması ve soruşturma izni alınmadan kararı da verilmeyip bu kararın kesinleşmesi halinde Cumhuriyet Savcısı bu yetkisini kullanabilecektir. Olayımızda, sanık önce soruşturma Cumhuriyet savcısına yalnızca oğlunun ortağı olan Turan Çevik'in tahliyesi için talepte bulundurmuş, bu talep reddedildikten sonra itiraz ettirmiş, itiraz da reddedilince tek bir dayanak olarak TCK'nın 103/2.maddesinde düzenlenen yetkisini kullanmıştır. Bunu yaparken de yalnızca oğlunun ortağı olan Turan Çevik ve Ahmet Hilmi Çevik'in tahliyesi durumunun çok göze batacağını düşünerek, dosyada tutuklu olan tüm şüphelileri serbest bırakma yoluna gitmiştir. İlerde takipsizlik kararı verilen sanıkları bıraktığı gibi, haklarında adam öldürme suçundan ve yaralama suçundan dava açılacak sanıkları da tahliye etmiştir. Bu nedenle Cumhuriyet Başsavcısı olan sanığın CMK'nın 103/2. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine aykırı davrandığı konusunda şüphe bulunmamaktadır"

"CANPOLAT HAKSIZ KAZANÇ ELDE ETTİ"

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, oyçokluğu ile verdiği mahkumiyet kararının gerekçesinde eski Başsavcı Canpolat'ın haksız kazanç elde ettiğine dikkat çekti. Gerekçede şu görüşler yer aldı:

"Olayımızda görevi kötüye kullanma suçunun unsurları arasında yer alan kişilerin mağduriyetine, kamunun zararına neden olma ya da kişilerin haksız bir kazanç sağlaması unsurları gerçekleşmiş midir? Kamu zararından anlaşılması gereken ekonomik zarardır. Bu nedenle sanığın tutukluları serbest bırakmasının kamu yönünden ekonomik bir sonucu bulunmamaktadır. Ancak, sanığın serbest bıraktığı özellikle hakkında adam öldürme suçundan dava açılan Ahmet Hilmi Çevik ve Erkan Yıldız'ın tahliyesi ile ölen Hacı Erdoğan'ın yakınları Hacıyı öldürmekten haklarında dava açılan Ahmet Hilmi Çevik ve Erkan Yıldız'ın tahliyesi ile manevi olarak acı duymaları, ayrıca ölenin desteğinden de yoksun kalmaları da kaçınılmazdır. Bu nedenle olayımızda, kişilerin mağduriyetine neden olma unsuru olan haksız kazanç sağlanıp sağlanmadığı konusuna gelince nasıl bir kimse tutuklanmakla ekonomik açıdan kayba uğruyor ise, tahliye ile de ekonomik bir kazancının olmadığından söz edilemez. Bu nedenle, haksız kazanç unsuru da olayımızda gerçekleşmiştir."

Canpolat'ın mahkumiyet kararına muhalif kalan Yargıtay 4. Ceza Dairesi üyesi Nizayi Erdoğan da karşı oy yazısında, "Sanığın eylemi ile bir kamu zararına yol açmadığı açıktır. Olayda kişilerin mağduriyetine neden olma öğesi de oluşmamıştır. Sanık tarafından verilen kararın özünde soruşturmanın içeriğine aykırı düşünmediği anlaşılmaktadır" görüşünü dile getirdi

BAŞSAVCIYI MAHKUM ETTİREN SÜREÇ

9 Kasım 2005'te Turan Çevik'e ait Karaköy'deki Birlik Metal'de tekstilci Hacı Erdoğan'ın öldürülmesinin ardından Başsavcı Canpolat'ın oğlu Berkay Canpolat'ın Çevik'in iş ortağı ortaya çıkmıştı. Cinayet zanlısı olarak tutuklanan Turan Çevik, oğlu Ahmet Hilmi Çevik ve damadı Erkan Yıldız'la birlikte tutuklandı. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Canpolat, "tutuksuz yargılanma" talepleri üç ayrı mahkeme tarafından reddedilen sanıkları, özel yetkisini kullanarak serbest bıraktırmıştı.

Olayların kamuoyuna yansımasının ardından Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Canpolat hakkında soruşturma başlattı. Canpolat hakkındaki dosya Hakimler ve savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) gelmeden Canpolat emekliye ayrıldı. Emekliye ayrılan Canpolat hakkında dava açılmasına karar verilince dosya Yargıtay 4. Ceza Dairesi'ne gönderildi. Yüksek Mahkeme, Canpolat'ı Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde tanımlanan "görevde yetkiyi kötüye kullanmak" suçu uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırdı.Daire, Canpolat'ın sosyal konumu ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaatine vararak hapis cezasını erteledi. Karar temyiz edilirse, temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.

En Çok Aranan Haberler