HABER

Baykal: "Başbakan'dan mektup bekliyorum"

Deniz Baykal, demokratik açılım sürecine ilişkin kendisine mektup yazacağını açıklayan Başbakan Erdoğan'dan hala mektup beklediğini söyledi.

İSTANBUL (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, demokratik açılım sürecine ilişkin kendisine mektup yazacağını açıklayan Başbakan Erdoğan'dan hala mektup beklediğini söyledi. Ortada bir tutarsızlık ve çelişkiler yumağı olduğunu belirten Baykal, "Hükümetin önce ne yapabileceğini doğru saptaması, ne yapmak istediğine doğru karar vermesi ve onu yapmak için yola çıktığını kamuoyuna dürüstçe ilan etmesi gerekir" dedi.

Deniz Baykal, komutanı olan emekli albay Selçuk Kulen'in Levent Camii'nde düzenlenen cenaze törenine katıldı. Törene CHP Milletvekili Mehmet Sevigen ile İl Başkanı Gürsel Tekin de katıldı. Baykal, basın mensuplarının soruları üzerine Selçuk Kulen ile olan anılarını anlattı. 12 Mart döneminde Deniz Kuvvetleri'nde yedek subay olarak görev yaptığını anlatan Baykal, "O zaman deniz yedek subay okulu Yassı Ada'daydı. 6 ay orda eğitim gördük ve sonrasında ben İskenderun'a tayin edildim. İskenderun'da 12 Mart

şartları içinde siyasetle de ilişkisi olan bir genç öğretim üyesi olarak dikkatle izlendim. Bize kaygı ve kuşkuyla baktılar. O ortamda Selçuk Yarbay bana çok yakın ilgi gösterdi. güven ve sevgi ile beni sahiplendi. o güç günleri taşımamda büyük yardımları oldu. Kendisine daima içimde şükran duymuşumdur" diye konuştu.

Kulen'in artık Türkiye'de örneği kaybolmuş anlayışın insanı olduğunu anlatan Baykal, "O zamandan bu yana yaşamımı dikkatle izlediğine eminim. Birlikte bir fotoğraf çektirdik. O oturuyordu ben ayaktaydım. Bana dedik ki "yakında sen oturuyor olacaksın, ben ayakta olacağım." Bunu 12 Mart döneminde söylemişti. Beni böylesine sahiplenen, bana böylesine sevgiyle bakan bir insan. O dönemden sonra ben bakan oldum, başbakan yardımcısı oldum, partimiz Türkiye'de etkin noktalara geldi ama bir gün bile Selçuk yarbay

bana telefon açıp, bir ihtiyaç, bir talep arzu etmedi. Benim gönlümde hiç unutmadığım, özel bir yeri oldu. Şimdi eşinden öğreniyorum ki son gününe kadar beni konuşan, beni değerlendiren bir anlayış içindeymiş" dedi.

Deniz Baykal, işadamları ile dün akşam bir araya geldiği yemekte neler konuşulduğunu soran basın mensuplarına, "Çok iyi, çok yararlı bir görüşme oldu. Sorunlar ortak. Ekonomik sorunlar var, siyasal, hukuksal sorunlar var, demokrasi sorunları var. Bizde bu konuda sorumluluk üstlenmiş bir partiyiz. Bu konularda ben düşüncelerimi yansıttım, onlar düşüncelerini ifade ettiler. Çok yararlı bir görüşme oldum, ben memnunum" diye yanıt verdi.

DTP'li milletvekillerinin ifade vermemesi konusundaki bir soruya da Baykal, "Bu işlerin muhatabı biz değiliz" yanıtını verdi. 3. köprü tartışmaları ile ilgili sorular üzerine ise Baykal, "Bu konuyu ortaya çıkartan İl Başkanımız gerekli açıklamayı size yapacaktır, yapmıştır. Bu konu pek çok yönü ile tartışılması gereken bir konu. Yani köprü yapılsın mı yapılmasın mı tartışması yapılması gereken bir konu. Ama onun ötesinde tartışılması gereken konular var. Güzergahın nasıl belirlendiği, bu konuda daha önce

ne gibi çalışmaların yapıldığı, şu anda güzergahın belirlenmiş olup olmadığı konusu var. Büyükşehir Belediye Başkanı bir şey söylüyor, Başbakan tam tersini söylüyor" dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın "Anayasa değişikliğine kurumlar ve parlamento hazır değil" şeklinde yaptığı açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Başbakan ve hükümetin bu konulardaki açıklamalarını takip etmekten kamuoyunun yorulduğunu söyledi. "Bugün söylediklerini 3 gün sonra tekzip ediyorlar" diyen Baykal, "Bu konu bir devlet politikasıdır, bir tarihi fırsatla karşı karşıyayız, ilk kez kurumlar arasında mutabakat var" diye yola çıktılar. Bir süre öyle götürdüler. Şimdi

geldiğimiz noktada Başbakan diyor ki, "kurumlar arasında mutabakat yok, bir ortak politika mevcut değil, şimdi bunu yapamayacağız." Ne oldu şimdi. Siz devlet politikası derken neyi kastediyordunuz? Kurumlar arasındaki mutabakat var derken neyi söylüyordunuz? Bu kadar kolay çelişkiye düşen bir anlayış Türkiye'nin temel konuları nasıl çözer? İçişleri Bakanı bir süre önce "anayasa değişikliği söz konusu değil" dedi. Geçen hafta Başbakan "kısa, orta ve uzun vadeli çözümler üzerinde çalışıyoruz, uzun vadeli

çözümler de Anayasa değişikliğidir ve onun üzerinde de çalışıyoruz" dedi. İçişleri Bakanını kendisi tekzip etti. Şimdi kendisini kendisi tekzip etti. Bunların artık bizim yorum yapmamızı gerektiren bir tarafı yok. Ortada bir tutarsızlıklar, çelişkiler yumağı var. Maalesef üzüntü verici bir manzara bu. Hükümetin önce ne yapabileceğini doğru saptaması, ne yapmak istediğine doğru karar vermesi ve onu yapmak için yola çıktığını kamuoyuna dürüstçe ilan etmesi gerekir. Bunların hiçbirisi yok" şeklinde konuştu.

"Siz Anayasa da demokratik bir iyileştirme yapılması gerektiği kanaatinde misiniz?" sorusuna ise Baykal, "Elbette herkesin kendine göre ideal bir Anayasa anlayışı var. Yargının bağımsızlığının güvence altına alındığı, milletvekili dokunulmazlığının kaldırıldığı, milletvekillerinin hiçbir hukuki imtiyaza sahip olmadığı bir anayasa bizim özlemlerimiz arasında. Ama çok iyi biliyoruz ki bugün ki siyasi şartlar içinde parlamentodaki çoğunluk böyle bir değişime destek verme anlayışında değildir. O nedenle bu

konuda kamuoyumuza bir umut vermeyi, "böyle bir değişiklik istiyoruz, bunu yapacağız" diyerek küçük siyaset yapmayı uygun görmüyoruz. Ama bu demek değildir ki bizim bu konuda temel tercihlerimiz yok. Elbette tercihlerimiz var. Onları hayata geçireceğimiz ortamı yaratmaya çalışıyoruz. Umut ediyorum ki günrfcstlenmiş bir partiyiz. Bu konularda ben düşüncelerü gelecek Türkiye'de yargı bağımsızlığını da güvence altına alacak, milletvekili imtiyazlarını ve dokunulmazlıklarını ortadan kaldıracak bir anayasal düzene elbette geçeceğiz. Bunun için çalışıyoruz" cevabını verdi.

Deniz Baykal, CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay'ın adının uyuşturucuyla anılması ile ilgili sorulara da, "Bizim bu konular karşısındaki tutumumuz çok açıktır. Yargı işlemelidir. Gerçek ortaya çıkarılmalıdır. Bir kesin fikirle "şudur, budur" demek çok yanlıştır. Gerçeğin ortaya çıkmasını destekliyoruz. Bu konudaki çalışmalara destek veriyoruz" şeklinde yanıt verdi.

Başbakan Erdoğan'ın demokratik açılım konusunda göndereceğini açıladığı mektupla ilgili olarak ise Baykal, "Henüz mektup gelmedi, mektubu bekliyoruz. Başbakan bir mektupla görüşme talebinde bulunacağını ifade etti. Mektup gelmeden bir şey söylemek mümkün değil. Mektubu bekliyoruz" dedi.

En Çok Aranan Haberler