HABER

Baykal: Çatışmaya sürüklenebiliriz

Baykal: Çatışmaya sürüklenebiliriz

ANKARA(ANKA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Anayasa Mahkemesi'nin 367 milletvekili bulunmadan cumhurbaşkanı seçilebileceği yönünde karar vermesi, Türkiye'yi tehlikeli çatışmaya sürükleyecektir" dedi.

Baykal, CHP Genel Merkezi'nde milletvekillerinin de katıldığı basın toplantısında cumhurbaşkanlığı seçim sürecini değerlendirdi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ MAHKEMEYE DÜŞTÜ Devletin anayasal kurumlarının yüksek sesle kaygılarını paylaştığını dile getiren Baykal, cumhurbaşkanlığı seçiminin "mahkemeye düştüğünü" belirterek, "Türkiye, Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekliyor. Bu tablo ağır bir tablodur" dedi.

Ankara ve İstanbul'daki cumhuriyet mitinglerine dikkat çeken Baykal, rahatsızlığın toplumun tüm kurumlarında ve anayasal kurumlarda yaşandığına işaret etti.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi biriken gerilimin seçimle birlikte ortaya çıktığını belirten Baykal, seçimden önceki AKP ziyaretinde uyarıda bulunduğunu ancak iktidarın kendisi ile kaygıları bertaraf edemediğini belirtti. Kaygıların tam tersine derinleştiğini söyleyen Baykal, AKP'yi takiye ile suçladı.

İÇ İDEOLOJİK ÇEKİRDEK DENETLİYOR AKP'nin iç ideolojik çekirdeğinin denetiminde ve milli görüş çizgisinin hegemonyasında cumhurbaşkanı arayışına gittiğini kaydeden Baykal, AKP'nin adayı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün temaslarının ise "göstermelik" olduğunu savundu.

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını önce kendi kontrol altına almak istediğini belirterek, "Erdoğan, niyetini maskeleyerek bütün olanakları kullanarak bunu sürdürmeye çalıştı. Ancak gelinen noktada bunun toplum tarafından taşınamayacağı ortaya çıktı" dedi.
Erdoğan'ın bu aşamadan sonra kendi denetimi altında cumhurbaşkanını seçmek istediğini ancak bunun da şu an için gerçekleşmediğini söyleyen Baykal, Erdoğan-Arınç-Gül temaslarını kastederek, "triopia" (üç istikamete giden yol) benzetmesi yaptı.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN "367 GEREK" KARARI KRİZİ ÇÖZER Anayasa Mahkemesi'nin, "367 milletvekili bulunmadan cumhurbaşkanı seçilemeyeceği" yönünde karar vermesinin Türkiye'yi belli rahatlamaya götüreceğini belirten Baykal, "Türkiye anlık krizi denetim altına alabilir. Böylece Cumhurbaşkanlığı seçim süreci noktalanacaktır. Bu noktadan sonra başlayacak süreç yeni seçim sürecidir. Önemli olan artık var olan parlamentonun cumhurbaşkanını seçemeyeceği kanıtlanarak ortaya çıkmıştır" dedi.

TÜRKİYE'Yİ TEHLİKELİ ÇATIŞMAYA SÜRÜKLENİR Baykal, "Anayasa Mahkemesi'nin 367 milletvekili bulunmadan cumhurbaşkanı seçilebileceği yönünde karar vermesi durumunda, Türkiye'yi tehlikeli çatışmaya sürükleyecektir" dedi.

AKP iktidarının çatışmacı anlayışı sürdürme arayışı içinde olduğunu ifade eden Baykal, krizi erken seçimin çözebileceğini, erken seçimin bizatihi kendisinin çözüm olmadığını, çözümün bu hegamonyayı değiştirmek olduğunu bildirdi.

HALK EL KOYDU Milli görüş çizgisinin uyarılara rağmen cumhuriyete karşı meydan okuma anlayışı içinde olduğunu belirten Baykal, millete yönelik harekete geçme çağrılarını iki yıldır sürdürdüklerini işaret ederek, "Yapılması gereken kurumları göreve çağırmak değil. Toplumun tepkisi dikkate alınıp gereği yapılmalıdır. Mitingler, Türkiye'deki kilidi çözecek olan anahtardır. Bu mitinglerde yeni bir siyaset zemini ortaya çıkmıştır. Yeni bir Türkiye ortaya çıkmaya başlamıştır. Halk demokratik laik rejime sahip çıkmıştır. Konuya halk el koydu. Herkes tehlikenin farkındadır" dedi.

SAĞ VE SOLA BİRLEŞME ÇAĞRISI Halkın tepkisinin sandığa en iyi şekilde yansıması için gereğinin yapılacağını bildiren Baykal, merkez sağ ve sol kesimlere birleşme çağrısı yaparak, şunları kaydetti:
"Meydan hem tehlikeye dikkat çekti hem çareyi söyledi. Çare bu tehlikeyi kavrayan, önemseyen bütün güçlerin birleşmesidir. Çare budur. Herkes umarım gerekli mesajı almıştır. Cumhuriyete sahip çıkan tüm güçlerin tek çatı altında birleşmesini sağlama görevimiz en iyi şekilde anlaşılmıştır. Üzerimize düşeni yerine getirmeye hazırız. Tek çatı altında laik cumhuriyete, anayasanın kazanımlarına sahip çıkma kararlılığındaki bütün insanların tek çatı altında toplanması için gereğini yaparız. Katkı yaparız. Konuyu sadece merkezin solundaki güçlerin bütünlüğü olarak görmüyorum. Bunu da aşan biçimde, Atatürk'ün ilkeleri ve cumhuriyetin birliğine ve bütünlüğüne inanan bütün güçlerin, merkezin sağındaki, solundaki, muhafazakar, liberal, demokrat bütün güçlerin el ele vermesi gerektiğine inanıyorum. CHP olarak buna katkı vermek için elimizden gelen katkıyı yapmaya hazırız."

Baykal, soru üzerine, "tek çatıya" ilişkin yeni bir açılım olmadığını belirterek, "Tek çatı altında birleşme anlayışı ortaya çıkarsa sorun çıkmaz. İki çatılı birleşme birleşmeme anlamına geliyor. Konu birleşmeyi içe sindirmedir" dedi.

SİYASİ MONOPOL KIRILMALI AKP'nin hegemonyasının istikrarı sağlamaya yetmediğini kaydeden Baykal, "İstikrar bugünkü siyasi monopolün kırılması ile sağlanacaktır" dedi.

BİLDİRİDEN HABERİM YOKTU, SÜRPRİZ OLDU Açıklamasının ardından soruları yanıtlayan Baykal, Genelkurmay Başkanlığı'nın basın açıklamasından daha önce haberi olduğu iddialarını reddederek, "Hiçbir şekilde bu bildiri, ne özel olarak ne dolaylı olarak bildirilmiş değil. Bildiriyi iletişim danışmanımız Baki Özilhan'ın telefonu ile öğrendim. Büyük hayret ve üzüntü ile aldım. Israrla bazı sorular sordum. Oku dedim uzun dedi. Kritik bölümlerini oku dedim, kritik bölümleri okumaya başladı. İlgili televizyon kanallarına bakarak, yakaladım. Televizyondan izledim. Benim için tam bir sürpriz oldu. Ne böyle ne aracı marifetiyle bana bilgi getirilmemiştir" dedi.

DARBE HAZIRLIĞI OLDUĞU KANAATİNDE DEĞİLİM Baykal, "Türkiye'de hiçbir siyasi çevrenin ya da odak noktasının darbe yaparak iktidarı ele geçirme planlaması ve hazırlığında olduğu kanaatinde değilim. Türkiye'de herkes reaksiyonunu ifade etme gereği duyuyor. Böyle bir ihtiyacın olmaması hepimizin arzu edeceği bir noktadır. Türkiye'yi buraya getirmenin sorumluğu iktidardır. Türkiye tehlikeli ayrışmaya doğru sürüklenmektedir" dedi.

CUMHURİYET DEMOKRASİ ÇATIŞMASI İSTENİYOR
Yeni siyasi dengenin Türkiye'ye oturtulması gerektiğini ifade eden Baykal, "Yüzde 34'lük çoğunlukla cumhurbaşkanlığı, başbakanlığı, meclis başkanlığını, sonra üniversiteleri, yargıyı, silahlı kuvvetleri kendi kafanıza göre şekillendireceksiniz. Yok öyle şey" diye konuştu.
Türkiye'nin büyük gücünün cumhuriyet ve demokrasi olduğunu bildiren Baykal, "Cumhuriyet ve demokrasi birbirine karşı yürütülmemelidir. Türkiye'de cumhuriyet demokrasi çatışmasına sürüklenmek isteniyor. Bu kırılmalıdır" dedi.

AKP 367 HAVUZUNDA ÇIRPINIYOR CHP yönelik eleştirileri reddeden Baykal, CHP'nin iyi niyetli yapıcı krizi önlemeye dönük tavır sergilediğini, bu süreçten yüzünün akıyla çıktığını kaydederek, "Kriz istemiyorum, krizi önlemeye çalışıyorum. Beni dinleseydin müzakere kanalını açık tutsaydın bu noktaya gelinmezdi. Hayır ben cumhurbaşkanı olacağım yav gerersin Türkiye'yi. Yok ben olacağım. Ne oldu? İktidar şimdi 367 havuzunda çırpınıyor. Cumhurbaşkanlığı kimsenin babasının malı değil. Cumhurbaşkanı 70 milyonun hak sahibi olduğu bir makam" dedi.

GÜL'E "HOROZLANMA" BENZETMESİ
AKP'nin konunun ciddiyetini anlamadığını belirten Baykal, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün "adaylıktan çekilmeyeceğine" yönelik açıklamasını ise, "Siyasette horozlanma ihtiyacı vardır. Hükümetin tavrında üsluptan daha çok, işin özü ile ilgili meseleyi kavrayamamış olduğu, sorumluluğunun farkında olmadığı anlayışı görülmektedir" dedi.

ANAYASA MAHKEMESİ ETKİLENMEZ Baykal, soru üzerine, açıklamalarının yargıyı etkilemeye yönelik olmadığını ifade ederek, "Anayasa Mahkemesi, siyasi tartışmalardan etkilenmeyecek noktadadır. Anayasa Mahkemesi, kararını hukuku esas alarak yapacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin saygın ve güven veren bir konumu var. Anayasa Mahkemesi'nin alacağı karara saygı duyarız. Muhtemel kararın muhtemel siyasi sonuçları ile ilgili değerlendirme yaparız. Anayasa Mahkemesi, anayasayı doğru biçimde uygulayacaktır, anayasayı doğru biçimde işletmesi lazım" diye konuştu.
Baykal, "Bu uyarıyı neden yapma ihtiyacına girdiniz, adres nedir?" sorusunu "Adres toplum" diye yanıtladı.

BAŞBAKAN'A "RUH GİBİ YAKIN"
Baykal, CHP'li bir milletvekilini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yakın bir iş adamının aradığı iddiasını daha önce Başbakan'ın reddettiğinin anımsatılarak, iş adamının kim olduğunun sorulması üzerine, "Müsaade edin söylemeyim. Bana isim telaffuz edildi. Başbakan doğru söylemiyor" dedi.
Baykal'ın, daha sonra gülerek "Ruh gibi yakındır" demesi dikkat çekti.

SEZER'LE GÖRÜŞMEDİM Baykal, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le temasının olmadığını kaydederek, "Ne cumhurbaşkanı ile ne başka merak edilen yüksek devlet yetkilisi ile bu süreçte bir temasım olmamıştır. Ne söylüyorsam kendi sorumluluğum altında, partideki istişarelerin ardından parti görüşü olarak söylüyorum" şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler