Ankara (AA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye'yi en üst düzeyde temsil eden insanların zihninde laiklik kelimesi maalesef gerçek özünden saptırılarak kullanılmaktadır. Çok daha önce, çok daha rahat ifadeler kullanılabiliyordu ama şimdi laiklik denilerek laikliğin içi boşaltılmaktadır" dedi.
CHP Parti Meclisi (PM) Genel Başkan Baykal başkanlığında toplandı. Baykal, PM öncesinde yaptığı açıklamada, toplantının tarihi bir günde gerçekleştirildiğini, TBMM'de çok önemli bir anayasa değişikliğinin bugün görüşüleceğini kaydetti.
Getirilen düzenlemenin kesinlikle laikliğe zarar vereceğini savunan Baykal, son zamanlarda yapılan bazı açıklamalarda laikliğin sadece bir inanç ve ibadet özgürlüğü ile ilişkili yönünün vurgulandığını, ısrarla dini yaşam biçiminin yerleştirilmesinin laiklik anlayışı içine sokulmak istendiğini ifade etti.
Bu ilkenin Türkiye'nin önemini, değerini, iç barışını güvence altına aldığını belirten Baykal, laikliğin rejimin sigortası olduğunu ve kıymetinin bilinmesi gerektiğini söyledi.
Laiklik ilkesinin tahrip edilmesine izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Baykal, şöyle konuştu:
"Bu Türkiye'nin çok temel bir olayıdır. Bu gerçekler karşısında Sayın Başbakan sık sık 'laikliğin güvencesi benim' diyor. Sayın Başbakan nasıl oluyor da laikliğin güvencesi oluyor? Başbakan laikliği Hikmetyar'ın dizinin dibinde mi öğrendi? Bir süre önce 'millet istemiyorsa laiklik mi olurmuş. Elbette ortadan kalkar' diyen insan nasıl olur da Türkiye'de laikliğin güvencesi olabilir?"
Yabancı siyasetçilerin laiklik ilkesinin Türkiye için önemini yeterince anlayamadıklarını belirten Baykal, "Büyük Orta Doğu Projesi'ni ya da ılımlı İslam devletini temel alan bir anlayış, radikal, kökten dinci İslam'a karşı, ılımlı İslam devletlerinin alternatif olacağını zanneden anlayış Türkiye'de devlete türban giydirilmesine itiraz etmeyebilir.
Türkiye'de türbanın anayasallaştırılması, resmileştirilmesi Büyük Orta Doğu Projesi'ne ters olmayabilir ama bizim anayasamıza terstir" diye konuştu.
Baykal, türban konusunda aldatmacalara imkan vermeyen bir söylem içinde olduklarını belirterek, "Söz konusu türbandır. Aşağıdan bağlama, yukarıdan bağlama tartışmalarıyla bu işi geçiştirmek mümkün değildir" dedi.
Akademik çevrelerin görüşü alınmadan, hiçbir yargı kurumuyla istişare edilmeden, hiçbir iyi niyetli yaklaşım sergilenmeden Anayasa değişikliğinin gündeme getirildiğini belirten Baykal, "Kendi aralarındaki üç beş siyasetçinin Başbakan'ın talimatı doğrultusunda sözüm ona buldukları formülle yola çıkıp o formülü tepkiler karşısında
şekillendirdikleri bu son önerinin iyi niyetli, işbirliği yapılabilir, müzakere edilebilir bir öneri olarak anlaşılması mümkün mü?" diye konuştu.
Baykal, Türkiye'de devletin, eğitimin türbana kucak açmasının ayrımcılığın, ayrışmanın ve giderek toplum içinde karşıtlığın yaygınlaşmasına yol açacağını ileri sürerek, şöyle devam etti:
"Böyle önemli adımlar atılırken gösterişli laflar söylemek çok yaygın bir uygulama. Bir süre önce meydanlara yağlı ipler atıldı. Arkasından cumhurbaşkanı seçimi gerçekleşti. Şimdi Ankara'ya çelik halatlar çekiliyor, öte yandan anayasa, laiklik ilkesini tahrip edecek şekilde değiştiriliyor. Umarım bunu söyleyenler bir süre sonra duvar dikme aşamasına gelme durumunda olmazlar. İpten çelik halata, çelik halattan bakalım nereye?"