ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin sağlık politikalarını eleştirerek, "Koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan pay yüzde 11'den yüzde 6'ya düşmüştür" dedi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, devletin eğitime ve sağlığa doğru dürüst yetişemediğini savunarak, her şeyin devletten beklenmemesi gerektiğini söyledi.
Ankara Güven Hastanesi'nin, 30. kuruluş yıldönümü nedeniyle Sheraton Otel'de düzenlediği Tıp Günleri toplantısında konuşan Baykal, sağlık konusunun hiçbir toplumda kişisel bir sorun olarak görülmediğini, tam tersine sağlığın kamusal bir ve toplumsal bir sorun olduğunu belirtti. Sağlığın temel insan haklarından birisi olduğunu ifade eden Baykal, "Kim tedarik ederse etsin, kim finanse ederse etsin; ama mutlaka toplumun ihtiyacı olan sağlık hizmetlerinin sunumunda mecburiyet vardır. Bu bir kamusal sorumluluktur" diye konuştu. İngiltere'de GSMH'den sağlığa ayrılan payın yüzde 7.5, Türkiye'de ise yüzde 6 olduğunu hatırlatan Baykal, bu rakamın küçümsenecek bir oran olmadığını kaydetti. Hükümetin sağlık politikalarını eleştiren Baykal, "Türkiye OECD ülkeleri arasında kişi başına sağlık harcamasında en düşük harcama yapan ülkedir. Türkiye'de yüz bin doğumda yüzün üzerinde anne hayatını kaybediyor. Bu çok yüksek bir rakamdır. Türkiye'de anne ve bebek ölüm oranlarının düşürülmesi gerekiyor" şeklinde konuştu. Türkiye'de yatak kullanım oranının yüzde 61 olduğunu belirten Baykal, şunları söyledi:
"İnsanların muayene olabilmek için bin bir sıkıntı yaşadığı Türkiye'de hastanelerin yatak kullanım oranın yüzde 61 olması büyük bir israftır. Bu sağlıkta çok ciddi organizasyon zaafının olduğunu gösteriyor. Koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan pay yüzde 11'den yüzde 6'ya düşmüştür."
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise toplantıda yaptığı konuşmada, geçmişi ve bugünü sağlık hizmetlerini kıyasladı. Türkiye'nin başarı öykülerine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Demirel, "Devletin en önemli görevi can ve mal güvenliğini korumak, adalet, sağlık ile eğitim hizmetlerini yürütmektir" diye konuştu. Cumhuriyet döneminde
sadece bin olan doktor sayısının bugün yüz binleri geçtiğini ifade eden Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün sadece Ankara Numune Hastanesi'nde bin 600 doktor görev yapıyor. Türkiye'de 30 tıp fakültesi ve her yıl 5 bin yeni doktor mezun oluyor. Benim hükümet ettiğim 1960'lı yıllarda tek hedefimiz bir köye ebe göndermekti. Sonra bir köye bir ebe ve bir hemşire, sonra bir ebe, hemşire ve doktor görevlendirmemiz gerekti. Cumhuriyet döneminde 50 dolar olan kişi başı gelir bugün 7 bin dolara ulaşmıştır. Sağlık hizmetleri sunumunda herkesten para istemek de, hiç kimseden para istememek de doğru değildir. Gücü olan sağlık hizmetinin bedelini ödemelidir. Yeşil Kart olmazsa 10 milyon insan sağlık hizmeti alamaz. Bu insanlara 'paran yoksa öl' diyemeyiz. Bir an önce zenginleşmeliyiz. ABD'de GSMH 35 bin dolar iken Türkiye'de reel olarak 4 bin dolardır. Devlet ne eğitime ne de sağlığa doğru dürüst yetişebiliyor. Allah'tan savunmaya yetişebiliyor. Her şeyi devletten beklemek doğru değildir. İstanbul'da 180 hastaneden sadece 30'u devlete aittir. Bu ülkede insanımızın gücünden de yararlanmalıyız."