ANKARA (ANKA) – CHP Genel Başkanı Baykal, Afganistan'a asker gönderilmesiyle ilgili sürecin hassas olduğunu belirterek, "Afganistan'la Türkiye'nin çok özel ve tarihi bir ilişkisi var. Afganistan'da bir iç savaş yaşanmaktadır. Bir dost, kardeş ve Müslüman ülke olarak Afgan halkına karşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin muharip kimliğiyle kullanılması çok ciddi sorunları beraberinde getirecektir. Bu konuda hükümetin bir arayış içinde olduğu anlaşılıyor. Bu kapıyı açabilmek için bir gayret içinde olduğu anlaşılıyor. Ama bunu toplumumuza kabul ettirmenin çok ciddi sorunlar doğuracağı görülüyor" dedi.
Baykal, CHP Parti Meclisi toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin Afganistan'a asker göndermesi konusunda hükümet ve askeri çevrelerden farklı değerlendirmeler yapıldığının hatırlatılması üzerine Baykal, "Bu konu çok hassas bir konu. Afganistan'la Türkiye'nin çok özel ve tarihi bir ilişkisi var. Afganistan'da bir iç savaş yaşanmaktadır. Bir dost, kardeş ve Müslüman ülke olarak Afgan halkına karşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin muharip kimliğiyle kullanılması çok ciddi sorunları beraberinde getirecektir. Bu konuda hükümetin bir arayış içinde olduğu anlaşılıyor. Bu kapıyı açabilmek için bir gayret içinde olduğu anlaşılıyor. Ama bunu toplumumuza kabul ettirmenin çok ciddi sorunlar doğuracağı görülüyor.
Biz de bu baskıları, Türkiye'nin bu konuda böyle bir anlayışa yönelmiş olmasını elbette kaygıyla karşılıyoruz. Türkiye'nin çok sınırlı bir kara harekatının hemen arkasından böyle bir talebe muhatap edilmesinin anlamını da sorgulamak gerektiğine inanıyoruz.. Türkiye'nin Kuzey Irak'ta gerçekleştirdiği kara harekatının oradaki PKK varlığının tümünü etkisi kılmaya yönelik olarak uygulanamadığı ortadadır. Böyle bir kısıtlı askeri harekatın hemen arkasından bu kadar kısa bir süre sonra Türkiye'nin önüne böyle bir talebin konulmuş olması da büyük anlamlar taşıyor."
Baykal'a siyasi partilerin kapatılmasının güçleştirilmesine yönelik Anayasa çalışmaları da hatırlatıldı. Baykal, şunları söyledi.
"Bu konudaki tavrımız çok açık. Yargı sürecine siyasi bir müdahale yapılmasının kabul edilemez olduğu kanısındayız. Bu temel anlayışımızdır. Planlanan müdahalelerin de bu konuda bir suçluluk kabulünün sonucu olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Bunun da çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü ortadaki iddia Anayasamızın en temel ilkesi olarak laikliğe karşı siyasal çalışmaların yapılmış olduğu iddiasıdır. Öneri bu iddianın yargı organlarının önüne götürülmesini siyasi bir mekanizma ile engellemeye yönelik bir öneridir.
Bu konunun bir yargı kararına bağlanması engellenmek istenmektedir. Anayasanın laiklik ilkesini ihlal edenlerin, bu ihlalin yargı önüne götürülmesi konusunda karar sahibi haline dönüştürülmesi gülünçtür. Bunun anlamı böyle bir denetime gerek yoktur. Böyle bir denetim işlememelidir. Bu anlayışı yansıtır bu uygulama. Çünkü laiklik ilkesini ihlal edenler bu ihlal yargı organı tarafından denetlensin mi denetlenmesin mi diye karar sahibi olacaktır. Bu kabul edilebilir bir düzenleme değildir."
-KURULTAY TARİHİ BELİRLENECEK-
Öte yandan 32'nci Olağan Büyük Kurultay öncesi son kez toplanan Parti Meclisi, kurultay tarihi, yeri ve saatine ilişkin MYK önerisini tartışacak. MYK, kurultayın 26-27 Nisan tarihlerinde yapılmasını önermişti.