ANKARA (ANKA) – CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasını İtalya'daki temiz eller operasyonuna benzeten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sert dille yanıt verdi.
Baykal, "Temiz eller operasyonu yapmak için düğmeye basacak olanın önce kendi eli temiz olacak" dedi. Ergenekon soruşturmasının hukuk kadrosu ile yürütülmekten çıktığını öne süren Baykal, "Eğer mahkeme salonuna siyaset girerse, adalet salondan çıkar. Türkiye'de böyle olmuştur. Mahkeme salonuna siyaset girmiştir, siyasetin girdiği anda adalet oradan çıkmak durumunda kalmıştır" dedi.
Baykal, partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ergenekon soruşturmasından "İstanbul'daki dava" olarak söz eden Baykal, davanın siyasi nitelik taşıdığını söyledi. Söz konusu soruşturmanın siyasi ihtiyaçtan gündeme getirildiğini öne süren Baykal, Başbakan Erdoğan ve bazı bakanların yaptıkları açıklamalara da dikkat çekti. Ergenekon soruşturmasının 13 aydır iddianamesinin bulunmadığın belirten Baykal, 12 Eylül askeri darbesinin ardından bile önemli davaların kısa sürede açıldığını hatırlattı. "Bir sürenin belirlenmemiş olmaması size o süreyi sonsuza dek hakkı vermez. Gereğini yapacaksınız" diye konuşan Baykal, şunları söyledi:
"Niye yapmıyorsunuz? Ceza vermek için mi yapmıyorsunuz? Yoksa ne istediğini bilmediğiniz için mi yapmıyorsunuz? Bir garabet var. Sanıkları biliyorlar ama suçu bilmiyorlar. Kimlerin sanık olması gerektiği biliniyor. Suçların adı konulamadı. Suçların adı konulamadığı için iddianame yazılamamış. Bu bir saygı değer bir hukuk manzarası kabul edilebilir mi? Bu dava skandaldır. 13 ay boyunca siz gözaltına insanları alacaksınız, ama onlara neyle suçlandıklarını bile inandırıcı bir şekilde söyleyemeyeceksiniz. Hala sanıkların avukatları neyle suçlandıklarını bilmiyor. Sanıkların avukatları dosyayı göremiyor. Böyle bir şey olur mu?"
-GİZLİLİK İHLAL EDİLİYOR-
Gizli olan ilk soruşturma belgelerinin AKP yandaşı medyaya sızdırıldığını ileri süren Baykal, "Hukukumuza göre gizli olması gereken ilk soruşturmanın bütün aşamaları, ya da uygun görülen aşamaları, yandaş yayın organlarında merkezi bir servis sonucu günlerce, bir yıpratma kampanyasının, bir mahkum etme arayışının, hukuki değil, siyasi mahkum etme arayışının çabasının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor" dedi.
Ulusal Yargı Ağı Projesi'ni (UYAP) hatırlatan Baykal, bu uygulamayla yargı sürecinin bütün aşamalarının, gizli olması gereken ilk soruşturma aşamasının da merkezi bilgisayar sistemine yansıtıldığını kaydetti. Baykal, bu verilerin, Adalet Bakanlığı'nın bilgi işlem merkezi tarafından kontrol edildiğini söylerken şunları söyledi:
"Bugün Adalet Bakanlığı'nda gizli olan ilk soruşturma aşamasına yönelik bilgiler, belgelerin, UYAP içerisinde Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Merkezi tarafından izlenmesi imkanı var mıdır, yok mudur? Eğer böyle bir düzenleme yapılmışsa, ilk tahkikatın gizliliği ilkesinin Adalet Bakanlığı açısından geçerli olmadığı kabul edilmiş olmaktadır. Sadece cinayet davalarını konuşuyor değiliz. Çoğu siyasal nitelik taşıyan, Türkiye'nin tümünün ayağa kalktığı dünya çapında gerilim yaratan sorguların yargıya intikal ettiği bir dönemde, Adalet Bakanlığı'nın yürütülmekte olan davanın bütün ayrıntılarını, belgelerini, ifadelerini Emniyet'teki ifadeleri, Savcılıktaki ifadeleri aynı anda anında dosyaya girer girmez, izlenme şansına sahip kılınması Türk adalet sisteminin çok ciddi bir darbe alması anlamına gelmez mi?"
-ADALET SALONDAN ÇIKAR..-
Davanın bir hukuk kadrosu ile yürütülmekten çıktığını öne süren Baykal, davanın içinde Başbakan Erdoğan'ın ve AKP yandaşı medyanın bulunduğunu iddia etti. Sürecin kolektif bir şekilde, içli dışlı olarak götürüldüğünü öne süren Baykal, "Eğer mahkeme salonuna siyaset girerse, adalet salondan çıkar. Türkiye'de böyle olmuştur. Mahkeme salonuna siyaset girmiştir, siyasetin girdiği anda adalet oradan çıkmak durumunda kalmıştır" dedi.
-DAVA YIPRANDI-
Ergenekon soruşturmasının Ümraniye'de bulunan bombalarla başladığını hatırlatan Baykal, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"Enteresan. Tıpkı Sinan Aygün'ün ofisinde silah bulunduğu gibi. Öyle mi, değil mi? Bilmiyoruz. Böyle olmadığına kendimizi ikna edemeyeceğiz. Niçin? Çünkü bombalar 12 Temmuz'da ele geçirildi, 13 Temmuz'da imha edildi. Acaba… Gerçekten öyle mi? Bizim usul hukukumuz ‘saklanır' diyor. Sakladık mı? Hayır kaldırdık. Neyi kaldırdık. Bombaları kaldırdık. Böyle dava olur mu? Yasaya aykırı. Ortada yığınla sanık var, yığınla laf var, kitap var tez var, proje var. Ortada cephane yok, ortada, silah yok, ortada mermi yok. Ortada subay var, emekli. Ama asker yok, tank yok, top yok, askeri birlik yok. Ortada bilgisayar projeksiyonu var. CD'ler var. CD'ler de anlatılmış. Sinan Aygün'ün odasında tesadüfen silah olayı çıkıyor. Hemen karakola bilgi veriliyor ve gözaltına alma ondan kısa bir süre sonra oluyor. Bu konu inceleniyor mu? Savcılıktan bir tespit, bir araştırma yok. Bunlar çok ciddi tereddütler yarattı. Dava çok ciddi şekilde yıpranmıştır. Yaşanan bu olaylar, bu davanın etkinliğine çok ciddi şekilde darbe vurmuştur."
-5 SAYFA YETER-
İddianamenin 2 bin 500 sayfa olduğunun söylendiğini hatırlatan Baykal, "2 bin 500 sayfa iddianame. Sen bırak 2 bin 500 sayfa iddianameyi bana, 5 sayfa söyle. Kim ne yaptı, nasıl yaptı, kimle yaptı, bunun hesabını hep beraber soralım" dedi. Türkiye'nin güç bir dönem yaşadığını söyleyen Baykal, söz konusu olayların bir tertip olduğunu öne sürdü. Türkiye'nin bu "tertibin" altından kalkacak güçte olduğunu vurgulayan Baykal, "Önce hukuk kendi işine sahip çıkarak Türkiye'yi bundan çıkarır. İlk iş budur. Hepimiz, Türk adaletindeki gerçek savcıların, Türk adaletindeki gerçek hakimlerin, yargıçların, Türkiye'nin dürüst, deneyimli, saygıdeğer hukuk sisteminin ayağa kalkması bekliyoruz" diye konuştu.
-ADİL ADAM TARTIŞMASI-
CHP Lideri Baykal, bir süredir yaşanan "akil adam" tartışmalarına da değindi. Baykal, "Siz ayrıca bir akil adam arayışı içine girmişseniz, bunun bir anlamı vardır. Ülkeyi yönetmek için işbaşına gelenler akil adamlar değil mi? Niye akil adamlar değil? Niye akil adamları oraya getirdiniz? Niye şimdi akil adam arıyorsunuz? Akil adam demokrasilerde başka yerde aranmaz. Cumhurbaşkanı akil adamdır, Başbakan akil adamdır, Bakanlar Kurulu akil adamlar kuruludur. Yok bizde ihtiyaç var. İşte sorun o" diye konuştu.