Cezaevlerinde kimsenin açlık grevinde olmadığı yönündeki Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının doğru olmadığını belirten Kışanak, "Başbakan'ın bu açıklaması gerçeği yansıtmıyor. Kendisi de bunu çok iyi biliyor. Hatta cezaevindeki müdürler ve gardiyanların insan olarak ne kadar zorlandığını, gittiğimiz her cezaevinde görüyoruz. Kendilerine her gün düzenli olarak bu rapor gidiyor. Başbakan'ın bu açıklamaları şu anlama geliyor; 'Niye biran önce ölmüyorlar, eğer açık grevindelerse, ölüm orucunda iseler hemen ölsünler.' Bu vicdansızlıktır, yani bu söylenebilecek bir söz değildir. Biz herkes, vicdanı olan herkes, nefeseni tutmuş ölümler olmasın diye çaba sarfederken, dua ederken, bunun önüne geçmek için mücadele ederken, Başbakan koltuğunda oturan kişinin bu kadar rahat bir şekilde, 'bu memlektte açlık grevi yok' demesi ölümlere davtiye çıkarması, kabul edilebilecek bir durum değildir" dedi.
**KIŞANAK'TAN BAŞBAKAN'A: CESARETİN VARSA BUNU ÇÖZÜM İÇİN GÖSTER**
Kürt Halkı'nın 30 yıldan beri binlerce kez ölümün kıyısından geçtiğini anlatan Kışanak, kimsenin Kürtleri ölümle sınamaması gerektiğine dikkat çekerek, "Bu halkı kimse ölümle sınamasın. Binlerce kez bu insanların her biri; ölümün kıyısından binlerce kez geçti. Ölüm ensemizdeydi zaten 30 yıl boyunca. Köylerimiz yakılırken, faili mechul cinayetler işlenirken, bu ülkede yaşamanın ne kadar zor olduğunu ve ölüme ne kadar yakın olduğumuzu, işkence tezgahlarında her yerde gördük. Başbakan kimi ölümle sınamaya çalışıyor, kimi ölümle korkutmaya çalışıyor? Bu vicdan kabul edilen bir şey değildir. Biz kendisine bir kez daha vicdanın ve insanlığını hatırlamaya davet ediyoruz ve diyoruz; kimseyi kahramanlık, ölümle sınama gibi yollara teşfik etme. Herkes direneceğini çok iyi biliyor, ama sende o vicdan varsa, senin de bir iddian varsa, cesursan, kahramansan, yiğitsen, kahraman olmak istiyorsan göster cesaretini. Bir kere de çözüm için göster. Bu konuda gerçekten vicdanlarımızı zorlayan bir açıklamadır. Başbakan 50'nci gününe gelmiş açlık grevleri karşısında bu kadar umursamaz bir tutum içerisinde, hatta tahrik eder bir tutum içrisinde olması, kabul edilir bir şey değildir. Yalanla, dolanla kamoyu yönetilemez, varsa çözüme dair bir söylemi söylesin yoksa sussun" diye konuştu.
**ÇÖZÜM ADINA, DOKUNULMAZLIĞI KALDIRIN, YETMEZSE VEKİLLİĞİMİZİ DE DÜŞÜRÜN**
Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği, 17 Ağustos'ta Şemdinli'de PKK'lılar ile görüşen 10 BDP'li milletvekili için hazırladığı fezlekenin Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi ve soruşturma açılmasına izin verilmesini değerlendiren Kışanak, şöyle konuştu: "Bu fezlekelerle ile ilgili söylenecek fazla bir şey yok. Aslında ortada fezleke düzenlemeyi gerektiren bir durum da yok. Bu ülkenin Kürt sorunu ne demektir? O gün bir kez daha kamuoyunun gözleri önüne serildi. Hepsi bu kadardı. Ortada bir suç yok. Bir suçlamaya konu edilebilecek bir davranış yok, bir eylem yok, bir fiil yok. Ama eğer sorun bizim milletvekilliğimizin düşürülmesiyse, eğer sorun bizim dokunulmazlığın kaldırılmasıysa, hiç vakit geçirmesinler yarın sabah hemen dokunulmazlığımızı da kaldırsınlar. O da yetmezse milletvekilliğimizi düşürsünler. Bu sorunu çözecekseler bu yolla hemen çözsünler. Kimsenin dokunulmazlıklarla falan uğraşacak, ilgilenecek hali yok. Bu kadar insan ölümün kıyısına geldiği bir süreçte çözümün kendisinin bu kadar dayattığı bir yerde, biz bu konuyu konuşmak bile istemiyoruz."
(DHA)