TBMM (A.A)TBMM Genel Kurulunda, BDP'nin, 34 kişinin yaşamını yitirdiği Irak sınırındaki olayla ilgili Meclis Araştırma önergesinin bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi kabul edilmedi.
BDP, TBMM Danışma Kurulunda uzlaşma sağlanamaması üzerine, Meclis gündeminin değiştirilmesine yönelik grup önerisi verdi.
Öneri üzerinde konuşan BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, olayın üzerinden 26 gün geçtiğini belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olayı tazminatla geçiştirme yaklaşımını sergilediğini ileri sürdü. Kaplan, "Başbakan, sanki o insanlar bombalanmamış, toplu katliama tabi tutulmamış, olayın sorumluları yokmuş, hatta yaşanmamış gibi bir yaklaşım içindedir. Bu tür olaylar halkların tarihinde travma yaratan olaylardır. Elinizdeki 4 saatlik heron görüntüleri niye savcılığa ulaşmadı, niye gizlilik kararı verildi. Kimse böyle insani bir konuda timsah gözyaşı dökemez. 26 gün geçti bir tek kişi sanık olarak ifadeye çağrılmadı. Bu, uluslararası ceza mahkemesinini soruşturacağı bir konu..." dedi.
Öneri aleyhine konuşan AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar, Uludere'de yaşanan talihsiz olayın herkesin yüreğini sızlattığını belirterek, "Bu olayın, 1990'lı yılların faili meçhulü gibi olmayacağına buradan söz veriyorum. Bu olaylar aydınlatılmalı. Suç işleyenler makam ve mevkileri ne olursa olsun yargı önünde hesap vermeli" diye konuştu.
CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, kendisinin CHP heyeti ile olay yerine gittiğini belirterek, "Orada gördük ki Hükümet oraya gelmemiş. Bakanlar, Alaya yakın tiyatro çadırına uğrayıp geri dönmüşler. Onların acılarını orada paylaşmak, ne yaşadıklarını anlayabilmek önemliydi. Devletin gidemediği yere biz gittik" dedi.
Bölgedeki kaçakçılık olayının Karadeniz'deki "ormancı-köylü" ilişkisine benzeten Yıldız, "Oradaki kaçakçılık bu denli yasalaşmış ve insanların geçim kaynağı olmuş. Bundan askeri alayın da herkesin de haberi var. O olayla ilgili istihbaratın nereden geldiğinin aydınlığa çıkması lazım" diye konuştu.
-"Geleneğimizde evde taziye esastır"-
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Yıldız'ın "tiyatro çadırı" ifadesinin üzücü olduğunu belirterek, "Taziye ortamını bile 'tiyatro çadırı' gibi nitelemek çok ayıp. Biz çadıra gitmedik, eve gittik. Bizim geleneğimizde evde taziye esastır. Bütün cenaze sahipleri, o eve geldiler. Biz onlara orada taziyede bulunduk, Kuran okuduk, Başbakan ile telefon görüşmesi yaptırdık. Bunu da bütün ekranlar verdi. Görmeyenler görsün" açıklamasını yaptı.
CHP'lilerin gittiği yerin "taziye çadırı" olmadığını ifade eden Atalay, şöyle konuştu:
"Ben taziye çadırına, tiyatro çadırına demem. Ama esas sizin gittiğinizin taziye çadırı olmadığı... Başka illerden gelen, Kaymakam'a da o saldırıyı yapan, militanların yönettiği, BDP ile el ele CHP'nin orada bölge halkını tahrik ettiği...Evde cenaze sahipleriyle konuştuk. Onlar için orada tahrik ortamında gönlünü almaya, devletin onlara ilgisini sunmaya çalıştık, bu devam ediyor. Soruşturmalar da devam ediyor. Böyle hassas bir ortamda konuşurken 'tiyatro çadırı' gibi bir kavram kullanılmasını yakıştıramıyorum, ayıplıyorum, kınıyorum."
Sataşma olduğu gerekçesiyle yeniden söz alan CHP'li Yıldız, "Bizim örfümüzde, geleneğimizde bir şey var; eğer bir cenaze varsa, o cenaze evine gidilir, orası televizyonlardan reklam edilmez. Biz orada CHP milletvekilleri olarak hep beraber taziye çadırına, ölenlerin yakınlarının yanına gittik. Bizim gittiğimiz, sizinki gibi televizyonlardan reklam edilmedi. Gerçek anlamda taziyeye gitmiş olsaydınız o insanların yanında olurdunuz. Ne BDP ile birlikteydik, ne de sizin gibi başka şeyin peşindeydik" diye konuştu.
BDP'li Kaplan da sataşma gerekçesiyle söz alarak, "2 gün geçiyor Hükümet, Cumhurbaşkanı, bakanlar tepkisini ortaya koymuyor ama ertesi gün bütün örgütlerini, Kaymakam ve Valileri gelecekleri organizasyonuna ayırıyorlar. Gelenekte taziyeye gelenlerin başımızın gözümüzün üstünde yeri var. Ama katliamdan sorumlu olup, katliamın üstünü örtenlerin, katlettikleri insanların cenazelerine gitme geleneği hiçbir yerde yoktur. Hiçbir katil öldürdüklerinin evine ertesi gün gidemez. Bu kadar açık konuşuyorum" dedi.
AK Parti'li milletvekilleri, Kaplan'ın sözlerine tepki gösterdi.
-BDP'liler ile AK Parti'li Ensarioğlu tartıştı-
Öneri aleyhinde konuşan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, olayın bütün Türkiye'nin meselesi olduğunu belirterek, "İktidara olarak hiçbir zaman sorumluluktan kaçmadık. Olayın üstünün örtülmesi bir yana, açığa çıkarılması ve hesabının sorulması için her türlü girişimi anında yaptık" dedi.
BDP'lilerin kendisine laf atması üzerine Ensarioğlu, "BDP tabii ki bizi eleştirecek. Konuşulması, söylenmesi gereken her şeyi konuşacağız. Biz bundan yararlanırız. Bildiğiniz bir şey varsa, ihmal ya da atladığımız bir şey varsa söyleyin. Ama bizim itirazımız sizin üslubunuza. 26 gün de 2 ay da geçse, bu olayı ortaya çıkarmak boynumuzun borcudur. Tüm sorumluluk bizim üzerimizdedir" karşılığını verdi.
Ensarioğlu, "Bütün soruşturmalar yapılıyor. Biz bu işi çözmeye çalışıyoruz, örtmeye değil. Kemikleri, yeraltından silahları, örgütleri, çeteleri biz çıkarıyoruz. Bu iktidara 'bir şeylerin üstünü örtüyorsunuz' demek insafsızlık değil mi? Sen vazgeçsen de biz olayların ortaya çıkarılmasından ve hesabının sorulmasından vazgeçmeyeceğiz. Ama bunlardan siyasi çıkar elde etmek ahlaksızlıktır. Tazminat ödenmediğinde 'tazminat ödenmedi' diyorsunuz, 23 bin lira ödense 'az' diyorsunuz, Başbakan kendi ödeneğinden 100 bin lira ödediğinde, buna 'kan parası' diyorsunuz. Bu kan parası değil. Bu olayda ihmali, kastı, kusuru olan kim varsa, askeri, sivil yetkili olsun, bu ortaya çıkarılacaktır. Bunun hesabı sorulacaktır. Siz de görüp mahcup olacaksınız" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Ensarioğlu'nun sözlerine tepki göstererek, "Başbakan, babasının maaşını mı verdi? Başbakan'ın kendi ödeneği değildir. Bu siyaset terminolojisi değildir" dedi.
Konuşmaların ardından yapılan oylamada BDP'nin grup önerisi kabul edilmedi.