MİNSK (İHA) - Beyaz Rusyalı profesör Mihail Tyavlovski, dünya sularının zehirli askeri atıklardan arındırılmaması halinde 5 veya 7 yıl gibi bir süre sonra yaşamın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini ileri sürdü.
Son 37 yıldan beri Baltık Denizi'ndeki zehirli askeri atıkları inceleyen Beyaz Rusya Bilimler Akademisi Profesörü ve Radyoloji Bilimler Doktoru Mihail Tyavlovski, dünyayı global çevre felaketinden kurtarmak için geliştirdiği teknolojinin insanlık tarafından bir an önce kullanılmasını istiyor.
Tyavlovski, 2. Dünya Savaşı'nda yenilgiyi hazmedemeyen Naziler tarafından tüm insanlığı yok etmek amacıyla hazırlanan ve zehirleyici maddeler içeren silahların koalisyon güçlerince ele geçirildikten sonra "zamanla kendiliğinden yok olacağı düşüncesiyle" 1946 ve 1947 yıllarında Baltık Denizi ile diğer bölgelerdeki dünya sularına gömüldüğünü anlattı.
Tyavlovski, söz konusu atıkların sanıldığının aksine zamanla yok olmadığını ve sürekli devam eden kimyasal aşınma süreci nedeniyle önümüzdeki 5-7 yıl sonra dehşetli patlama noktasına geleceğini söyledi.
Tyavlovski, Sovyetler Birliği döneminde gizli devlet arşivlerinde yaptığı araştırmalar sırasında sadece Baltık Denizi'ne 214 metre derinlikte içine 303 ton askeri zehirli atık doldurulmuş 54 geminin birden batırıldığına ve 35 bin ton atığın ise ambalajsız olarak döküldüğüne ilişkin belgeler bulduğunu, bu alanda bilimsel araştırma yapmak amacıyla rehberliğinde bir komisyon oluşturulduğunu ve tüm araştırmaların 1997 yılına dek devlet sırrı olarak gizli tutulduğunu ifade etti.
Söz konusu zehirli askeri atıkların arasında zarin, etil zarin, tabun, iprit, lyuzit ve sinil gibi insan hayatını bir anda yok edebilecek maddeler bulunduğunu kaydeden profesör, acil önlem alınmaması durumunda yaşanacak olası bir patlama sonrasında tüm dünya sularının hızla zehirleneceğini ve bunun sonucunda dünyadaki oksijen oranının yüzde 60 azalacağını, insanların deniz gıdaları alarak önce genetik olmak üzere diğer sağlık problemleriyle karşılaşacağını, havadaki ozon tabakasının ise bozulacağını belirtti. Profesör, dolayısıyla tüm bu gelişmelerin aslında hayatın sonu anlamına geldiğini vurguladı.
Dünya sularının zehirli askeri atıklardan arındırılması amacıyla rehberliğini üstlendiği komisyon tarafından geliştirilen teknoloji konusunda Dünya Denizcilik Örgütü'ne bilgi verdiklerini anlatan Tyalovski, projenin 47 ülkenin ilgili patent kurumları tarafından da ilk ve benzersiz olarak kabul edildiğini vurguladı. Tyalovski, denizcilik örgütünün kendisine yolladığı mektuba projeyi desteklemekle birlikte böyle başvuruların özel şahıslar tarafından değil devlet tarafından yapılması gerektiğini hatırlattığını anlattı.
Beyaz Rusya Dışişleri, Savunma ve Eğitim bakanlıklarının Bilimler Akademisi'nin onayı bulunması halinde projeye destek vermeye hazır olduğunu beyan ettiğini belirten profesör, Bilimler Akademisi yönetiminin sırf iç kargaşa ve çıkarcı tutumları dolayısıyla projenin hala onaylanmadığını bildirdi.
Projeye devlet düzeyinde sahiplenilmesi durumunda geliştirdiği teknolojinin tüm patent haklarını Türkiye veya diğer devletlere de devretmeye hazır olduğunu anlatan Tyalovski, konuşmasını "Tek amacım, insanlığı bu korkunç felaketten kurtarmak. Artık kaybedilecek zaman kalmadı" sözleriyle tamamladı.