ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Kongre’de katıldığı oturumda Amerikan ordusunun Afganistan’dan çekilme sürecine ilişkin eleştirilere yanıt verdi. Zaman zaman gerilimin yükseldiği oturumda Cumhuriyetçi üyeler Blinken’a sert sözlerle yüklendi hatta bazıları istifa çağrısı yaptı.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda düzenlenen oturumda Blinken, Başkan Joe Biden’ın Afganistan’dan çekilme kararını savundu. Oturumda, ABD’nin desteklediği Afgan hükümetinin hızla çökmesi ve Taleban’ın 11 günde yönetimi eline almasına ilişkin uzun bir soru listesine maruz kalan Blinken, çekilme sürecin kötü idare edildiği, Afganistan'daki Amerikalılar ve geçmişte ABD’yle çalışmış Afganlar’a yeterli yardımın sağlanmadığı gibi eleştirilerle beraber, Kabil havaalanında 13 ABD askeri ve onlarca Afgan’ın hayatını kaybettiği terör saldırısı ve havaalanında yaşananlara atıfta bulunan suçlamalarla sık sık karşılaştı.
"Önceki yönetim bize bir son tarih bıraktı, plan bırakmadı"
Blinken, Afganistan’dan tüm ABD askerlerinin 31 Mayıs’a kadar çekilmesi konusunda eski Başkan Donald Trump yönetiminde varılan anlaşmaya işaret ederek, bir önceki ABD yönetiminin kendilerine askerlerin çekilmesi ve savaşın bitirilmesi konusunda son tarih içeren bir anlaşma bıraktığına, ancak bu anlaşmanın nasıl uygulanacağına dair bir plan bırakmadığına dikkati çekti. Blinken, Taleban’la çekilme anlaşmasını Trump yönetiminin müzakere ettiğini, anlaşmanın parçası olarak 5 bin Taleban militanının da Trump döneminde serbest bırakıldığını anımsattı.
Blinken, “Daha fazla kalmanın, Afgan güvenlik güçlerini ya da Afgan hükümetini daha dirençli veya daha kendi kendine yeten hale getireceği yolunda ortada hiçbir kanıt yok. Biz önceki yönetimden bir son tarih miras aldık, bir plan miras almadık” ifadesini kullandı.
Cumhuriyetçiler: "Teröristlere karşı kaybettik"
Oturumda Cumhuriyetçi üyeler, Afganistan’dan çekilme süreci için “facia”, “utanç vesilesi” gibi tanımlamalar kullandı.
Komisyonun en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Michael McCaul, “Amerikan halkı kaybetmeyi sevmez, özellikle de teröristlere. Ama olan şey tam olarak buydu” diyerek eleştirisini dile getirdi. Bagram Hava Üssü gibi önemli noktaların neden elde tutulmadığını ve yönetimin komşu ülkelerle istihbari gözetim ve terörle mücadele konusunda neden anlaşmalara varmadığını soran McCaul, Çin’in devreye girdiği bir ortamda bu durumun bir ulusal güvenlik tehdidi olduğunu kaydetti.
"Facia ve ihanet"
“Bu olanlar, tam anlamıyla epik boyutta bir faciaydı” diyen McCaul, bazı Amerikalılar ve Afganlar’ı bırakarak aniden çekilmenin Taleban’ı ve ABD’nin diğer hasımlarını cesaretlendirdiğini öne sürdü. McCaul, “Bunu tek kelimeyle özetleyebilirim: İhanet” dedi.
Demokratlar arasında da, çekilme operasyonunun daha iyi idare edilebileceğini kabul edenler ve Afganistan’dan ayrılmak isteyen Amerikalılar ve Afganlar’la ilgili endişeler dile getirenler olmakla birlikte, birçoğu tüm bu yaşananların aslında eski Başkan Trump döneminde atılan adımlardan kaynaklandığını savundu.
Komisyonun başkanı Demokrat Gregory Meeks, komisyonun diğer üyelerinden, eleştirilerine siyaset karıştırmamalarını rica etti ancak Meeks de çekilme sürecinde sorunlar yaşandığını kabul ederek, “Adımlar farklı şekilde atılabilir miydi? Kesinlikle” ifadesini kullandı.
Trump’a yönelik eleştirilerinden dolayı Cumhuriyetçi Parti içinde kimilerinin hedef tahtası olan Adam Kinzinger, yaşanan durumdan hem Biden hem de Trump’ı suçladı. Kinzinger, “Trump yönetimi hazırlık aşamasında, Biden yönetimi de uygulama aşamasında başarısız oldu” dedi.
"Hiç kimse Afgan hükümetinin bu kadar çabuk düşeceğini tahmin etmedi"
Haziran ayındaki bir açıklamasında Taleban’ın tüm ülkeyi ele geçirmesinin “bir Cuma’dan Pazartesi’ye olmayacağı” tahminini dile getiren Blinken, bu sözlerine ilişkin eleştirilere yanıt olarak da, ABD hükümeti içerisinde hiç kimsenin Afgan hükümetinin bu kadar çabuk düşeceğini tahmin etmediğini söyledi. Blinken, “En karamsar değerlendirmeler bile Kabil’deki hükümet güçlerinin ABD güçleri daha ülkedeyken çökeceğini öngörmüyordu” ifadesini kullandı.
Blinken oturumda, tehditlerin tespiti için aktif çalışma yürüttükleri yönünde güvence verdi.
"Afgan halkına insani yardım desteğini sürdüreceğiz"
ABD Dışişleri Bakanı, Afganistan’dan tahliyeleri, diplomatlar, ordu ve istihbarat yetkililerince “hayal edilebilecek en zor koşullarda kahramanca ve olağanüstü bir çaba” ifadesiyle övdü. Blinken, “Nihayetinde 124 bin kişiyi güvenle tahliye ederek tarihin en büyük hava yoluyla taşıma operasyonlarından birini tamamladık” dedi
Blinken, ABD’nin Afganistan halkına insani yardım desteği sağlamaya devam edeceğinin sözünü verdi ancak bunu Taleban üzerinden değil bağımsız örgütler ve Birleşmiş Milletler’e bağlı kurumlar üzerinden yapacağını belirtti.
Afganistan’ın çok ciddi boyuta gıda kıtlığı riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunan Blinken, “Zaten sıkıntılar içindeki Afganistan halkının daha da fazla acılar çekmemesi için elimizden geleni yapacağız” ifadesini kullandı.
Blinken, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda tek görevi Afganistan’da kadınlar, kız çocukları ve azınlıkları destekleme çabalarına odaklanmak olacak olan üst düzey bir yetkili atayacağını da açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Taleban’ın 15 Ağustos’ta Kabil’i ele geçirmesinden sonra Amerikan vatandaşlarının, Yeşil Kart sahiplerinin ve risk altındaki Afganlar’ın ülkeden çıkarılması konusunda yeteri kadar hızlı hareket etmediği gerekçesiyle yoğun eleştirilere maruz kalıyor. Her iki partiden Kongre üyeleri, yönetim yetkililerini bu süreçle ilgili sorgulamak için oturumlara davet edeceklerini belirtmişti ve Blinken da Afganistan’da Taleban’ın yönetime gelmesinden sonra Kongre’de ifade veren ilk yönetim yetkilisi oldu. ABD Dışişleri Bakanı SAlı günü de Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda senatörlerin Afganistan’la ilgili sorularını yanıtlayacak