HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Boğaz'ın rotasında dümen tutan eller

İstanbul Boğazı'nda her yıl 40 milyonun üzerinde yolcu taşıyan Şehir Hatları vapurlarında, hayatlarını denize adamış 65 kaptan görev yapıyor - Kaptanlar, İstanbul Boğazı'nın bir yakasından diğerine giden binlerce yolcuyu, güvenli şekilde gidecekleri yere ulaştırmak için özveriyle çalışıyor - Kaptan Halil Atilla Turgut: - "Her şeyden önce yolcuların canları bize emanet. İnsanlar işlerine, evlerine, okullarına gidiyor. İstanbul Boğazı'nda aşıkları, sevenleri, özlem çekenleri birbirlerine kavuşturuyoruz" - Kaptan Saadettin Çil: - "İstanbul Boğazı ulaşım açısından yoğun bir deniz. Bu bir kanal ve birleşim, geçiş ve transit bir nokta. Senede yaklaşık 24 bin transit geminin geçtiği belirtiliyor. Boğaz'da kendi gemilerimiz, motorlar, sandallar, yatlar da bulunuyor. Transit geçişler esnasında karşılaşmalar olabiliyor"

İSTANBUL (AA) - LALE BİLDİRİCİ BÜYÜKKARAKAYA - İstanbul Boğazı'nda hizmet veren 169 yıllık İstanbul Şehir Hatları'nın görünmez kahramanları kaptanlar, yolcularını güvenle taşımanın gururunu yaşıyor.

İstanbul'un kültürel miraslarından olan, tarihte birçok şair, yazar ve sanatçıya ilham veren vapurlar, Boğaz ve martıları izleyerek yolculuk yapma keyfi yaşatıyor. Yılda 40 milyonun üzerinde yolcu taşıyan vapurların kaptanları, mesleklerinin avantaj ve dezavantajlarını AA muhabirine anlattı.

169 yıllık İstanbul Şehir Hatları'nda görevli 65 kaptandan biri Halil Atilla Turgut, 30 yıldır kaptanlık yaptığını, çocukluğunun babasının balıkçı teknesinde geçtiğini, denize tutkusu nedeniyle kaptan olmaya karar verdiğini söyledi. Mesleğe 1987 yılında stajyer olarak başladığını belirten Turgut, "17 yaşında stajyer olarak başladığım gemide, şu an kaptan olarak görev yapıyorum. Bu duygu benim için ayrı bir gurur veriyor." dedi.

Uludağ Üniversitesinde Yatçılık ve Yat İşletmeciliği Bölümünde de okuduğunu anlatan Turgut, Boğaz'da gemi kullanmanın kendisine keyif verdiğini dile getirdi. İstanbul Boğazı'nda kaptanlık yapmak için dikkatli olmak gerektiğini vurgulayan Turgut, iklim koşulları ve deniz trafiğini iyi bilmek gerektiğini kaydetti. Turgut, "Biz insan taşıyoruz. Her şeyden önce yolcuların canları bize emanet. İnsanlar işlerine, evlerine, okullarına gidiyor. İstanbul Boğazı'nda aşıkları, sevenleri, özlem çekenleri birbirlerine kavuşturuyoruz." diye konuştu.

Turgut, Kanlıca İskelesi'ne yanaşırken kuvvetli lodosun etkisiyle orkoz adı verilen akıntının gemiyi ters çevirdiğini anlattı. Olay nedeniyle normalde sancak tarafından yanaşırken iskele tarafından yanaşmak zorunda kaldıklarını ifade eden Turgut, "Dünyanın neresinde yaparsanız yapın denizcilik zor bir meslektir ama keyiflidir. Bir okyanusa açıldığınızda gökyüzünün güzelliğini seyretmek kadar keyifli bir şey yoktur. Şehir hatlarında kaptan olmak için de yanaşacağınız iskelenin özelliklerini iyi bilmeniz gerekir. Bunu bildikten sonra sorun yaşanmıyor." diye konuştu.

- Denizi olmayan kentte kaptanlık hayalleri

Şehir Hatları'nda yıllardır kaptanlık yapan Saadettin Çil ise denize kıyısı olmayan Çankırı'da dünyaya gelmesine rağmen, çocukluğunda hiç görmediği denizlerde kaptanlık yapma hayalleri kurduğunu anlattı.

Ailesinin İstanbul'a taşınmasının ardından Su Ürünleri ve Denizcilik Meslek Lisesini kazanarak hayallerini gerçekleştirme yolunda ilk adımı attığını belirten Çil, 1990 yılında mesleğe başladığını, 20 yıldır işletmede çalıştığını ve 5 yıldır da kaptanlık yaptığını ifade etti.

Kaptan Köşkü'nde biri reis ve kaptan olmak üzere, toplam 6 kişi çalıştıklarına işaret eden Çil, gemide arıza olup olmadığı kontrol edilip, planlama bilgisi verildikten sonra en geç saat 08.00'de sefere başladıklarını aktardı.

İstanbul Boğazı'nda günde ortalama 24 sefer yaptıklarını belirten Çil, şöyle konuştu:

"İstanbul Boğazı ulaşım açısından yoğun bir deniz. Bu bir kanal ve birleşim, geçiş ve transit bir nokta. Senede yaklaşık 24 bin transit geminin geçtiği belirtiliyor. Boğaz'da kendi gemilerimiz, motorlar, sandallar, yatlar da bulunuyor. Transit geçişler esnasında karşılaşmalar olabiliyor. Bu noktada da transit gemilerle ilgili denetleme sağlayıp bilgi veren yönlendirme istasyonları bulunuyor. Orada çalışan kişiler, bu transitleri baştan sona kadar yönlendirerek seferlerimize engel olmadan misafirlerimizi en iyi şekilde ulaştırmamız için yardımcı oluyorlar. Bu sayede Boğaz'da geçişlerde çok sıkıntı olmuyor ve güvenliği sağlanmış oluyorlar ama yoğunluk devam ediyor."

Vapurda bir çocuğun kaybolduğu haberini aldıktan sonra tüm ekipleri seferber ettiklerini de ifade eden Çil, o gün yaşananları şöyle anlattı:

"2018 yılında İlker Kartel gemisiyle Ada'ya 23.00 seferi yapacağız. Kadıköy'den yolcularımızı alıp Kınalı Ada'ya yaklaşırken, bir bayan yolcu telaşla bana geldi, gruplarındaki bir çocuğun kaybolduğunu belirtti. Tüm iskeleleri arayarak çocuğun kaybolmasıyla ilgili yetkililere bilgi verdik. Çocuğun akıbetini öğrenmeye çalışıyor ve anons yapıyoruz ama bulamıyoruz. Moralimiz çok bozuldu, gecenin bir yarısı. En sonunda Ada'ya ulaşıldığında yolcu bize geldi ve teşekkür ederek çocuğun bulunduğu haberini verdi. Geminin ana güvertesinin arka taraftaki salonda oturan çocuk kulaklığını ve şapkasını takmış, çantasını kucağına alıp müzik dinliyormuş. Bütün gemi şok olduk. Denize düşmüş bile olabilirdi ama çocuğun gemide bulunduğu haberini alınca hepimiz mutlu olduk."

Emekli olduktan sonra da denizden kopamayacağını belirten Çil, kaptan olmak isteyen gençlerin denizi sevmeleri, sabırlı olmaları ve yalnızlığa alışık olmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler