Anders Breivik'in geçen yaz Norveç'teki Ütoya adasında gerçekleştirdiği katliamdan sağ kurtulanlar mahkemede başlarına geleni bir kez daha yaşıyor.
Mahkeme 19 yaşındaki Lars Oeberg'in ifadesini dinledi.
Oeberg Breivik'e gözlerinin rengini görebilecek kadar yakın olduğunu söyledi.
Oeberg Breivik'in polis üniforması içinde katliamı gerçekleştirirken ifadesiz ve sakin göründüğünü söyledi.
Lars Oeberg adadan yüzerek uzaklaşmayı başarmış.
Oeberg mahkemeye Breivik'in kendisine nişan aldığını ancak bir şekilde dikkatinin dağıldığını ve onun yerine başka bir çocuğu başından vurduğunu anlattı.
İfadesini verdikten sonra BBC'ye konuşan Oeberg ''Hayatımın geri kalanında olanlarla yaşamak zorundayım'' dedi.
Bir başka tanık ıslak ve kanla kaplı bir biçimde nasıl saklandığını anlattı.
Breivik bir yamaçtan aşağı ateş ederken tam ateş ettiği yönde saklanmakta olan Tonje Brenna bir kayadan seken bir kurşunla boynundan vurulmuş.
Tonje Brenna ''Her an vurulabileceğimi biliyordum'' dedi.
Mahkemede ayrıca adli tabiplerin kurbanlarla ilgili yazdıkları raporlar da okundu.
Cinayetlerin rahatsız edici detayları mahkemeyi izlemeye gelenleri ve hayatta kalan kurbanları dehşete düşürdü.
Raporların okunması sırasında sırtından üç defa vurularak öldürülen bir adamın ölmeden kısa süre önce kampta geçirdiği zamanı ''hayatının en güzel haftası'' olarak tanımladığı da ortaya çıktı.
İfadelerin ardından mahkemedeki kurban yakınlarının büyük bir kısmı sessizce ağlamaya başladı.
Many relatives in the courthouse have been sobbing quietly through the testimony.
Katliam sırasında 15 yaşındaki oğlu adada olan Christin Bjelland ''Bu çok korkunç. Duruşmada çok ağladım. Bu acı verici bir süreç ancak gerekli. Yargıçlar bütün gerçekleri duymalı" dedi.
Mahkeme salonunun dışında Breivik'in kurbanları için çiçekler bırakıldı.
Ölenlerin yaş ortalaması 18'di.
Adli psikiyatrist Henning Vaeroy ''Herşey çok zordu. Savcılar ve psikyatristler bile ağlıyordu'' dedi.
Koyu renk takım elbise giyip kravat takan Breivik ifadeler sırasında tepki göstermeden oturdu.
Breivik geçen ay daha fazla insan öldürmediği için üzgün olduğunu söylemiş ve hiç bir pişmanlık belirtisi göstermemişti.
Mahkeme Breivik'in akli dengesinin yerinde olup olmadığına karar vermek zorunda.
BBC'ye konuşan Vaeroy ''Görüşleri kötü ve delice ancak psikiyatrik açıdan baktığımızda bana göre ne psikoz ne de delilik belirtisi gösteriyor'' dedi.
Vaeroy ''Tepkisiz görünüyor çünkü yapmak istediği şey radikal politik mesajını olabildiğince çok insana ulaştırmak. Bence tepkisiz duruşu duygusal ifadelere karşı psikolojik bir savunma'' şeklinde konuştu.
Breivik artık mahkemede normalde oturduğu yerden bir sıra geride, tanıklardan çok daha uzakta oturuyor.
Tanıkların mahkemeden ifadeleri sırasında Breivik'in salondan çıkarılmasını talep etme hakları da bulunuyor.
Ancak şimdiye kadar ifade veren kurbanların çoğu Breivik'in yüzüne bakarak konuşmayı tercih etti.
Tüm tanıklar yaşadıkları tramvaya rağmen kendilerine hakim ve sakindi.
Breivik'in saldırısından sağ kurtulan Bjorn ifadesinde Breivik'in kendisini öldüreceğinden emin olduğunu ve bir noktada ''ruhunun bedenini terk ettiğini hissettiğini'' söyledi.
İfadesini verdikten sonra BBC'ye konuşan Bjorn ''Adada yaşadığım en korkunç deneyim üst üste yığılmış cesetlerden birinin cebindeki telefonun çaldığını duymamdı. O anda o telefonun sahibinin sevdiği insanlarla bir daha asla konuşamayacağını düşündüm. Bunu asla unutmayacağım'' dedi.
Ancak Bjorn Ihling katilin yüzüne bakmanın iyileşme sürecinin bir parçası olduğunu da söyledi.
Bjorn ''O artık beni incitemez. Bu mahkeme salonu gerçekten güvenli. O beni bir daha asla incitemeyecek. Bunu sürekli hatırlamaya çalışıyorum'' dedi.