ANKARA (İHA) - Irak'ın Musul kentinde uğradıkları silahlı saldırıda şehit edilen 5 özel harekat polisi için düzenlenen törende teröre lanet yağdırıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak halkının bölünmez bütünlüğü için elinden gelen gayreti sarf eden Türkiye'nin, bunun bedelini 80'e yakın evladının canıyla ödemeyi hak etmediğini söyledi.
Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği'nde görev yapmak üzere Bağdat'a giderken 17 Aralık Cuma günü Musul yakınlarında silahlı saldırıya uğrayan ve şehit edilen özel harekat görevlileri Nihat Akbaş, Bilal Ülgen, Bülent Kıranşal, Adem Çiçek ve Süleyman Karahasanoğlu için bugün İçişleri Bakanlığı'nda bir tören düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, kabine üyeleri, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, üst düzey askeri yetkililer ve emniyet mensupları katıldı. Tören sırasında gözyaşı döken şehit polislerin aileleri, özel harekatçı güvenlik görevlileri tarafından teskin edilmeye çalışıldı. Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Erdoğan, tören alanına gelişlerinde şehit yakınlarına başsağlığı diledi.
Tören, şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlandı. Saygı duruşu sırasında şehitlerin naaşları başında nöbet tutan özel harekat görevlileri de gözyaşlarına hakim olamadı. Törende bir konuşma yapan Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner, "Ey çağdışı kalmış ideolojilerin maşaları, bu katliamı bir kutsal inanç uğruna yaptıysanız bilin ki bu şehitlerin hiçbirinden daha inançlı değilsiniz. Yaptığınız iş adi bir cinayet ve terör eylemidir" diye konuştu. Bu kalleş saldırının, Irak halkının ve Irak yönetiminin onuruna sürülmüş bir leke olduğunu vurgulayan Aydıner, katilleri bulmanın, Irak yönetiminin boynunun borcu olduğunu ifade etti. Aydıner, bundan sonra Irak'ta alın teri döken Türk vatandaşların güvenliği için daha ciddi tedbirler alınmasını beklediklerini de belirtti. Uluslararası polislik görevinde Türk polisinin dünyada 3. sırada olduğuna işaret eden Aydıner, 341 güvenlik görevlisinin 130 ülkede Türk büyükelçiliklerinde ve diğer temsilciliklerde başarıyla görev yaptıklarını anlattı. Bu tür cani eylemlerin Türk polisini yıldıramayacağını, tam tersine bileyeceğini söyleyen Aydıner, Türk polisinin teröristlerle mücadelesine bundan sonra da devam edeceğini vurguladı.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ise, Bağdat Büyükelçiliği'ni korumak amacıyla Irak'a giden polislerin Musul'da hain bir pusuya kurban gittiklerini ifade ederek istikrarsızlığın, terörün, kin ve gözyaşının hakim olduğu Irak'ta yaşanan bu olayın, Türkiye'nin barıştan yana tutumuna hiçbir zaman engel teşkil etmeyeceğini vurguladı. Türkiye'nin, bölgede barışın tesis edilmesi için hiçbir oyuna gelmeden çabalarını sürdüreceğini kaydeden Aksu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, katillerin adalet önüne çıkarılması için ısrarlı takibini de sürdüreceğini söyledi. Türk milletinin dünyada eşi ve benzeri olmayan hasletlere sahip bir millet olduğunu hatırlatan Aksu, bunların başında da vatanı, milleti ve bayrağı için canını feda edebilmesinin geldiğini belirtti. Aksu, "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğruna ölen varsa vatandır anlayışı daima yolumuza meşale olmuştur. Vatanı, milleti ve bayrağı için canını feda edenler şehitlerdir ve onlar mertebelerin en yükseğine ulaşırlar. Onların bize bıraktıkları aileleri asla yalnız kalmayacaklardır" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ HALA TAKDİR ETMEYEN HAİNLER VE ALÇAKLAR VAR" Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül de acılarının çok derin olduğunu belirterek, güvenlik güçlerinin hain bir tuzağa düşürüldüklerini ve şehit olduklarını ifade etti. Savaş ortamında bile görev yapmak ve Türkiye'nin dalgalanan bayrağını muhafaza etmek için zor şartlara giden kahraman güvenlik görevlilerini asla unutmayacaklarını vurgulayan Gül, Türkiye'nin, Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğüne herkesten çok önem veren, Irak'a insani yardımları herkesten çok yapan bir ülke olduğunu, Türkiye'nin bu büyüklüğünü hala takdir etmeyen hainler ve alçakların bulunduğunu ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Irak'ta bu katillerin ortaya çıkarılması ve bunlara gerekli cezaların verilmesi için sonuna kadar işin takipçisi olacağını kaydeden Gül, savaş ortamında Irak'taki Türk Büyükelçiliği'nin birkaç kez saldırıya uğradığını; ancak bu zor şartlar altında bile Türkiye'nin çıkarları bunu gerektirdiği için açık tutulmaya devam edildiğini anlattı. Hükümetin, şehitleri pusuya düşürenlerin arkasında olacağını vurgulayan Gül, "Şehitlerimizin aileleri zannetmesinler ki bu merasimle her şey bitecektir. Sonuna kadar şehit ailelerimize sahip çıkacağız. Onların çocukları bizim çocuklarımızdır, onların aileleri bizim ailemiz gibidir" şeklinde konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, üzüntülerinin büyük olduğunu belirterek, görevleri icabı kutlu bir yolculukta hayatlarını kaybeden polislerin, şehitler saflarında yerlerini aldıklarını söyledi. Erdoğan, "Onlar diridirler, biz bunun farkındayız. Şu ana kadar Irak'ta Irak halkının bölünmez bütünlüğü için elinden gelen gayreti sarf eden Türkiye bunun bedelini kaybettiği 80'e yakın evladıyla ödememeliydi. Gel gör ki bunu bilmekten uzak teröristler, caniler ne yazık ki uygulamalarını bu şekilde sürdürmektedirler" dedi. Teröristin dini, milleti, ırkı, vatanı olmadığını belirten Erdoğan, teröristlerin bunun gereğini yerine getirdiklerini; çünkü Türk güvenlik görevlilerinin Irak'a savaş için değil, bir diplomatik görevin gereği olarak Türk Büyükelçiliği'ni korumak için gittiklerini hatırlattı. Gerek koalisyon güçleri gerekse Irak geçici yönetimi nezdinde bunun takipçisi olacaklarını ifade eden Erdoğan, her şeye rağmen bunların Türk milletini ve şehit ailelerini tatmin etmeyeceğini kaydetti. Erdoğan, şehitlerin ebedi alemde yerlerini aldıklarını bilmelerinin kendileri için tek teselli olduğunu ifade etti. Sözlerine Mehmet Akif Ersoy'un dizeleriyle son veren Erdoğan şunları söyledi: "Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber edalarıyla biz de kendilerini o ağuşunu açmış Peygamberin kucağında görüyor, kendilerine Allah'tan rahmet, ailelerine, milletimize başsağlığı diliyoruz."
Konuşmaların ardından şehitler için dua okundu. Dua okunması sırasında Başbakan Erdoğan'ın gözleri dolarken, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in de ağladığı gözlendi. Şehitlerin naaşları daha sonra omuzlara alınarak kortej oluşturuldu. Şehit naaşları cenaze marşı eşliğinde cenaze araçlarına götürülürken, şehit aileleri gözyaşlarına boğuldu. Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan, Orgeneral Özkök ve törene katılan protokol korteje katılarak bir süre yürüdü.
Öte yandan şehitlerin tören sonunda omuzlara alınarak cenaze araçlarına götürülmesi sırasında tatsız bir gelişme yaşandı. Şehit ailelerinin arasından çıkan ve kendisini şehit yakını olarak nitelendiren bir kişi, Başbakan Erdoğan ve bakanların bulunduğu bölüme doğru gelerek, şehit düşen polislere zırhlı araç verilmediği için tepki göstererek, "Tolon Paşa kadar siyasiler olamadı" dedi. Vatandaş korumalar tarafından protokol bölümünden uzaklaştırılırken, Başbakan Erdoğan'ın tepki sonrası moralinin bozulduğu gözlendi. Törenin sonunda şehitlerin naaşları toprağa verilmek üzere memleketlerine gönderildi.